Bediüzzaman'ın hayatından empati örneği
Bediüzzaman'ın hayatından bir empati örneğini yazdı
Ramazan K., "S-empatik olabilmek" başlıklı yazısında, Bediüzzaman'ın bir talebesiyle arasında geçen, empatiyle ilgili diyaloğunu yazdı.
Yazısından ilgili bölüm:
"Bediüzzaman Hazretlerinin ortaya koyduğu bir hakikat vardır. Meseleyi, talebelerinden Vanlı Molla Hamit anlatıyor:
Bir gün caminin hücre kapısını unutarak açık bırakmıştık. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış.
Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celbedip, sopa ile döveceklerdi. Üstad, vaziyeti öğrenince onları vazgeçirmek istedi.
Molla Resul:
“Seyda, biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki yiyelim. Hâlbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?” dedi.
Üstad:
“Molla Resul, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Hâlbuki aklın var, idrak ediyorsun ki bu etin sahibi var.” diye konuştu.
Molla Resul, Üstadın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu. Sonra cevaben,
“Evet, yerim Seyda!” dedi.
Üstad, tekrar buyurdu ki:
“Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı, helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş.
Bundan dolayı cezaya müstahak mıdır? Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.”
Sonra Molla Resul ve arkadaşları, “Köpekte kabahat yoktur”, diye kabul ettiler.
Üstad da:
“Madem öyledir, bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!” dedi.
(Mütecaviz bir hayvanı, bir köpeği dahi anlamaya çalışmak, onun hakkında kötü söze, gıybete dahi izin vermemek..! Ya bir de kardeşlerimiz, dostlarımız olunca mevzu..?!)
Komşularınızda kavga, gürültü mü var?
Kötü alışkanlıkları, nahoş tavırları mı var?
Aynı psikolojiyi taşıyor olsaydınız, durumunuz nice olurdu?
Burada dikkat;
Bu tahlil ve deneyin neticesini sağlıklı ortaya koyabilmemiz için, şartları tam olarak sağlamanız lazım. Hani, bir deneyde, doğru bir netice elde etmek için bir normal şartlar altında standardı vardır ya; aynı ısı, ışık, ses ve sürtünme oranında… Yani eleştirdiğin, kızdığın insanın yaşadığı ve yaşamakta olduğu bütün meselelere vâkıf olmanız gerekiyor. Bu doneleri toparlarken de aslında kızıp geçtiğimiz çevremizdekileri bütün yönleriyle tanımış ve onun gerçek dünyasına tanık olmuş oluruz.
Başkalarını eleştireceğimize, önce kendimize bakmalı, bir de karşı tarafın içinde bulunduğu hali bilmeliyiz. Sağlam görüş ve kanaatler böyle tesis olur ancak."
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.