Bin kalemli Nurcu’nun ilk kaşifiydi

Bin kalemli Nurcu’nun ilk kaşifiydi

İnebolulu Selahaddin Çelebi Ağabeyimizi vefatının 33. yılında rahmetle anıyoruz…

Ömer Özcan’ın yazısı:

İnebolulu Selahaddin Çelebi Ağabeyimizi vefatının 33. yılında rahmetle anıyoruz…

Selahaddin Çelebi, 1913 İnebolu doğumludur ve Ahmed Nazif Çelebi'nin oğludur. 1930’lu yılların sonlarından itibaren İnebolu, Isparta’dan sonra Risale-i Nur hizmetlerinin ikinci bir merkezi olmuştur. O kadar ki, Bediüzzaman Said Nursi, yazdığı lâhika mektuplarında İnebolu’yu “Küçük Isparta” unvanıyla anıp taltif etmeye başlamıştır. Bunu Külliyattan okuyoruz...

teksir.jpgİŞTE BİN KALEMLİ NURCU

Selahaddin Çelebinin İstanbul’dan satın alıp İnebolu’ya getirdiği “Teksir Makinesinin” bugünkü durumu.
Bu makine İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından tertip edilen Kastamonu Yılları Sergilerinde halka gösterilmektedir.

İnebolu’nun, Hz. Üstad tarafından “Küçük Isparta” diye anılmasının en mühim sebebi ise, en sıkıntılı ve korkulu yıllarda, orada kahramanca, korkusuzca, fedakârca yapılan nur hizmetleridir. İnebolu Risale-i Nur hizmetlerinin en birinci kahramanları ise baba oğul Çelebi’lerdir. Ahmed Nazif Çelebi ve Selahaddin Çelebi…

O tarihlerde, İnebolu’da Risale-i Nur hizmetlerinin bu derece parlamasının önemli bir vesilesi ise, Selahaddin Çelebi’nin İstanbul’dan satın alıp bu ilçeye getirdiği teksir makinesidir. Makine, baba Çelebi Ahmed Nazif’in efsanevî evinin tavan arasına yerleştirilmiştir. Daha sonra Tâhirî Mutlu ağabey de bir teksir makinesi alarak Isparta’nın Sav Kasabasına, İbrahim Gül ağabeyin evine kurmuştur.

O günkü şartlar içerisinde bu teksir hadisesi, Risale-i Nur Hizmetleri için çok büyük bir alçılım ve atılım olmuştur. Teksir kolunun dönmeye başlaması adeta bir milattır. Bediüzzaman Hazretleri, külliyatın çok yerlerinde, en çarpıcı ve en veciz ifadesi ise ile şöyle diyor: “O makine, elbette gaybdan imdadımıza gelmiş Nurcu ve bin kalemli bir kâtiptir... Cümle küçük, mana büyük... “Taraf-ı İlâhiden imdada gönderilen bin kalemli nurcu...

Selehaddin Çelebi, 1943 Denizli ve 1948 Afyon Mahkemerinde bulunmuş ve Bediüzzaman Hazretleriyle beraber hapis yatmıştır.

afyon_hapishanesi.jpg

1948 Afyon Hapishanesi

Ayaktakiler sağdan:
İbrahim Fakazlı, Hüseyin Tabancalı, Ahmed Feyzi Kul, Ahmed Nazif Çelebi

Oturanlar sağdan:
Zübeyir Gündüzalp, Selahaddin çelebi, Ceylan Çalışkan, Mustafa Sungur

Selahaddin Çelebi Ağabeyimiz, 9 Ocak 1977'de vefat etmiştir. Mezarı İnebolu’da olup babası ile yakın mesafededir. Arşivimde Selahaddin Çelebi ağabeyin bütün hatıralarını kendi sesiyle anlattığı oldukça uzun kasetleri mevcuttur. Allah Nasip ederse ilerde “Ağabeyler Anlatıyor” kitap serimizde neşrederiz…

www.RisaleHaber.com