Bizi savunacak bir avukatımız bile yoktu
12 Eylül darbesinin hâkimle-rinden Ali Fahir Kayacan'ın, açıklamasına bir tepki de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılanan avukat Osman Başer'den geldi.
Ali Fahir Kayacan'ın kendi davalarına baktığını söyleyen Başer, günlerce işkenceye maruz kaldıklarını, kendilerini savunacak bir avukat bile bulamadıklarını anlatıyor.
Sıkıyönetim Hâkimi Fahir Kayacan, '12 Eylül yargısının daha adil' olduğunu söylüyor, ancak yaşanan işkence ve mahkemelerin ibretlik kararları kendisini yalanlıyor. O dönemin tanıklarından biri şu anda avukat olan Osman Başer. O da Kayacan'ın 'adaletine' muhatap olanlardan. MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılanan Başer, günlerce işkenceye uğradığını anlatıyor. Kayacan'ın cuntacılar tarafından özel olarak seçilen bir hâkim olduğunu dile getiren Başer, savunma amacıyla cezaevinden mahkemeye belge getiremediklerini söylüyor. Ali Fahir Kayacan'ın, annesinden kazak isteyen arkadaşını duruşma salonundan attığını söylüyor. Başer, "Çok ciddi işkenceler gördük. Filistin askısı, soğuk su ile banyo, metal dolabın içine sokarak elektrik verilmesi gibi. Bazı arkadaşlarımız ailelerinin karşısında çıplak bir şekilde işkenceye tabi tutuluyordu. İşkenceye dayanamadım ve polis cinayetini üstlendim. O dönemde hayalî failler ve sanıklar üretildi. Onlar ne ifade vereceğimizi söylüyor, biz yazıyorduk. Yoksa işkence yapıyorlardı. Bir gün bana öyle işkence yaptılar ki 90 gün hastanede kaldım. Tabip Albay Mehmet Ünlü, benim halime şahittir. Bana işkence raporu veremediler. Türkiye'yi sağcı ve solcu diye böldüler. Bizi birbirimize düşürdüler ve kırdırdılar. Sonra da Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak adı altında ihtilal yaptılar. Özel emirle istediklerini yakalattılar. Sorgulattılar. Yargılayıp infaz ettiler." diyor.
ŞİMDİ HESAP SORMA ZAMANI
Osman Başer, cezaevinde işkence gören Hasan İlter, Hasan Aras, Ziya Karaçam, Nurettin Özalp gibi 24 arkadaşının hukuk bitirip avukat olduğunu, 12 Eylül'le hesaplaşacaklarını anlatıyor. 12 Eylül sonrası Mamak Cezaevi'nde tutuklu kalan, işkence gören ve savunma mağduriyeti yaşayan ülkücülerden olduklarını söylüyor. Başer, "O dönem avukatımız yoktu. Avukatlarımız belli yerlerin denetimi ve kontrolündeydi. Savunma mağduriyeti yaşadık. Cezaevinde kalan ülkücülerden 24 kişi hukuk fakültesini bitirerek avukat olduk. Şimdi 12 Eylül'ün duruşma hâkimleri ve kuvvet komutanları, cezaevi müdürleri ve bütün kurum ve kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bütün belgelerimiz hazır. Ankara cumhuriyet savcısına bilgi ve belgeleri vermek için yazılı olarak randevu talep ettim. Bu belgeleri ileteceğim. Ali Fahir Kayacan'ın açıklamaları yargıya müdahaledir. O dönemi aklamaya çalışırken bu zamandaki yargılanmada keyfilik var demeye çalışıyor. İhtilalci ve cuntacı generalleri aklıyor." ifadelerini kullanıyor.
Zaman