ÇARE iftarı hayırseverleri buluşturdu-Foto

ÇARE iftarı hayırseverleri buluşturdu-Foto

ÇARE Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği'nin iftar programı hayırseveleri bir araya getirdi

Risale Haber-Haber Merkezi

ÇARE Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği'nin iftar programı hayırseveleri bir araya getirdi. İstanbul Dilruba restorantta düzenlenen programa gazeteciler, cemaat temsilcileri ve hayırseverler katıldı.

Dernek Başkanı Mehmed Südlü, Çare Gönüllülerinin varlık adına herşeyi, Allah'ın ihsanından ibaret gördüklerini söyledi. Südlü, "İhsan etme emrini de, o ihsanı yapabilecek hissiyatı da ayrı ayrı ihsanlar olarak anlıyoruz. Muhsin kullarının ihsanlarını muhtaçlara ulaştırmak ve bu vesileyle o zekat köprüsüne bir köprü olmayı da en büyük bir ihsan addediyoruz. Çare Derneğine verdikleriyle hayru hasenat faaliyetlerinde yardım edenler elindeki değerleri'infak et!' emrine münasip infak edip verirken, bu ihsana karşılık bir ihsanla mukabelede bulunmakta ve inandığını pratikte de göstermiş olmaktadırlar" dedi.

Peygamber Efendimizin (Asm) “Zekat, islamın köprüsüdür” hadisini hatırlatan Südlü, "Hayat-ı içtimaiyyede insanlar, milletler ve topluluklar gelirce farklı farklı yaratılmışlardır. Bu farklılıklar arasında zekat ile bir köprü kurmak mümkündür. Zira zekat zengini fakirin yanına, fakiri de zenginin yanına yaklaştıran en önemli ve en latif bir vesiledir. Zira İslam “sen çalış ben yiyeyim” veya “ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne!” gibi bencil ve hodendiş anlayışları temelinden reddetmek suretiyle toplumun veya toplumların alt ve üst tabakası arasında doğabilecek olumsuzlukların önünü, daha işin başındayken almakta ve üst tabakanın şefkatli tavırlarına alt tabakadan saygı ve muhabbetle mukabelenin doğabileceği zemini göstermektedir" şeklinde konuştu.

Südlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üstadımız; bütün ihtilalat ve fesadın aslı ve madeni ve bütün ahlak-ı rezilenin muharrik ve menbaı tek iki kelimedir. O iki kelimenin imtizacından bomba gibi küre-i arz patladı. Ve izdivacından medeni insanlardan canavarlar doğdu. Birinci kelime: "Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne!." İkinci kelime: "İstirahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim." Merhametsiz nefis-perest olan birinci kelime-i gaddaredir ki, alem-i insanı zelzeleye getirip kıyameti kopmak üzeredir. Şu kelimenin ırkını kesecek tek bir devası var ki; o da zekattır ve zekatın mükemmili olan sadakadır. Ve onun mütemmimi olan karz-ı hasendir. Haris, hodgam, zalim olan ikinci kelimedir ki, beşerin terakkiyatını öyle sarsıyor ki, herc ü merc ateşine atmak üzeredir. Şu dahiye-i dehyanın tek bir devası var. O da hürmet-i ribadır ve faizin bütün vesailini hayat-ı içtimaiyeden ref' etmektir... Adalet-i Kur'aniye alem kapısında durup ribaya: "Yasaktır, girmeğe hakkın yoktur."

Yazar Mehmet Paksu ve işadamı Eyüp Otman da ÇARE derneğini faaliyetlerinde, hizmetlerinden bahsetti.

Foto Galeri için TIKLAYINIZ