Biz Kur'an adına Bediüzzaman'ı seviyoruz

Biz Kur'an adına Bediüzzaman'ı seviyoruz

Şanlıurfa'da Zehra Der, Bediüzzaman'ın vefat yıldönümünde konferans düzenleyerek katılımcılara Said Nursi'nin hayatından kesitler sundu.

Şanlıurfa'da Zehra Derneği (Zehra Der) yaptığı konferansla vefatının 56'ıncı yıldönümünde Bediüzzaman Said Nursî'yi andı.

Konferansta Araştırmacı Yazar Abdullah Şahin salondakilere Bediüzzaman'ı anlattı. Şanlıurfa Belediyesi Nikah ve Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Zehra Der'in yanı sıra Ahmedî Xanî Derneği, Nubîhar Dergisi ve Radyo Medya da ev sahipliği yaptı.

Konferansa müftü yardımcıları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. "Şehadetinin 56'ncı Yıldönümünde Risale-i Nur'da Adalet ve Kardeşlik" adıyla yapılan konferans Kuran'ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra konuşmacı olarak Araştırmacı Yazar Abdullah Şahin, Bediüzzaman'ın hayatından kesitler anlattı.

ŞAHİN: BİZ KURAN ADINA BEDİÜZZAMAN'I SEVİYORUZ

Abdullah Şahin konferansta yaptığı konuşmada, "Üstadın hastalığının ne olup olmadığını hayatından haberdar olanlar az çok bilirler. Hastalığı İslam'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Urfalılara yaptığı duanın yansımasını da bulmuş olur. Vefat yılı olması münasebetiyle hayatından bahsetmemek zannımca çok hoş kaçmaz. Bizler, din için uğraşan kişilere din adına bakarız, din hesabına bakarız. Kitaplar 'Kuran'a dürbün olmalı, gölge ve vekil olmamalı' der. Biz Kur'an adına Bediüzzaman'ı seviyoruz. Biz Kur'an adına Risale-i Nurları seviyoruz. Biz Kur'an adına Allah'ın dinine hizmet edenleri seviyoruz. Onların bir yanlışı, hatası, kusuru olursa Kur'an adına ifade edilir veya güzellikleri Kur'an adına değerlendirilir. Üstadın doğduğu dönem ile ilgili Rumi, Miladi, Hicri takvimlerde gelip giden dönemler var. Çocukluk dönemi memleketinde geçer. Sonları memleketin medreselerini gezmeye başlar. Genç yaştadır. Siirt tarafındadır, Tillo'dadır. Memleketin her bir tarafını gezer. 15 yaşında icazet alma konumuna geldiğinden dolayı sarık sardırma meselesi bir hoca tarafından yapılır. Ama ona hocalık iddialarında bulunmaya cesaret edecek hoca bulunmayınca 'sarıksız kaldım' der. Kastamonu Lahikası'nda böyle dile getirir.

"Üstad memleketi gezer, noksanlıkları tespit eder, zaman zaman eleştiriler yapar. Zaman zaman medreselerdeki müderrislerle münakaşaları olur. Bu çalışmalar bölgelerdeki resmilerin de dikkatini çeker. Miran aşiretinden Mustafa Paşa ile bir münakaşası olur. Memleketin tasvibini ve beğenisini kazanır. O zaman da 'Namık Kemal'in rüyasıyla uyandım' der ve bir rüyası var, özgürlüğü, hürriyeti var" dedi.

Kaynak: Gazeteipekyol

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum