Bediüzzaman: Şan, şeref ve şahsımı beğendirmekten ürküyorum, kaçıyorum, hoşlanmıyorum
Yalnız Risale-i Nur'a karşı sadakat ve kanaate bir emare olmak cihetiyle, bazı müfritane tâbirleri
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin EMİRDAĞ LAHİKASI-I adlı eserinden bölümler.)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık, bahtiyar, vefâkâr, faal, sebatkâr kardeşlerim,
Evvelâ: Tekraren hem sizin Receb-i Şerifinizi ve Leyle-i Regaibinizi tebrik, hem Safranbolulu kardeşlerimizin tebriklerine mukabeleten şuhur-u selâselerini ve dört leyâli-i mübarekelerini ve Nurlarla gayet ciddî alâkalarını tebrik ederiz. Ve oranın şakirtleri namına yazılan tebrikname mektubunda benim pek çok kusurlu şahsıma verdikleri unvanları ve senâları, Halil İbrahim'in bazı mektupları gibi, tadil ile Risale-i Nur'a çevirip Lâhikaya girmesini istedim; fakat şahsım pek sarih bir tarzda mevzu yapıldığı için yakıştıramadım, şimdilik geri kaldı.
Kardeşlerim, kat'iyen biliniz: Şan ve şeref ve hodfüruşluk ve kendine güvenmek ve şahsımı beğendirmekten ürküyorum ve kaçıyorum ve şahsıma karşı medihlerden hoşlanmıyorum. Yalnız Risale-i Nur'a karşı sadakat ve kanaate bir emare olmak cihetiyle, bazı müfritane tâbirleri, ya hatırları için veya hüsn-ü zanlarını kırmamak fikriyle, kısmen tâdil ile kabul ve sükût ederim. Fakat iki ihlâs Lem'aları ve mesleğimizin "hıllet" ve "ihlâs" ve "uhuvvet" esasları, bu tarz medihlere müsaade etmez. Hem, bu benlik ve enaniyet asrında ve şöhretperestlerin nazarında Nur'ların safiyetine ve hâlisiyetine zarar verebilir.
Saniyen: Hıfzı'nın iki mâsumunun yazdıkları Asâ-yı Mûsâ ve Rehber ve Küçük Sözler bizi mesrur eyledi. Yüz mâşâallah! Böyle binler Nurcu mâsumlar, istikbali Nurlandıracaklar.
Said Nursî