Büst kıran inekten mektup var!

Büst kıran inekten mektup var!

Atatürk büstü kırdığı için köyünden sürgün edilen "Gülsüm İnek"e gönderilen mektubun cevabı geldi

Atatürk büstü kırdığı için köyünden sürgün edilen "Gülsüm İnek"e gönderilen mektubun cevabı da geldi.
Taraf yazarı Yıldıray Oğur'un önceki gün yazdığı "Atatürk büstü kıran ineğe mektup!" yazısı için TIKLAYINIZ

Ve bugün cevabı köşesine alan Demiray Oral'ın yazısı:

Gülsüm İnek’ten açık mektup *

Kamuoyuna,

Ben Gülsüm. Yaptığım bir kalça hareketiyle memleketin en meşhur ineği haline gelmenin dehşeti içinde bu satırları kaleme alıyorum. Günlerdir üzerimden yapılan her türlü spekülasyona rağmen sessiz kalmayı ve gelişmeleri yaşadığım sürgün hayatında hayretler içinde izlemeyi seçmiştim. Ancak bildiğiniz gibi artık anne oldum. Ve olayların bebeğim Kader’in kaderi üzerinde etkili olabileceği endişesi beni bu mektubu kaleme almaya mecbur kıldı.

Yaşananlara bakınca galiba öncelikle kimilerine bir hatırlatma yapmam gerekiyor. Ben bir ineğim. Dolayısıyla bu memlekette nasıl eşekler eşeklik, ayılar ayılık yapıyorsa benim yaşam biçimim de ineklik.

Olay günü de inek dostlarımla birlikte köyümüzün çayırlarında takılıyorduk. Onlar bir yandan otluyor, bir yandan da aramızdan kimlerin sucuk ve sosis olma sırasının geldiği üzerine geyik yapıyorlardı. Ben ise son günlerde giderek artan hamilelik depresyonumun etkisiyle kimseyle konuşmuyor, ağzıma tek lokma bile ot koymuyor, melankolik gözlerle ‘batsın bu dünya’ tadında ufka bakıyordum. Deforme olan vücudumun geldiği hali görüp; köyün tüm öküzlerinin peşimde koştuğu, en semirmiş, en güzel, en çok süt veren ineği olduğum günleri yâd ediyordum. Sonra içimdeki sıkıntı giderek büyüdü. Nefes alamaz hale gelip kendimi adeta boğulacak gibi hissetmeye başladım. İşte o sırada bir inek arkadaşımın tavsiyesini hatırladım ve rahatlamak için koşmaya karar verdim. İpimi kopartıp deli danalardan kaptığım stille koşmaya başladım. Önüme gelene bir boynuz modunda koştum, koştum, koştum...

Artık ne sahibimin haykırışlarını, ne de arkadaşlarımın seslerini işitiyordum. Sadece içimden gelen sesi dinliyordum. Koştukça kendimi iyi hissetmeye başladım. Koştukça özgür kız oldum adeta.

XXX

O esnada uzaktan, otlanmamızın yasak ilan edildiği okul bahçesi karşıma çıktı. Verdim coşkuyu kendime ve tüm hızımla içeri daldım. Hep uzaktan gördüğüm ve biz inekleri bahçeden uzak tutmak için oraya konulan korkuluk sandığım şeye de geçerken kalçamla hafiften dokunuverdim. Kırıldı.

Meğer hamilelik depresyonumu kırmak için koşarken aslında memleketin en büyük tabusunu kırmışım... Şimdi depresyondan çıkmak için yaptığım sabah koşusu nedeniyle sürgündeyim. Benim çıktığım depresyona çok sevdiğim eski sahibim girdi. Eşi benzeri görülmemiş bir korkuyla, beni yok pahasına başka bir köye sattı. Geçen gün inek dostlarımdan biri cepten arayıp eski köyümde soruşturma başlatıldığını, tüm köy ahalisinin ifadelerinin alındığını söyledi. Üstelik bir de Milli Eğitim müfettişi gelmiş okula, ayrı bir soruşturma için. Okul müdürü, benim kırdığım heykelin bu kez on inek kalçası gücünde olanının yapılacağını açıklayarak teskin etmiş memleketi.

Sürgündeki köyümde de tuhaf şeyler olmaya başladı. Yerleştirildiğim ahıra ‘Sarıkız’ adında bir ineğin konulması, sürümüze yeni gelen çobanın üniversite önünde simit satan polis tadındaki acemilikleri, beni her gün muayeneye gelen veterinerin çevirmeye çalıştığı gatakulliler, otladığımız çayıra açılan inek büyüklüğündeki çukur bunlardan bazıları.

Kendim için değil ama yavrum adına çok korkuyorum.

Bu nedenle, memlekette yapılan öküzlük, ayılık ve eşeklikler yerine benim gibi içinden gelen sesi dinleyen, özgürlükçü bir inekle uğraşmayı iş edinenlere sesleniyorum. Lütfen bizi rahat bırakın!

Yok illa ‘ya sev ya terk et’ müptezelliğine devam edecekseniz, alırım Hindistan’a sadece gidiş iki ineklik bir bilet, 2. Cumhuriyet ilan edilene kadar daha da bu memlekete gelmem!

Saygılarımla.
Gülsüm İnek

* Gündemin flaş ismi Gülsüm İnek ile bağlantı kurmamı sağlayıp, ona hakkımda referans vererek bu açık mektubun bana ulaşmasını sağlayan semtimiz Bahçeköy’ün ineklerine sonsuz teşekkürler.

Taraf