Bediüzzaman: Bu memleket insanlarının tekemmülatı ve tehzib-i ahlâkı, hiss-i dinin mayıyla ilgili
Hem de intizam-ı idareye şiddet-i ihtiyacımızdan yüz derece veya daha ziyade tehzib-i ahlâka muhtacız
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)
MAKALE - 15
SUAL: Böyle nazik bir zamanda hissiyat-ı diniyeyi heyecana getirmekle, teskin ve ta'dili güç olur?!
Elcevab:
Dinde hükümferma olan hak ve adalet, hissiyatı ta'dil ve tahdid eder. Şair hissiyata kıyas olunmaz. Hem de bu heyecanın hararetiyle imtizac-ı kimyevî-i anâsır gibi, bize lâzım olan "ziya-yı maarif" hararetli kuvvet ve şevki tevlid. Hem de terakkiyat ve medeniyete lâzım olan hissiyat-ı ulviyede en bedevî adam, en münevvür-ül fikir gibi İslâmiyet namıyla tarik-i terakkide şevk-i vicdanî ile sevk edilir.
Hem de bu sada-yı dinî bu merkez-i hilâfetten sudûr etmekle, etrafa aks-endaz olmaz ise, istibdad onun eşsiz merkezden iftirak meylini ekdiğinden; bu meyilden istifade ederek, çeşitli sahib-i zuhûr mütemehhidlik veya müceddidlik namıyla başka taraflarda bu sadâyı çıkaracak ve bu devlet-i İslâmiyeyi tefrikaya düşürecek ve bu ism-i mübareki de tenzîl ve tahdîd içindir. Hem de intizam-ı idareye şiddet-i ihtiyacımızdan yüz derece veya daha ziyade tehzib-i ahlâka muhtacız. Bu da iksir-i diyanetledir.
Zira, umum enbiyanın memâlik-i Osmaniyeden zuhûru, kazâ ve kader-i İlâhînin bir işâreti ve remzidir ki; bu memleket insanlarının tekemmülatı ve tehzib-i ahlâkı, hiss-i dinin mayıyla ilgili. Hem de Şeriatla münasebet-i vehmîden başka seçenekatı olmayan istibdad, o kadar arada o derece dahil ve dışında mühacemata karşı kendini bekliyor. -i şeriyeye isnad ve istimdad etmek zarurîdir.