Cevşen duası mütevatir midir?

Cevşen duası mütevatir midir?

Sözler Neşriyatın Cevşen kitaplarında sizin de ''Cevşen duası ve kaynakları konusunda detaylı bilgi verir misiniz? '' adlı sorunun cevabında zikrettiğiniz Mecmüatü’l-Ahzap'taki senede göre Cevşeni Kebir'in Zeynel Abidin (r.a)'dan tevatürle rivayet...

- Cevşen duasını Sünni aleme kazandıran Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî hazretleri, bu duaya meşhur “Mecmuatu’l-Ahzab” adlı üç ciltlik eserinde yer vermiş, senedini ise tam olarak vermemekle beraber, adını tam tespit edemediğimiz bir kimseden başlatarak şöyle sürdürüyor:

“Cafer-i sadk, babası (Muhammed el-Bâkır) ve dedesi (Zeynelâbidîn) vasıtasıyla Hz. Hüseyin’den o da babası Hz. Ali’den o da Hz. Peygamberden rivayet etmiştir. (Gümüşhanevî, Mecmuatü’l-ahzab, 1311(telif tarihi, 1298), 3/231-232)

Buradaki ravilerin sıralaması ile Diyanet İslam Ansiklopedisindeki sened zinciri arasındaki fark, sadece Musa el-Kâzım ismidir ki, Gümüşhanevi’de yoktur.

- Diyanet İslam Ansiklopedisinde, Cevşenu’l-Kebirin senedi: Mûsâ el-Kâ­zım - Ca'fer es-Sâdık - Muhammed el-Bâkır - Zeynelâbidîn - Hz. Hüseyin ve Hz. Ali tarikiyle Hz. Peygamber'e İsnat edilir” şeklinde belirtilmiştir.” (DİA,VII/462- Cevşen maddesi)

- Cevşen’in muhtevası, sahih hadis kitaplarında var olan dualardan farklı olarak, Allah’ın bin bir isim ve sıfatlarıyla münacat yapılmış olmasıdır. Yoksa Cevşen’deki duaların önemli bir kısmı, -mahiyeti itibariyle- hem ayetlerde ham de sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır.

- Bediüzzaman Said Nursi’nin neşrettiği Cevşen-i kebir duasının başında yazdığı kısa bir takdim yazısında, Cevşen’in senedi hakkında şunları söylemiştir:

“Hz. Peygamber (asm)’e Cebrail’in (as) vahiy ile getirdiği  ve ‘Zırhı çıkar bunu oku’ dediği, gayet yüksek ve çok kıymetdar bir münâcât-ı peygamberî’dir ki, Zeynelâbidin’den (r.a.) tevatürle rivayet edilmiştir.” (bk. Niyazi Beki, Büyük Cevşen Duası, Zafer yayınları, İstanbul, 2001, s.9/takdim yazısı)

- Burada Bediüzzaman hazretlerinin bahsettiği “tevatür” kavramını hadis kriterlerinde yer alan tevatür değil, önemli bir kısım insan kitleleri tarafından bilinen bir durumu ifade ettiğini düşünüyoruz.

Bununla beraber, Cevşen’in rivayet zincirinin geldiği ehl-i beyt tariki itibariyle de buna “tevatür” denilebilir.

Gümüşhanevî’nin Cevşen’in başında “Zeynelâbidin’den Cevşenu’l-kebir duasıdır” manasına gelen bir başlık kullanması da -her iki şekliyle de- bu “tevatür” kavramını destekler mahiyettedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.