Bediüzzaman sistematik çözümü önerdi
Yavuz Bahadıroğlu, Bediüzzaman'ın Kürt sorunundaki teşhis ve önerilerinin çok önemli olduğunu belirtti
Risale Haber-Haber Merkezi
Tarihçi Yavuz Bahadıroğlu, Kürt sorununun Türkiye Cumhuriyetiyle ortaya çıktığına dikkat çekerek, Bediüzzaman'ın bu konudaki teşhis ve önerilerinin çok önemli olduğunu belirtti.
Haber 7'de Nursel Tozkoparan'ın Bahadıroğlu ile yaptığı röportajdan ilgili bölüm:
O zaman Kürt sorunu Türkiye Cumhuriyetiyle ortaya çıktı.
Elbette. Osmanlıda zaman zaman memnuniyetsizlikler olmuştur ama Batı’da da, her yerde olmuştur.
Evet Amerika’da olmuyor mu sanki?
Evet. Ona bir takım imkanlar veriyorsunuz dil sorunumuz var diyorlar. Kürt dili yok diyorlar. Kürt yok ki dili olsun, o Türkçe’nin bozulmuş dağ şivesidir diyor. Kardeşim ben Kürtçe biliyorum. Öbürü Zazaca, öbürü Lazca bildiğini söylüyor. Sürekli yok aslında siz Türksünüz diyor. Ve bu dayatma insanları incitiyor, yürekleri yıkıyor. Sana isyan etmiyorum ki benim benliğimi tanı diyorlar. Başlangıçta budur.
Sonradan teröre bulaşıyor, işin içine dış parmaklar giriyor. Dersim isyanında da, Şeyh Sait isyanında da var. Kah İngilizlerin kah Fransızların kaşımaları ya da Batılı başka devletlerin kaşımaları var. Yani bir yerde sivilce olmazsa onu kimse kaşımaz ki. Sivilce olmasına izin vermeyeceksiniz. Sultan Abdülhamit’in son doğru politikalarından biri de Hamidiye Alaylarını kurmasıdır. Doğudaki aşiret reislerine paşalık ünvanı verdi. ‘Sen paşasın devlete sadık ol’ dedi. Orada zaten yokluk yoksulluk vardı, maaş bağladı. Koruculuk sisteminin ötesinde bir şey zaten koruculuk oradan kopya edilip uygulandı.
Nasıl yani?
Devlete sadık birlikler kurdurdu ve başlarına da Kürt subaylar tayin etti. Yani milis kuvvetleri kurdu, o milis kuvvetleri de maaş aldıkları için devlete sadık kaldılar. Oradaki bir takım kıpırtıları Hamidiye Alayları ile kontrol altına aldı. Ayrıca buradan ordu göndermesi son derece müşküldü ve ordu ile düzeni temin etmek fevkalede zordu çünkü her taraf dağ taş.
Yani teröre çok uygun bir bölge. Binaenaleyh sen devletten yana, sen aşiret reisi paşa, bunlar da askerler, buranın düzeni senden sorulur denildi. Onlar daha padişahtan izinsiz habersiz orada kuş uçurturlar mı? Ya da İstanbul’un aleyhine bir düzene girerler mi? Girmediler. Bunlarla uzun süre götürdü ve burada Bediüzzaman’ı hatırlamamak mümkün değil. Medreset’üz- Zehra’dan bahsediyor. Doğudan ve Güneydoğu Bölgelerinden başlayacak bir sistematik içinde bütün Türkiye’yi kuşatacak, Kürtçe, Arapça ve Türkçe eğitim verecek üniversitelerden söz ediyor.
Bu dil sorunu ta o zaman çözülebilecekti. Bunu son padişahlar kabul ettiremiyor. Çünkü başları bunlarla dertte, uğraşamıyorlar. Efendim başka tedbirlerle işi götürmeye çalışıyorlar. Halbuki altyapısında eğitim olmayan hiçbir tedbir uzun soluklu olmuyor. Ve insanları kazanabilmek için farklı yatırımlar yapacaksınız. Sadece silaha yatırım yapmak yetmiyor. Bugünkü tablo ile karşılaşıldı, bugünkü tablo da fevkalede elem vericidir. Umarım ve temenni ederim ki fazla sıkıntı olmadan bu sorun çözülsün.