Bediüzzaman’ın fedakarlık önerisi

Bediüzzaman’ın fedakarlık önerisi

Diyarbakır Eğitim Grubu Sosyal, Spor ve Kültür Koordinatörlüğü tarafından Eğiticinin Eğitimi Seminerleri bünyesinde “Dershanede Fedakarlık” konulu seminer verildi

Risale Haber-Haber Merkezi

Diyarbakır Eğitim Grubu Sosyal, Spor ve Kültür Koordinatörlüğü tarafından Eğiticinin Eğitimi Seminerleri bünyesinde “Dershanede Fedakarlık” konulu seminer verildi.

Eğitimci Mustafa Kaplan’ın sunduğu seminerde fedakarlığın çeşitli tanımları, Kur’anda fedakarlık, Hadiste fedakarlık, sahabelerin fedakarlığı, Bediüzzaman’ın fedakarlığı ve dershane hayatında fedakarlık konuları yer aldı.

İçten, samimi bir şekilde kendi istek ve arzularımızı sevdiğimiz bir kişi veya bir kardeşimiz için ikinci planda tutup, o kişinin ihtiyacı olanı vermek için harcadığımız çabanın fedakarlık olduğunu ifade eden Kaplan, “sevdiği birini veya bir kardeşini kendinden daha çok düşünmenin, karşılık beklemeden kendinden bir şeyler vermenin, insanın sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği şeylerden hiç düşünmeden ve seve seve ferağat etmenin, kendi menfaatleriyle, inandığı değerler yada sevdiği insanların menfaatleri arasında seçim yapması gerektiğinde kendi çıkarlarından vazgeçebilmesi, bu uğurda maddi manevi her türlü özveride bulunabilmenin fedakarlığın çeşitli şekillerde birer yansıması olduğunu” söyledi.

Kur’anda fedakarlık ile ilgili çok fazla ayet olduğuna dikkat çeken Kaplan, “ Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz” “Onlar, bollukta da darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlardaki haklarından bağışlama ile vazgeçenlerdir. Allah iyilik yapanları sever.” “Mallarını, Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayanlar ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” ayetleri gibi birçok ayete Kur’anda yer verilmesinin fedakârlığın Allah katında karşılığının çok yüksek olacağının bir göstergesi olduğunu” belirtti.

İbn-i Amr’dan rivayet olunan bir hadisle seminerine devam eden Kaplan, “hadiste Peygamberimiz (asm) buyuruyorlar ki: “İki haslet vardır ki Allah onları sever. İki haslette vardır ki Allah onlardan nefret eder. Allahın sevdiği iki hasletten biri cömertlik, biri de maddi ve manevi fedakârlıktır. Allah’ın nefret duyduğu iki haslet ise, biri kötü ahlak, diğeri de cimriliktir.” dedi.

Kaplan, “Resulullah’ın can yoldaşları olan sahabe-i kiram her şeyde olduğu gibi fedakârlık konusunda da fiilleri ile bize en iyi örnek olmuşlardır. Mekke’deki inkârcıların eziyetleri nedeniyle her şeylerini geride bırakıp zor şartlar altında Medine’ye hicret eden kardeşlerinin ihtiyaçları ve rahatı için Medine’de bulunan Ensar’ın tarihe geçen fedakârlıkları Kur’an’ın övgüsüne mazhar olmuştur. Hz Ali’nin(r.a.) fedakârlıkla ilgili şu ifadeleri, fedakârlığın nasıl olması gerektiğini ne güzel anlatmaktadır. “Yemin ederim ki bir Müslüman kardeşimin bir ihtiyacını karşılamak benim yanımda yeryüzü dolusu altın ve gümüşüm olmasından daha hayırlıdır.” Yine Sıddık-ı Ekber’in (Radıyallahü Anhü) şu sözleri: "Cehennem'de vücudum o kadar büyüsün ki, ehl-i imana yer kalmasın." sahabenin gösterdiği fedakârlığın boyutunun ne kadar yüksek olduğunu ifade ediyor” dedi.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatına da değinen Kaplan, “Bediüzzaman, bu gayet ulvî seciyenin bir lem'acığına mazhar olmak için, "Birkaç adamın imanını kurtarmak için Cehennem'e girmeye hazırım" demiştir. Üstad, tüm hayatını; sahip olduğu maddi manevi her şeyi Allah'ın rızasını kazanmak için adamış, bu uğurda her türlü fedakârlığı büyük bir şevk içerisinde göze almıştır. Hayatını pek çok insan için dayanılması çok güç şartlar altında geçirmiş, ömrünün sonuna kadar, yaptığı çalışmalardan rahatsız olan çevreler tarafından eziyet görmüştür. Defalarca mahkemelere çıkarılmış, hayatının büyük bölümünü gözetim altında geçirmiştir. Ömrünün yaklaşık 30 yılını hapis ve sürgünde geçirmiştir. Üstadın fedakarlığı bu kadarla kalmayıp o, dünyasıyla beraber ahiretini de feda etmiştir. O bunu şöyle ifade ediyor; “Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de.. Ben, cemiyetin iman selameti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu.” Üstadımız talebelerine yazdığı bir çok mektupta talebelerine “Aziz, sıddık, fedakâr kardeşlerim,” diyerek nur talebelerini fedakarlık ile vasfetmiştir. Bediüzzamanın, talebeleri de ondan aldıkları ders ile bu üstün ahlakı benimsemiş ve büyük bir ihlâs, sadakat ve fedakârlık içerisinde Kuran ve Risale-i Nurların tebliğini sürdürmüşlerdir” dedi.

Dershanede fedakârlık göstermenin önemine de deyinen Kaplan seminerine şöyle devam etti:

Dershanede fedakârlıktan bahsetmeden önce kim olduğumuzu, ne kadar önemli bir yerde durduğumuzu ve misyonumuzun ne kadar önemli olduğunu bilmemiz gerekir ki ona en uygun şekilde davranışlar sergileyip, üstadımızın “fedakâr kardeşlerim” hitabına mazhar olalım. Öncelikle Rabbimiz bizi yoktan var ederek vücud alemine yolladı. Vücud aleminde bizi cansız bırakmayarak bize hayat bahşetti. Bizi bitki yapmayarak, hayvan yapmayarak yeryüzünün halifesi olan insan olarak yarattı. İnsanlık içinde de en büyük insaniyet olan islamiyeti, islamiyet içinde ehl-i sünnet ve cemaatten olmayı ve yine bu cemaat içinde en doğru bir yol olan Risale-i Nur yolunu ve Nur Talebesi olmayı ve yine bu yoldaki en şanslılar olarak dershanede kalmayı nasip etti. Nur Talebesi olmak veya o yolda çabalamak ne büyük bir nimet ve ne büyük bir bahtiyarlıktır! Çağın müceddidine, talebe olmak ne büyük bir lütuftur! Osman Yüksel Ağabey, Nur Talebelerini tarif ederken ne kadar güzel tarif ediyor. “Said Nur ve talebelerini seyrederken, insan kendini adeta Asr-ı Sadette hissediyor. Yüzleri nur, içleri nur, dışları nur… Hepsi huzur içindeler. Temiz, ulvi, sonsuz bir şeye bağlanmak; her yerde hazır, nazır olana, Alemlerin Yaratıcısına bağlanmak; o yolda yürümek, o yolun kara sevdalısı olmak! Evet, ne büyük saadet! Üstadın ve nur talebelerinin en büyük hasletlerinden biri olan fedakârlık hasletini kendimizde yerleştirmek için azami gayret sarfetmeli ve her birimiz hizmetimiz ve bu hizmette bulunan kardeşlerimiz için birer fedakâr arkadaş ve takdir edici yoldaş olmalıyız.

Üstadımız “Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize, şerefte, makamda, teveccühte, hatta menfaat-ı maddiye gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz.” diyerek yapmamız gerekeni özetlemektedir.

Kardeşimizin yaptığı güzel şeylerde ve başarısında onu kıskanmak değil bilakis onunla iftihar etmektir. Kardeşimizi kendimizden daha çok düşünmemiz ve kendimizden daha çok sevmemizdir. Mevlana’nın sekaratla ilgili şu sözü: “Şimdi size ait olan sevdiğiniz şeylerde fedakârlıkta bulunmayı öğrenin ki sekarat anında ruhunuzu Allah’a teslim ederken zorlanmayın.” Fedakarlığın önemini bari şekilde ortaya koymaktadır.

Dersanede fedakarlık denilince, kardeşimizin ihtiyacını kendi ihtiyacımızın önünde görüp, öncelikle onun ihtiyacını karşılamaya çalışmamız, menfaatlerimiz çakıştığı vakit kardeşimizin menfaatini kendi menfaatimize tercih etmemiz, birbirinde fani olmamız, yani kendi nefsinin isteklerini unutup, kardeşinin duygu ve meziyetleriyle fikren yaşamak, en güzel elmayı, en güzel yemeği kardeşine verip onun lezzet almasından lezzet almak, kardeşinin yerine yemek pişirmek, kardeşinin rahatsızlandığında ona bakmak iyileştirip eve yollamak, sabah namazına arkadaşlarını uyandırmak, cemaatle namaz kılmaktır, evden dershaneye yemek ve tatlı götürmek, evinde tavuk piştiği halde, dershanede çorbaya koşmak vs. birçok güzel haslet aklıma geliyor.

Kısacası, Risale-i Nur vazife-i fıtratım, Risale-i Nur gaye-i hilkatim, Risale-i Nur sebeb-i saadetim deyip, hizmet-i nuriyeyi, hayatımızın birinci vazifesi yapmaktır. Fedainin feda edemeyeceği hiç birşey yoktur. Biz “muhabbet fedaileriyiz” . Öyleyse muhabbet için feda edemeyeceğimiz hiçbir şeyimiz olmamalı. Enaniyetimiz..! Hissiyatımız..! Haysiyetimiz..! v.s.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.