Afife ARTIK
Biz bilmeyiz
Risale-i Nur derslerinin sonunda okuduğumuz bir ayet var:
سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ
Bakara suresinin 32. ayeti olan bu ayette melekler arzda kan döküp fesat çıkaracak olan insanın arza halife kılınmasını acip bularak istiğfar etmeleri neticesinde Cenab-ı Hak ile melekler arasındaki mükalemede melekler “biz bilmiyoruz ancak senin bize bildirdiğini bilebiliriz Rabbimiz” manasındaki hitapları vardır.
Risale-i Nur Külliyatından İşârâtül i'caz tefsirinde mesele detayları ile izah edilmiştir. Meraklılarını ona havale ediyoruz.
Şimdi size baktırmak istediğim nokta budur ki; biz Allah a ve ahirete ve gayba iman etmiş insanlar olarak bu ayeti hayatın içinde hal olarak yaşıyor muyuz ve yaşayabilir miyiz veya bu ayeti yaşamanın neresindeyiz?
Çok basit bir misal üzerinden düşünecek okursak, ki bu işimizi kolaylaştırır. Her hangi bir hadise ile karşılaştığımızda bu hâdisenin bize gayb olan ve bilemediğimiz yönleri de vardır veya en azından olabilir diye düşünüyor muyuz yoksa katiyyen meseleyi bütün vecihleri ile biliyoruz gibi ahkam mı kesiyoruz?
Kulluk edebi ve haddini bilmek, sınırlarımızı fark etmek meselelerin bizim ilmimize münhasır olmadığını fark etmek ve bizim de bilemediklerimiz olduğunu idrak etmek bizi ilmi her şeyi kuşatan Zat'a teslim ve tevekkül etmeye taşımaz mı?
Madem ki bu hadise böyle vuku buldu öyle ise en güzeli budur demenin rahatlığını yaşasak olmaz mı?
İdrakimizin, kısıtlı anlayışımızın kıt bakış açımızın taraflı olduğunu bilmemiz bizi rahatlatmaz mı?
Her bir hadisede fark edemediğimiz, bilemediğimiz hikmetlerin bulunduğunu idrak edememenin altında büyük bir iddia yok mu?
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.