Dursun SİVRİ
Ben ve ötekinin sembol kahramanı “Rojin”
Rojin, en az yüz yıl geçmişten günümüze kadar uzanan zamanı içine alan belgesel mahiyetinde bir roman.
Roman kahramanı “Rojin”, Iğdır’dan Gebze’ye göç etmiş bir ailenin kızıdır. Babası bir bankada hizmetli üç çocuk babasıdır. İlk çocuğu olan oğlu Çetin, bilinen etnik ayrımı dava edinip dağa çıkar. Sonra evine döndüğünde bir operasyonda öldürülür.
Galatasaray lisesinin Noyan isimli yeni idealist öğretmeni öğrencisi Rojin’in erkek kardeşinin edebiyat öğretmenidir. Ajar’la yakın ilgilenmektedir.
Rojin, kardeşi Ajar vesilesi ile Noyan öğretmenle tanışır. Rojin İstanbul Hukuk fakültesinde öğrencidir. Romanda işlenen felsefi ve tefekkürü diyaloglar genelde Noyan öğretmenle Rojin arasında geçer.
Rojinin davası hukuk falan değildir. Bir intikam davası peşindedir. Düşünce yapısı ise oldukça agresiftir. Etnik ayrım meselesini dert edinmiş “ötekileştirilenlerden” olmanın sonucu gerginliği had safhada yaşayan bir ruh hali vardır. O da kendine göre ötekiler olarak tasnif ettiği herkesi yok sayan kin ve intikam duyguları hayatını kilitlemiş bir kronik hal almıştır. Terör örgütü adına iki Amerikalıyı kaçırma teşebbüsünden sonra Kandıra cezaevine düşer.
Rojin romanında işlenen hikayenin ayrıntılarına girmek istemiyorum doğru da olmaz. Tema, ana fikir, mesajı da her okuyan kendisi çıkarmalı.
Bu memlekette yaşayan herkes “Rojin” romanında kendisi ile ilgili bir ortak alan bulabilir. Kendinden olmasa da ilgi alanına giren bir konu ile karşılaşacaktır. Her okuyanın zihninde şimşekler çakacak çağrışımlar bulunabileceğini düşünüyorum.
“Ben ve öteki”ni konu olan bu roman, ya benden ya da bana göre öteki olarak tanımlanan insanların yaşadıklarını, düşüncelerini konu yapmış. Aslında ben ve öteki izafi (göreceli) bir kavram. Konuya empati ile baktığında her yerinde insan kendini “ben”i görebilir. Veya “öteki”ni…
Çünkü insanların ortak hasletleri, ortak duyguları, ortak acı ve sevinç vesileleri var.
İnsaniyet itibarıyla bu konular benim değil ötekilerin denilemeyen şeyler.
Şahsen bu satırları yazan ben, ana ve babası Türk olan ailenin bir ferdiyim. Çocuklarım da öyle. Belki tevafuk olacak ki, roman kahramanlarından olan “Füsun” ismi kızımın adıdır. Füsun kızım da Kürt bir ailenin çocuğu ile evlendi. Her şey de gayet güzel mutlu cereyan etti.
Ailelerimizin inançları, değerleri, hayata bakışı, yaşama biçimi itibarıyla hiçbir farklılık söz konusu değil. Biz ve siz veya ben ve öteki gibi tanımlamayı ihsas edecek bir emare bile zuhur etmedi şükür. Allah bize bir torun verdi. Şimdi ırkçılığa ve ötekileştirme sevdalılarına sorarım. Bizim toruna ne diyelim? Nerede durmalı? Öteki mi? Beri ki mi? Benden mi ötekinden mi?
Bu tür yüzlerce yıl binlerce, milyonlarca örneğinin yaşandığı bilinmiyor mu?
Demek ki, konu yapmacık sebeplerle, başka hesaplar için fitne malzemesi olarak hariçten içimize atılmış virüstür, beladır.
İhtilaftan, ötekileştirmeden, etnisiteden, çatışmadan beslenenler vardır.
Rojin romanında geçen diyaloglarda felsefi müzakereler yer alıyor. Hayata ve olaylara çok farklı düşüncelerin yaklaşımlarını görmek mukayeseleri, müzakere, münakaşa, ayrışma, buluşma hepsini bulmak mümkün. Heyecan yaşayacaksınız. “Hah ağzına sağlık” diyeceğiniz ifadeleri okuyacaksınız. Katılmadığınız sözleri de işittikçe “vaha vah zavallı!” diye acıma hisleriniz galeyana gelecek. Belki de kızacaksınız.
“Dağdan hangi ceset inerse insin ağlayan analardır” sözünü doğrulayan sahnelerin tasviri yüreğinizi dağlayacak.
İnsanın, kâinatın, yaratılışın sırları, hayat, önem ve öncelikler konularında derin tefekkürü de bulabileceksiniz.
Sevgi, aşk ve şefkatin hayata yansımaları çok güzel işlenmiş. Sevgisizliğin, sevgiden mahrumiyetin ürkütücü ibretli sonuçlarını canlı yaşar gibi yaşatıyor.
Dil, din, ırk, ülke, coğrafya farklılıklarına rağmen “insan” unsurunun her yerde aynı ortak duygulara sahip olduğunu görebilme farkındalığını görmek için Rojin mutlaka okunmalı.
Demokratik açılımın gündeme geldiği şu günlerde tam zamanında denilebilecek tazelikte bir roman.
Sadece bu günleri değil, kronikleşmiş belki yüz yıldır sorun olarak yaşanan toplumsal bir meselenin roman tarzında ama belgesel niteliğinde sunulduğu bir eser Rojin…
Yazarın önceki romanları “Yalnız Adam ve, “Sürüden Ayrılma Zamanı”nı da okumuştum.
O romanlarında da yazarın üslubu, konuları ele alış biçimi farklıydı. Klişeleşmiş, ezberlenmiş bilinen yaklaşımlardan farklı aykırı duruşu nazara veriyordu. Ülfet perdesini kaldıran, sıra dışı bir yaklaşımı romanların olayları içinde anlaşılıyor. Günümüz insanları, bilhassa gençliğinin hayata bakışları ele alınmış.
Resmi ideolojinin eğitim tezgâhından geçen bizim insanımızın ekseriyetinin hayatı ve insanları değerlendiriliş biçimi aşağı yukarı benzer. Tek tip, tek doğru üzerine kurgulanmış bir senaryo.
İlkokuldan yüksek tahsil bitimine kadar öğretilen, enjekte edilenlerin etkisi ile inançlı insanların bakış açılarına bile yansıyor. “Uydum kalabalığa” diyen, sormayan, sorgulamayan, merak etmeyen, düşünmeyenleri ayıktıran, hoplatan, bazen tedirgin eden bir üslup var Levent Bilgi’nin romanlarında. Zaten bana da cazip gelen yönü de budur. Yeni ve farklı şeyler söylenmesi ve yazılması.
Mevlana’nın; “Dünle beraber gitti cancağazım ne kadar söz varsa düne ait/ şimdi yeni şeyler söylemek lazım” anlamında yeni şeyler yazıyor.
Tefekkür boyutunda Bediüzzaman hazretlerinin Risale-i Nur’un öğretisi ustalıklı bir üslupla diyalogların içine yerleştirilmiş. Noyan öğretmenin ağzından hikmet dersleri güzel olmuş.
İster “ben”in yerinde olun ister “öteki”nin yerinde “Rojin” kızımızın hayat maceralarında mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Hiç olmazsa vicdanınızın bir köşesinden…
İtiraf edeyim ki, roman türü eserlere fazla ilgi duymayan birisiydim. Teknik orjinli tahsil yaptığım için çok sonraları sosyal konular ilgi alanıma girdi. Levent bey bana romanı sevdirdi. Bu arada Tolstoy’u, Dostoyevski’den bazı romanlar okudum. İnsan ve davranışlarının detaylı tahlil örneği açısından istifade ettiğimi ifade edebilirim.
Kitabı yayınlayan Nesil Yayınlarını ve yazar Levent Bilgi’yi tebrik ediyorum. İleride daha nice, özgün ve orijinal eserler vermesi temennisiyle...
Rojin kitabına ulaşmak için TIKLAYINIZ
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.