Ergenekon dalgası devam ediyor. Devam ettikçe, kokuşmuşluğun ne safhada olduğunu görüyoruz. Gördükçe midemiz bulanıyor. Midemiz bulandıkça “öğğ” geliyor.
Türkiye’deki kokuşmuşluk derinleştikçe artıyor.
En son Esenler’deki evinde polis, Profesör etiketi taşıyan Zekeriye Beyaz’ın evine girip didik didik aradı. Arama esnasında Beyaz, evinin penceresinden meçhul “hayranlarına” el salladı. Alkışlar koptu. Beyaz kime el salladı, kim niçin alkışladı, muamma.
*
Ancak keyifli görünüyordu Beyaz, çünkü uzun zamandır kamera karşısında değildi. Medyatik olmanın hazzını yaşıyordu objektiflere bakarken.
O akşam CNN Türk’te bir programa çıktı, olayı anlattı. “Hakkınızda misyonerlere karşı halkı tahrik etmek ve kışkırtmakla ilgili suçlama var, bununla ilgili arama yapacağız dediler. Ben de buyurun dedim. Ancak bahsettikleri konu dışındaki belgelerimi aldılar. Ben de bunun üzerine itiraz ettim ama beni dinlemediler, tartıştık ama bir yere kadar. Çünkü kanunen itaat etmek zorunda kaldım, istediklerini aldılar” diyor.
*
Devam ediyor Beyaz, “Mesela seçim hilelerini önlemek için neler yapılmalı diye yazmıştım. Bunu aldılar. Bununla misyonerliğin ne alakası var?”
“Benim çeşitli birikmiş notlarım vardı, onları baştan sona karıştırdılar, yani hükumeti rahatsız eden konularla ilgili fikir beyan eden belgelerimi aldılar” diyor kızgınlıkla.
Neymiş o fikirler?
Ekliyor, “Said-i Nursi ve Fethullah Gülen’in dini ve milli yönden Türkiye’ye zararlarına yönelik bir kitap yazdım. Halkımız din adı altında kandırıldığına yönelik çalışmalarım vardı, onları aldılar. Alamazsınız dedim ama dinlemediler. Yapacak birşeyim yoktu. Bilgisayarımda ne var ne yoksa aldılar, kopyaladılar. Kitabım bitme aşamasına gelmişti.”
*
Reklam kokan sözler bunlar. Tıpkı gazeteci Ahmet Şık olayında olduğu gibi. İnternetten “İmamın Ordusu” kitabınının kopyaları indirildi ya… Yarın bir gün Beyaz’ın da benzer bir biçimde “twitter”den kitabı “tık”lanma rekoru kırarsa şaşmayın.
*
Yüzü kızarmadan bir de Üstad hakkında iftira atıyor. Koskoca profesör olmuş, ama Bediüzzaman Said Nursi hakkında en ufak bilgiye sahip değil.
Konuşmasından belli… Ne demek, “… Dini ve milli yönden Türkiye’ye zararları?”
Bu adam, ya bu ülkede yaşamıyor, Türkiye’nin gerçeklerinden uzak. Ya, Ergenekon denen meçhul örgütün içinde… Yahut aklını peynir ekmekle yemiş olmalı.
Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatı ortada. Gizlisi saklısı yok. Araştırma yapmak için devletin “kozmik oda”sına girmeye ihtiyaç yok. Elini uzatsa Risale-i Nur ve Tarihçe-i Hayat’ı okur, istediği bilgilere kavuşur.
*
Bunun altında başka maksatlar yattığı belli. Hatta Zekeriya Beyaz’ın nasıl profesör olduğu da tartışmalı. Belli merkezden, karanlık ellerin desteğiyle bu noktalara kadar getirildiği basına yansımıştı.
*
Eğer Bediüzzaman Said Nursi’nin kaleme aldığı Risale-i Nur olmasaydı sadece bu ülke değil, bütün İslam aleminin imanı tehlikeye girerdi.
Çünkü Risale-i Nur, Kur’anın elmas kılıncı hükmünde. Üstelik belagatıyla munnid düşmanlarını teslime mecbur etmiş. Nasıl mı?
“Hem kalbi, hem ruhu, hem hissiyatı tam tenvir edecek ve ilaçlarını verecek tarzda, hazine-i Kur’aniyenin dellallığını yapan ve ondan başka mehazı ve mercii olmayan ve bir mu’cize-i maneviyesi bulunan Risale-i Nur, o vazifeyi tam yapıyor. Ve aleyhindeki dehşetli propagandalara ve gayet muannid zındıklara tam galebe çalmış ve dalaletin en sert kuvvetli kalesi olan tabiatı, Tabiat Risalesi ile parça parça etmiş ve gafletin en kalın ve boğucu ve geniş daire-i afakında ve fennin en geniş perdelerinde, Asa-yı Musa’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci, İkinci, Üçüncü, Sekizinci Hüccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti dağıtıp, nur-u tevhidi göstermiş.” (Sözler, s.250)
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’ların, “Hem hükumet, bu millet ve vatanın hayat-ı dünyeviyesine ve siyasiyesine ve uhriviyesine pek çok faydası bulunan bu Kur’an lemaatlarına ve Kur’an dellalı olan Risale-i Nur’a, değil ilişmek, belki tamamıyla terviç ve neşrine çalışmaları elzemdir ki, geçen dehşetli günahlara kefaret ve gelecek şiddetli belalara ve anarşiliğe karşı bir set olabilsin” diyor.
*
Beyaz’a sormak lazım?
Bu mudur Bediüzzaman Hazretleri’nin Türkiye’ye zararı?
Bediüzzaman gibi bir “değeri” eğer aklı başında ve bilmiyorsa başını taşlara vursun daha iyi.