Bediüzzaman'ın beslendiği kaynak

Bediüzzaman'ın beslendiği kaynak

Prof. Güvel: Norşin Bediüzzaman'ın da olduğu Nur silsilesinin beslendiği irfan yuvası

Risale Haber-Haber Merkezi

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Alper Güvel, Norşin'in aralarında Bediüzzaman'ın da olduğu Nur silsilesinin beslendiği irfan yuvası olduğunu yazdı.

Yeni Şafak'taki yazısında insanoğlunun tarihsel gelişimin sürecinin dönüm noktalarında bazı mekânların kendine has bir rolü olduğuna inandığını ifade ederek, "Ben, Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Norşin'i telaffuzunu da böylesine güçlü bir işaret, daha da ötesi sürdürülebilir bir açılım stratejisinin adresi olarak algıladım. Bilirsiniz. Bazan, bazı kavramlar, bazı ifadeler ve kelimeler, zihinlerde ve kalplerde söyleyenin kastını çok aşabilecek çağrışımlar uyandırır. Norşin'de bende çok derin ve kapsamlı çağrışımlar uyandırıverdi" dedi.

Norşin'in, daha düne kadar kamuoyunun dikkatini dahi çekmeyen küçük bir ilçenin, 12 Eylül darbecileri tarafından dayatılan ve halkın hiç itibar etmediği 'resmi adı'yla Güroymak'ın, kadim adı olduğunu hatırlatan Güvel, "Suriye'de yaşayan büyük mutasavvıf Ahmed-el Haznevi'nin, yaz kış demeden, bazen donmak pahasına günlerce yürüyerek yollarını aşındırdığı, nispet aradığı ilim ve irfan yuvası. Büyüklüğü, bağrında yatan nur silsilesinden, özellikle de Ahmed-el Haznevi'nin üstadı, büyük mutasavvıf Muhammed Diyauddin'den gelir. Muhammed Diyauddin, bakırı nazarıyla altın yapan, dokunduğu çamuru misk-ü amber kokutan bir nur silsilesinin en parlak halkalarından biridir. Büyük alim Abdurrahman-ı Taği'nin oğlu, Fethullah Verkanisi'nin öğrencisidir. Feyz aldığı nur silsilesi, Bağdatlı Mevlana Halid, Abdullah Dehlevi, İmam-ı Rabbani, Abdulkadir-i Geylani ve Muhammed Bahaeddin, Cafer-i Sadık ve Selman-ı Farisi gibi nur halkaları aracılığıyla Hz. Ebubekir'e, buradan da Fahr-i Kainat'a kök salar. Yüzlerce yıldır Orta Doğu'da, Orta Asya'da, Uzak Doğu'da, Avrupa'da, Avustralya'da, Amerika'da ayak basmadık yer bırakmayan erenleriyle, bütün dünyayı kuşatan himmetleriyle, alperenlerin, Ahmed Yesevi'nin, Sarı Saltuk'un, Yunus Emre'nin, Hacı Bektaş'ın, Hacı Bayram'ın, Akşemseddin'in, Şeyh Şamil'in, Sultan Abdulhamid'in, Bediüzzaman'ın beslendiği kaynak da bu nur silsilesidir. Bu nur silsilesinin içinde Türk'ü, Kürd'ü, Arabı, Çeçen'i, Gürcüsü, Farisisi, Hintlisi, velhasıl her milletten, her dilden, her renkten, her ırktan insan vardır" şeklinde yazdı.

Muhammed Diyauddin'in Norşin'den “Burası öyle bir kapıdır ki, gelene niye geldin, gidene de niye gittin diye sorulmaz” şeklinde seslendiğini ifade eden Güvel, yazısını şöyle sürdürdü:

"Gönüllülük üzerindeki bu vurgu, bireyselliğin meşruiyetinin ve bireysel potansiyeli gerçekleştirme amacının en temel varoluş şartıdır. Bu çerçevede Norşin, insanlara kazandırdığı potansiyelle yüzlerce yıla kök salan çok kıymetli bir misyonun, insanların güç ve silah kullanılarak, zorlama ve dayatmalarla, devlet terörüyle, sindirme operasyonlarıyla, fail-i meçhullerle yola getirilemeyeceğine, boyun eğdirilemeyeceğine dair köklü bir inancın işaret taşıdır.

"Evet. Bazan, bazı kavramlar, ifadeler ve kelimeler, zihinlerde ve kalplerde söyleyenin kastını çok aşabilecek çağrışımlar uyandırır. Norşin de böyle son derece zengin çağrışımları olan bir kelimedir. Anlayabilenler için gönüllülüktür, özgürlüktür, bireydir, sivil hak ve özgürlüklerdir, haktır, adalettir, hukukun üstünlüğüdür, siyasal iktidarın sınırlandırılmasıdır; daha az “devlet, bürokrat ve rant”, daha çok “piyasa, girişimcilik ve kâr”dır.