'Bu helâldir, şu da haramdır' demeyin
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nahl Sûresi 115-119. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
115-(O) size, ancak ölüyü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen hayvanı, akan) kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen (hayvan etin)i haram kılmıştır. Fakat mecbur kalan bir kimse (başkasının hakkına) saldırmamak ve haddi (zarûret mikdârını) aşmamak (üzere, ölmeyecek kadar bunlardan yemek) şartıyla, artık şüphesiz Allah, (onlar için) Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
116-Hem dillerinizin yalanı vasfediyor olması sebebiyle: “Bu helâldir, şu da haramdır” demeyin; çünkü Allah’a yalanı iftirâ ediyor olursunuz. Şübhesiz ki Allah’a yalan iftirâ edenler, kurtuluşa ermezler. (*)
117-(Dünyada) az bir faydalanma ve (buna mukabil âhirette) onlar için (pek) elemli bir azab vardır.
118-Yahudi olanlara ise, daha önce sana anlattıklarımızı (**) haram kılmıştık. Hâlbuki (biz) onlara zulmetmedik, fakat (onlar, kötü amelleriyle) kendilerine zulmediyorlardı.
119-Sonra şüphesiz Rabbin, cehâletle kötülük yapan; sonra bunun ardından tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler hakkında (affedicidir), doğrusu Rabbin, bu (samîmi hâlleri)nden sonra (onlar için) elbette Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
(*) Câhiliye devri Arabları, kendi kendilerine bazı şeyleri helâl, bazı şeyleri de haram kılıyorlardı. Bazı hayvanları da erkeklere tahsîs ederek, kadınlara yasaklıyorlardı. (Nesefî, c. 2, 139)
(**) Burada, “Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’a daha önce anlatılanlar”dan maksad; En‘âm Sûresi, 146. âyettir. (Celâleyn Şerhi, c. 4, 277)