Bediüzzaman İslamofobya ve dinsizliğe karşı müjdeliyor
Akgündüz, bütün insanlığın maruz kaldığı iki dehşetli düşman ve musibete dikkat çekti ve çözümü anlattı
Risale Haber-Haber Merkezi
Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi'nin 2018-2019 akademik yılı açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, son yıllarda dünyanın çok sancılı günler geçirdiğini belirterek, "İnanıyorum ki, eğitim bütün insanların yaralarını tedâvî edecek en iyi ilaçtır. İUR’nin yapmak istediği tam da budur" dedi.
Akgündüz, konuşmasının başında Kur'an-ı Kerim'den iki ayet meali aktardı:
"Bütün insanlık için geçerli olan iki ilâhî mesajı sizlere iletmekle başlayacağım: “İnsanlara zulmedenlere meyletmeyin; aksi takdirde onları yakacak olan ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra isteseniz de yardım edilmezsiniz.” (Hûd, 113.) “Öyle bir fitneden sakınızı ki, geldiği zaman sadece zulmedenlere has kalmaz. Bilin ki Allah cezası çok şiddetli olandır.” (Enfâl, 25.)
İnsanlığın maruz kaldığı iki dehşetli düşman ve musibet
Bütün insanlığın maruz kaldığı iki dehşetli düşman ve musibet bulunduğunu ifade eden Akgündüz, birinin İslamofobya diğerinin ise dinsizlik olduğunu vurguladı. Akgündüz şöyle konuştu:
Birinci dehşetli belâ ve musibet İslamofobyadır. İslamofobya görünüşte sadece İslâm’ı ve Müslümanları hedef alıyor gözükse de, gerçekte bütün insanlık için büyük bir felâkettir. Zira şer şerri doğurur. Maalesef bazı akılsız politikacılar, kendi taraftarları arasında binlerce aşırı uçların doğmasına sebep oldukları gibi, karşı tarafta da yeni radikallerin doğmasına yol açtıklarının farkında değildirler. Bu hal, bütün insanlığı her açıdan yaralamaktadır. Tahrip kolaydır. Yıllar içinde zorlukla inşâ edilen bir düzen, çocuk akıllı bir politikacı tarafından yıkılabildiğini biliyoruz.
Barış için mücâdele ederken Hz. Muhammed’i (asm) dinleyelim
Ben müşahhas bir misal vermek istiyorum: Andrew Brewick denilen katilin Londra’da 2011 tarihinde "A European Declaration of Independance" adıyla neşrettiği 1000 sayfalık Manifestosundaki tesbitler. Sadece ilk kısmını tercüme edelim:
"1955-1999 arası diyalog devri idi. İslam ile Avrupa’nın savaşının üç aşaması olacak:
- Birinci Aşama: 1999-2030 arası Avrupa’nın İslam ile savaşı başlayacak.
Neticeleri: İslamiyet Avrupa’da yüzde 2 ila yüzde 30 arasında gelişecek.
Daha sonra da Hristiyanlar İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş ilan edeceklerini sayfalarca anlatıyor ki, şu anda bazı Avrupa ülkeleri ve Amerika sanki o programı harfiyyen uyguluyor.
Geliniz, hep birlikte her iki taraftan radikallere ve ırkçılara karşı birlikte mücadele edelim. Barış için mücâdele ederken Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (asm) dinleyelim: "Sizler dindar Hristiyanlarla kesin bir barış yapacaksınız; ikiniz birlikte ortak düşmanlara karşı savaşacaksınız. Mücâdeleyi kazanıp çok kazanımlar elde edeceksiniz.”
Dinsizliğe dur denilmezse, dünya başımıza yıkılacak
İkinci büyük felâket ve belâ ise, dini ve manevî değerleri terk ettirerek insanlığın dinini ve değerlerini tahrip etmektir. Dinsiz millet yaşayamaz. Din, her ferdin vazgeçemeyeceği temel bir insanlık değeridir. Dinin gayesi, insanlara rehberlik etmek, iki dünya mutluluğunu temin eylemek ve hayatı yaşanılır hale getirmektir. İnsanlara adaletin güzelliğini ve zulmün çirkefliğini öğreten de dindir. İnsanlığı, bu asrın şerleri ve belâlarından kurtarmanın yolu da dinden geçer.
Maalesef, insanlık hızla dinden ve ahlaktan kopuyor; ahlaksızlık kanunlarla korunur hale geliyor. Eğer bu duruma bir dur denilmezse, dünya başımıza yıkılacak, aile çökecek ve insanlık gelecekte kendisini idare edecek sağlam nesiller yetiştiremeyecektir.
Bediüzzaman müjdeliyor
Bediüzzaman Said Nursi, bundan kurtuluşun yolunu hem açıklıyor ve hem de müjdeliyor:
“İşte böyle bir sırada, dinsizlik cereyanı pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’ın ma’nevî şahsiyetinden ibaret olan hakîki İsevîlik dîni ortaya çıkacak, yâni Rahmet-i İlâhîyenin semâsından nüzûl edecek; hâl-i hazır Hıristiyanlık dîni o hakîkata karşı tasaffi edecek, hurâfelerden ve tahrifattan sıyrılacak, İslâmın hakikatleriyle birleşecek; ma’nen Hıristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılâb edecektir... Ve Kur’ân’a iktidâ ederek, o İsevîlik şahs-ı ma’nevîsi tâbi’ ve İslâmiyet metbu’ makamında kalacak; Hak din bu iltihak neticesinde büyük bir kuvvet bulacaktır.
"Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûb olan İsevîlik ve İslâmiyet; ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak isti’dâdında iken, göklerde cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık, bir Kadir-i Külli Şey’in va’dine istinâd ederek haber vermiştir. Mâdem haber vermiş, haktır; mâdem Kadir-i Külli Şey’ va’d etmiş, elbette yapacaktır. Hazret-i İsâ Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakîki İsâ olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun manevi yakınları ve havassı, nûr-u îman ile O’nu tanır. Yoksa açık bir şekilde herkes onu tanımayacaktır.” (Mektubat, On Beşinci Mektup, 57.)
Üniversitede doğru İslam’ı ve İslamiyet’e layık doğruluğu anlatmaya çalışıyoruz
Acaba İUR insanlığın bu ortak düşmanlarına karşı nasıl mücadele ediyor diye sorarsanız, kısaca şunları söylemek mümkündür:
Birincisi, biz bu Üniversitede doğru İslam’ı ve İslamiyet’e layık doğruluğu anlatmaya çalışıyoruz. Üniversitemiz, aşırı akımlara karşı manevî bir sigorta şirketi gibi çalışmaktadır. On sekiz yıllık eğitim tarihimiz ve talebelerimiz bunun canlı şahitleridirler.
İkincisi, İslamiyet hakkındaki doğru bilgileri hem Müslümanlara ve hem de gayr-ı Müslimlere aktarmak için akademik yayınlar yapıyoruz. Kırka ulaşan IUR Press yayınları bunun müşahhas örneklerdir.
Üçüncüsü, sadece kendi işimizi yapmıyoruz. Erasmus Projesi ve İşbirliği Sözleşmeleri yollarıyla hem İslam âlemi ve hem de Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerle birlikte çalışıyoruz.
Dördüncüsü, bazı Hristiyan grupların da dinden ve ortak ahlakî değerlerden kopmalara karşı mücâdele etmek istediklerini ve bizlerden yardım istediklerini görüyoruz. Bunu da cevapsız bırakmıyoruz.
Hem Hadis ve hem de araştırmalar gösteriyor ki, 2083 yılına kadar Avrupa ve Amerika’da İslamiyet yayılacak ve Müslümanlar hep galip gelecek inşallah. Ne Hollanda’nın Wilders’ı, ne Fransa’nın Fino’su ve ne de Almanya’nın Merkel’i, İslam’ın Avrupa’da yayılmasını engellemeyecektir. Yeter ki, İslamiyet’i doğru anlatalım; birlik ve beraberlik içinde olalım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.