Burada kumandan iken, orada muztar kalmak
Günlük Risale-i Nur dersi Mesnevi-i Nuriye'den...
....
Salisen: Bu âlemde, evliyaullah hükmünde olan gazi ve şühedalara kumandanlık ettiniz. Kur'an'ın evamir-i katiyesine imtisal etmekle, öteki alemde de o nuranî güruha refik olmaya çalışmak, sizin gibi himmetlilerin şe'nidir.
Yoksa, burada kumandan iken, orada bir neferden istimdad-ı nur etmeye muztar kalacaksınız. Bu dünya-i deniye, şan ve şerefiyle öyle meta değil ki sizin gibi insanları işba etsin, tatmin etsin ve maksud-u bizzat olsun.
...
Sadisen: Hasmınız ve İslamiyet düşmanı olan frenkler, dindeki lakayd lığınızdan pek fazla istifade ettiler ve ediyorlar. Hatta diyebilirim ki, hasmınız kadar İslama zarar veren, dinde ihmalinizden istifade eden insanlardır.
Maslahat-ı İslamiye ve selamet-i millet namına, bu ihmali a'male tebdil etmeniz gerektir. Görülmüyor mu ki, İttihatçılar o kadar harika azm ü sebat ve fedakârlıklarıyla, hatta İslamın şu intibahına da bir sebep oldukları halde, bir derece dinde laubalilik tavrını gösterdikleri için, dahildeki milletten nefret ve tezyif gördüler. Hariçteki İslamlar, dindeki ihmallerini görmedikleri için, hürmeti verdiler. (Mesnevi-i Nuriye. S, 85-86)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK
SÂLİSEN : Üçüncü olarak.
EVÂMİR-İ KAT\'İYE : Kesin emirler.
İMTİSÂL : Uyma, sarılma, yapışma, tutunma.
REFİK : Arkadaş, ortak, eş, yardımcı, yoldaş.
ŞE\'N : İş, gerek, tavır, hal, birşeyin özelliğinin fiilî görünümü, neticesi ve eseri.
İSTİMDÂD-I NUR : Nur ve aydınlık için yardım isteme.
MUZTAR : (Zaruret. den) Çaresiz kalmış, zorlanmış.
DÜNYA-İ DENİYE : Âdi dünya. Aşağı, kıymetsiz dünya.
İŞBA\' : Doyurma, açlığı giderme.
İNTİBÂH : Uyanıklık, hassasiyet.
TEZYİF : Çürütme, küçük düşürme, küçük görme, alaya alma.