SAÜ bünyesindeki 14 meslek yüksekokulunda (MYO) uygulanan MUYS, 3 dönem okulda eğitim alan öğrencilerin bir dönem de işletmelerde pratik yapmasını kapsıyor. Okulda gördüğü teorik bilgileri burada pratiğe dökme imkanı bulan öğrenciler, iş dünyasının istediği, işi bilen, teorik ve pratik bilgiyle beceriye sahip nitelikli eleman olarak mezun oluyor.

İşletmelerin aradığı nitelikli eleman ihtiyacına yönelik program sayesinde, SAÜ'deki 14 MYO'da eğitim gören öğrenciler mezuniyet sonrası okuduğu işletmelerde işe başlama fırsatı buluyor.

SAÜ Teknoloji Fakültesi Dekanı ve Meslek Yüksekokulları Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 MYO'da 45 programda aldıkları öğrencileri sanayi sektörünün ihtiyacını karşılayacak şekilde yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Yaptıkları araştırmalarda sanayicilerin "Sizin yetiştirdiğiniz öğrenci bizim ihtiyaçlarımızı karşılamıyor" tepkisiyle karşılaştıklarını ifade eden Sarıbıyk, "Temel sorunun öğrencilerin uygulama becerisi yetersizliği olduğunu gördük. MYO müdürlerimizle yaptığımız çalışmalar neticesinde görüştüğümüz sivil toplum kuruluşlarının desteğini alınca MUYS modeli üzerinde detaylı çalışmalara başladık." diye konuştu.

Öğrencinin uygulama becerisi eksikliğini gidermek için 3+1 eğitim modelini hayata geçirdiklerini dile getiren Sarıbıyık, tüm programlarını MYO öğrencilerinin 4 yarı yıldan oluşun eğitiminin üç dönemini okullarda uygulamalı ve teorik bilgilendirme, bir dönemini ise işletmelerde tamamen uygulama yapılacak şekilde yenilediklerini belirtti.

Sarıbıyık, öğrencileri 6 dönemdir işletmelere gönderdiklerini, sanayiciden, sivil toplum kuruluşlarından ve işletmelerden olumlu tepkiler aldıklarını vurguladı.

Sanayicinin aradığı nitelikli eleman ihtiyacını MYO'nun karşılayabileceğini anlatan Sarıbıyık, şöyle devam etti:

"SAÜ'de 14 MYO'da yaklaşık 25 bin öğrenci eğitim görüyor. Öğrencilerimizi sanayicinin ihtiyacını karşılayacak şekilde yetişmesi bizim açımızdan önemli. Ders müfredatlarımızı sanayicilerimizle görüşerek yapıyoruz. Hangi teorik bilgiyi öğrenmesi, hangi uygulama becerisine sahip olması gerekiyor onları araştırıyoruz. Fakat bir gerçek ki sanayicinin istediği uygulama becerisini atölyede vermemiz mümkün değil. Çünkü bir cihazı alabilmeniz milyon dolarlık bütçe gerektiriyor. Bir okula alsanız diğerine alamazsınız. Öğrencilerin sanayici ile iç içe olması gerekiyordu ve biz bunu gerçekleştirdik. Sanayiciler de gelecekte ihtiyacı olan elemanın yetişmesine destek vermiş oldu. Denizli, Manisa, Karabük gibi şehirlerimizde bizim bu modelimiz uygulanmaya başladı ama bizim yaptığımız gibi 14 MYO'nun 45 farklı programının tamamında uygulayan tek üniversiteyiz."

- Proje sayesinde hocalar da kendini geliştirdi

Şu ana kadar 15 bin öğrenciyi sanayi işletmelerine gönderdiklerini, öğrencinin başarılı olup olamadığı kararını vermesi için iş yerinde kontrolünü sağlayan bir öğretim elemanı ile bir çalışan görevlendirdiklerini anlatan Sarıbıyık, öğrenci başarılıysa işletmeye öğrenciyi işe alması tavsiyesinde bulunduklarını ifade etti.

Öğrencilerin gittiği işletmeleri İŞKUR'la yaptıkları anlaşma neticesinde işbaşı kapsamına aldıklarını vurgulayan Sarıbıyk, "İş yerine giden öğrencinin sigortası yatırılıyor ve asgari ücret olarak maaşları İŞKUR tarafından ödeniyor. Yani öğrencinin iş yerine maddi anlamda yükü olmuyor. Bunun en önemli kısmı ise öğrenci işletmede yetiştiği için işletmenin şartlarını biliyor, gelecekte nerede çalışacağının farkına varıyor, hangi durumlarla karşılaşacağını, hangi ekiple çalışacağını biliyor. Bu ekiple çalışmanın ruhunu alıyor. Dolayısıyla gerçek hayatı iş yerinde görüyor. İşletme açısından baktığımızda da eleman ihtiyacı zaten hat safhada, bunu biliyoruz. Sanayici eğer kendisine gelecek vadeden bir eleman olarak görüyorsa zaten okulu bitirdiğinde 'işe başla' diye teklif ediyor." şeklinde konuştu.

- Hocalar da sanayiyi tanımaya başladı

Sarıbıyık, üniversitedeki hocaların işletmelere gidip öğrencilerin kontrolünü sağlamasının yanı sıra kendilerinin de sanayiyi tanımaya başladığını belirterek, hocaların işletmelerde gördüğü yenilikler ve sanayinin sorunlarına yönelik projeler geliştirmeye başladığını aktardı.

Bu uygulama neticesinde sanayiyle iyi bir köprü oluşturduklarını vurgulayan Sarıbıyık, şunları kaydetti:

"Hocalarımız okulda oturan öğrenciye ders veren kişiler olmuş. Bunun böyle olamayacağını, sanayiciyle iç içe olması gerektiğini düşündük. Sanayinin ihtiyacını bilmeden onlara eleman yetiştiremeyiz. Hocalarımız da oraya gittiğinde ufukları açıldı, eski ders notlarının bir çoğunu yeniledi. İşletmelerle kurduğu diyaloglar neticesinde onların sorunlarına yönelik TÜBİTAK, KOSGEB, MARKA projeleri yapmaya başladı. Dolayısıyla öğrettikleri teorik bilginin sanayide işletmede karşılığının olup olmadığın test etmeye başladı. Sektör hangi alanda, hangi programları bilen öğrenci istiyor bunu işletmeye gidince net gördüler."

aa