Bir annenin örnek hayatı

Bir annenin örnek hayatı

Ankara'da yaşayan Bakiye Coşkun, 18 yıl önce geçirdiği bir kazada yatalak kalan kocasına, bebek gibi baktı. Hatta eve hapsolmasın diye araba kullanmayı öğrendi. Bu arada da dışarıdan liseyi bitirdi

Sevilay Yükselir'in röportajı

Cumartesi günü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in eşi Nevin Gökçek'in ev sahipliğinde düzenlenen bir organizasyonda en fazla dikkat çeken, ödl alan 40 yaşındaki Bakiye Coşkun oldu. Senelerce, bir kaza sonrası yatağa mahkûm kalan ve doktorların "7 yıl yaşar ancak" dediği kocasına bakmıştı. Yetinmemiş dışarıdan ortaokulu ve liseyi bitirmişti.

EN İDEAL ÖRNEK...

Kocanın geçirdiği o talihsiz kaza hangi yıl oldu?

1992'de... Evlendikten 2 yıl sonra... Doktorlar, "Kendini hazırla. Çünkü kocan artık ayağa kalkamaz. 7 yıl ya yaşar, ya yaşamaz" dediler. Tam 1 yıl hastanede onunlaydım. Maddi ve manevi perişan oldum. Çünkü sigortası yetmediği için emekli olamamıştı.

DOSTLAR YARDIM ETTİ

Peki ne yaptın?

Sağolsun dostlar bizim için fitre ve zekat topladılar hep... Hastane günlerini öyle atlattım. Eve çıktıktan sonra da evin içinde yapabileceğim işler almaya başladım. Çünkü onu o tarihlerde, o haldeyken yalnız bırakmam imkânsızdı. Ben olmasam yanında hiç kimse olmuyordu. O nedenle kâh etrafıma ayakkabı pazarladım, kâh evde ütü yaptım, örgü ördüm, dikiş diktim. Etraf da yardım ediyordu Allah için. O sayede biraz para biriktirebildim.

Öyle mi? Ne yaptın peki o paraları?

Ne mi yaptım? Önce gidip ehliyet aldım. Sonra da bir araba... Herkes şaşırdı. Dediler ki bu yoksullukla niye? Millet sandı ki ben araba sevdasına düşmüşüm. Oysa tek derdim yıllardır evin içine hapsolmuş kocamı dışarı çıkarmaktı. İnsan içine sokmaktı. Arabayla onu istediği yere götürüyordum. Haftasonu pikniğe ya da köyüne gidiyorduk. Evvelden mutsuz oluyordu. Bana, "Sen bunu hak etmiyorsun. Bırak beni git!" diyordu. Ne zaman ki arabayı aldık, ben direksiyonun başına geçtim, işte o zaman mutlu günlerimiz geri geldi.

Bir de çocuğunuz olmuş.

Evet. Kızımız var şimdi 8 yaşında. Hayat damarımız. Tek yardımcım o. Ben olmadığım zaman babasına o bakıyor. Altına sondasını veriyor, yemeğini yediriyor.

Dışarıdan liseyi okudu şimdi ÖSS'ye hazırlanıyor

İlkokul mezunuydum. Başıma bu iş gelince, "Allah'ım... Keşke okumuş olaydım. Keşke bir meslek sahibi olaydım" dedim kendi kendime. Karar verdim dışarıdan okumaya. Önce ortaokulu, sonra da liseyi bitirdim. Şimdi de üniversite sınavına hazırlanıyorum. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınava girdim ve Kazan'da bir okulda hizmetli olarak çalışmaya başladım. Ha arabayı da büyüttüm. Minibüs aldım. Onunla gezdiriyorum artık kocamı. Şimdi tek derdim bir ev alabilmek. Başımızı sokabileceğimiz, kocamın rahat rahat girip çıkabileceği bir ev.

Pardon ama otomobili niye minibüse çevirdin?

Çünkü daha rahat. Rampa yaptırdım. Kocam daha rahat biniyor iniyor. Bir de yüksekten etrafı daha güzel izliyor. En büyük zevkim ne biliyor musunuz? Vakit buldukça kızımı ve kocamı o minibüse bindirip gezdirmek. Çünkü o gezmelerde üçümüz de çok mutlu oluyoruz. İnanılmaz keyif alıyoruz.
Sabah