Cemaatle namaz kılarken imama uymaya engel olan sebepler nelerdir?
Bayram namazını kılarken cemaat dışarıda kalıyor, bazen beş-on metre saflar arası boşluk oluşuyor; cemaatin yarısı yüksekte yarısı alçakat namaz kılıyorlar. Hatta soğuk oluyor diye caminin kapıları kapatılıp cemaatin ses hariç dışarıyla ilişki...
Cemaatle namaz kılınırken, imamla cemaatin yerlerinin hakikaten veya hükmen bir olması gerekir. Camilerin dışındaki binalarda veya alanlarda bu birlik, safların bitişmesiyle sağlanır.
Mescidlerin "Fina-i Mescid" denilen çevresi, mescidlere bitişik olup aralarında yol bulunmayan yerler de namaz hususunda mescid hükmündedir. Bu bakımdan oralardan imama uymak sahihdir.
İmamla ona uyan cemaat arasında bir duvar bulunursa namaz sahih olur mu?
İmamla ona uyan cemaat arasında bir duvar bulunur da cemaat istediği vakit hemen duvarı aşıp imama ulaşma imkânına sahip değilse, o takdirde iktida sahih olmaz; isterse imamın tekbir seslerini işitebilsin. O halde evinde durup camideki imama uymak isteyen kimse, hem aradaki yol ve nehir gibi engelleri, hem de sözü edilen duvar ve benzeri engelleri dikkate almalıdır. (Ez-Zahira / Burhaneddin Mahmûd b. Taceddin.)
Ama duvar küçük ölçüde olur, cemaatin imama erişmek istediğinde bir engel arz etmezse veya ara yerde bir pencere ya da kapı bulunursa, o takdirde iktida sahih olur. Bunun gibi aradaki açıklık bir kapı ya da pencere biçiminde değil de küçük bir delik şeklinde ise, imamın, tekbir sesleri rahatlıkla duyulur veya imam oradan görülebiliyorsa, yine de iktida sahih sayılır. (El-Muhit / Serahsî.)
İmamla cemaat arasındaki duvarda kapalı bir kapı bulunursa iktida sahih olur mu?
Bu hususta farklı görüşler varsa da, en sahih kavle göre, kapı gidip gelmek, girip çıkmak ve irtibat sağlamak için konulduğundan kapalı da tutulsa, yine iktida sahihtir. (El-Muhit / Serahsî.)
Büyük selâtin camilerde uzakta durup imama uymak caiz midir?
Büyük selâtin cami'lerde, ne kadar büyük olursa olsun, ara yerde saf bulunmasa bile en gerilerde durup mihraptaki imama uymak caizdir. (Serh-i Tahavi.) Ancak ne var ki, bu kerahetle birlikte caizdir. Çünkü sünnet olan husus, cemaatin ara yerde boşluk bırakmamasıdır.
Camiye yakın evinin damına çıkıp imama uyması, imamın tekbir seslerini duysa ya da onu görebilecek durumda olsa, yine de sahih değildir; ancak caminin avlu duvarının başında olursa, o takdirde sahih sayılır. (Fetâvâ-yi Kaadıhan - El-Hulasa - El-Muhit / Serahsi.)
Kendi eviyle cami' arasındaki duvar üzerinde durur, imamın tekbir seslerini işitir veya hareketlerini görebilirse, o takdirde iktida sahih olur. Caminin dışındaki dükkânın üzerinde durup imama uymak isterse, dükkân cami'ye bitişik olmakla birlikte saflar birbirini takip ediyor, arada açıklık bulunmuyorsa, o takdirde sahih sayılır. (Fetâvâ-yi Hindiyye.)
Dükkân camiye bitişik değil, ya da oradan imamın tekbir sesleri duyulmuyor veya imam görülemiyorsa veyahut ara yerde boşluk varsa, o takdirde iktida sahih değildir.
İmama uymaya engel olan sebepler nelerdir?
Her yerde her zaman imama uymak mümkün değildir. İslâm Fıkhı bunun sahih olması için bir takım ölçüler ve prensipler koymuştur. Herhalde imama uyup cemaat halinde namaz kılmanın çok derin ve anlamlı hikmetleri vardır. Bunun için müekked sünnet olduğu tespit edilmekle beraber vâcib olduğunu söyleyenler de olmuştur.
İmama Uymaya Engel Olan Daha Çok Üç Sebep Vardır:
1. İmamla ona uyan arasında umuma ait, araba ve benzeri vasıtaların gelip geçtiği yol. (Şerh-i Tahavî.)
Bu tarife göre, yol dar olur, gelip geçen araba ve benzeri şeyler bulunmazsa, o takdirde imama uymaya engel bir neden sayılmaz. Çünkü namazın huzurunu bozacak, imamla cemaat arasına başka şeylerin girmesiyle cemaatten amaç ve gayeyi yok edecek bir engel kalmamış oluyor. (Fetâvâ-yi Kaadıhan - El-Hulasa.)
Bununla beraber yol geniş olur da imama uyan saflar yolu tamamen saf halinde doldurup açık yer bırakmayacak olurlarsa, o takdirde de imama uymaya engel bir sebep kalmamış demektir.
İmam umuma ait yol üzerinde namaz kıldırmak için durursa arkasında saf bağlayan cemaat yolu uzunlamasına tutmuşsa, bakılır. Bir araba geçecek kadar açıklık kalmışsa, iktida sahih olmaz, yani imamla cemaat arasındaki açıklık bu ölçüde olursa, imama uymaları sahih olmaz. Bunun gibi birinci saf ile ikinci saf, ya da ikinci saf ile üçüncü saf arasında da belirtilen ölçüde bir açıklığın kalmaması gerekir. Aksi halde iktida sahih olmaz. (El-Muhit / Radıyüddin Serahsî - Fetâvâ-yi Kaadıhan.)
Açık yerlerde, kır ve bayırlarda, iktidaya engel olan açıklık ise, iki saf sığabilecek kadar bir mesafenin boş tutulmasıdır. O halde açık havada, çöl, tarla ve meralarda imamla cemaat arasında belirtilen ölçüde bir boşluk kalırsa, iktida sahih olmaz.
Ancak bayram namazının kılındığı açık yerlerdeki namazlarda sözü edilen açıklığın bulunması, iktidanın sıhhatine engel sayılmaz.
Cenaze namazı kılınan yerlerdeki durum hakkında farklı görüşler vardır. En-Nevazil'de bu tür namazgâhların mescid gibi kabul edilmesi o hükmü taşımasıdır, bu hususta. Çünkü sözü edilen yerler özellikle cenaze namazına, ya da bayram namazına ayrılmıştır. O halde mescid hükmünü bir bakıma almaktadır.
2. Ara Yerde Bir Irmağın Bulunması
Irmaktan maksat, ancak, köprü, kayık ya da at arabasıyla geçilebilecek kadar büyük olması söz konusudur. (Şerh-i Tahavî.) O halde imamla cemaat arasında büyükçe bir nehir bulunur da içinde vapur, kayık ve benzeri şeylerle geçit yapılırsa, iktida sahih olmaz. Ama bu ölçünün altında olur, kayık, vapur ve benzeri şeylerle geçmeğe gerek görülmezse, o takdirde iktidaya engel sayılmaz. Muhtar olan da budur. Cevahirü'l-Ahlatî'de bu görüşün daha sahih olduğu belirtilmiştir. (Fetâvâ-yi Hindiyye.)
Büyük camilerin içinden bu ölçüde bir ırmak ya da akar geçerse, iktidaya engel sayılmaz. (Fetâvâ-yi Kaadıhan.)
Yukarıda sözü edilen büyük nehrin üzerinde genişçe bir köprü bulunur da bağlanan saflar imamla cemaat arasını doldurursa, yine engel sayılmaz, yani bu durumda imama uyup namaz kılmak sahih olur.
İmamla kendisine uyanlar arasında büyükçe bir havuz bulunursa, iktida sahih olur mu?
Havuz, bir ucuna düşen necaset diğer ucuna ulaşmayacak kadar büyükse, yani bir ucu çalkandığı zaman diğer ucu hareket etmiyorsa, o takdirde iktida sahih olmaz. Bunun aksi bir durum varsa, sahih olur. (El-Muhit / Serahsî.)
Radyo ya da televizyondan naklen verilen bir namazda o cemaate katılmak caiz midir?
İmama uyup namaz kılabilmek için İslâm bir takım şartlar ve prensipler koymuştur. En azından imamla kendisine uyanlar arasında umuma ait, arabaların gelip geçeceği kadar genişlikte bir caddenin, ya da büyükçe bir ırmağın bulunmamasıdır. Boş bir arazide ise, ara yere üç saf girecek kadar bir açıklığın bulunmamasıdır.
O halde Mısır'da, ya da Suudi Arabistan'da cemaate namaz kıldırmakta olan bir imama radyo ya da televizyon vasıtasıyla uymak sahih değildir. Çünkü belirtilen şartlar gerçekleşmemiştir.
Bunun gibi evi camiye yakın olup da imamın ya da tekbirleri intikal ettirenin sesini duyan bir kimse camiye gitmeden bulunduğu yerde imama uyabilir mi? Bunun cevabı açıktır:
Arada umuma ait genişçe bir yol ya da büyük bir ırmak bulunuyorsa, o takdirde sahih değildir. Böyle bir engel yoksa evi camiye bitişik vaziyette bulunuyor, iktidaya engel başka bir şey de mevcut değilse (aradaki kaim ve yüksekçe bir duvardan dolayı tekbir seslerini duymaması bu cümledendir), imama uymasında bir sakınca yoktur. Ne var ki câmiye gidip uyması daha faziletli ve cemaat ruhuna daha uygundur. (El-Muhit - Fetâvâ-yi Hindiyye.)
3. Ara Yerde Kadınlardan Oluşan Tam Bir Safın Bulunması
İmamın arkasında kadınlardan oluşan tam bir saf varsa, bunların arkasında erkeklerden oluşan bütün safların o imama uyması sahih olmaz. (Şerh-i Tahavi.) Bu vaziyette namaz kılacak olurlarsa, hepsinin de (yani erkeklerin) namazı fâsid sayılır.
Aradaki kadınlar tam bir saf değil de daha az miktarda olursa, gerideki safların hepsinin namazı bozulmaz.
Camiin arka kısmındaki yüksekçe gölgelik yerde veya mahfilinde bulunan erkeklerin önlerine gelecek şekilde aşağıda kadınlardan meydana gelen bir saf varsa, iktida sahih olmaz. Birkaç kadın bulunuyorsa, muhazat (Kadınla erkeğin aynı hizada bulunması) hükmü câridir.
Örneğin: Üç kadın bulunursa, arkalarında yer alan erkek saflarından aynı hizaya gelen üçer kişinin namazı fâsid olur. Kadınlar tam bir saf ise, gerideki bütün safların namazı bozulur.
Ama aşağıdaki kadınlar mahfildeki ya da gölgelikteki erkeklerin ön kısmına değil de tam hizalarında bulunuyorsa, erkeklerin iktidası sahih olur. Çünkü aradaki yükseklik onların aynı hizada olmasını kapatmaktadır. (Fetâvâ-yi Kaadıhan.)
Bunun aksine; gölgelikte ya da mahfilde kadınlar bulunur, aşağıda da hem onların seviyesinde, hem gerilerinde erkekler saf bağlarsa; bu takdirde iktida sahih olur. Çünkü kadınlar görünmeyecek biçimde yukarıda saf olmuşlardır, aradaki yükseklik muhazatın gerçekleşmesini bir bakıma engellemektedir. (Fetâvâ-yi Hindiyye.)
(bk. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/303-308)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.