CHP sempatizanı babanın Said Nursi'yi anlatan oğlu

CHP sempatizanı babanın Said Nursi'yi anlatan oğlu

Öğrendiğimize göre babaları CHP sempatizanı ve Cumhuriyet gazetesi okuruymuş

Risale Haber-Haber Merkezi

Mehmet Niyazi, Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Ziya Nur Aksun'un Bediüzzaman ve talebeleriyle olan birlikteliğine dikkat çekti. Kızkardeşi Belma Aksun'un yazdığı kitabı anlatan Niyazi'nin yazısı şöyle:

Ziya Nur Aksun ağabeyimizin rahmete kavuşmasının ardından gazetemizde Cengiz Aydoğdu “Bir Millet Mistiği’nin Ardından” başlığıyla bir makale yazmıştı. Bu ifadeyi Ziya Nur’un kız kardeşi Belma Aksun Hanımefendi çok beğenmiş olmalı ki, ağabeyi hakkında kaleme aldığı kitaba verdi. Gerçekten de Ziya Nur ağabeyimizi en güzel tasvir eden bu benzetmedir. Çünkü onun kendisine ait bir hayatı yoktu; sevgileri, buğuzları, gayretleri hep gül yüzlü milleti içindi.

BABASI CHP SEMPAZİTANI

Ziya Nur ağabeyimiz hastalanmadan etrafında bulunan biz gençler ailesini tanımıyorduk. Onu matbaasında, Marmara Kahvesi’nde dinliyor, bazı geceler sohbetinden yararlanmak için evlerinin kapısına kadar uğurluyorduk. Belma Hanım’ın yazdıklarından öğrendiğimize göre babaları CHP sempatizanı ve Cumhuriyet gazetesi okuruymuş. Tabii bunları öğrenince Ziya Nur ağabeyimizin milli, İslami düşünceye sahip olması, Osmanlı hakkındaki kanaatleri bizleri şaşırttı. Ziya ağabey öyle bir şahsiyetti ki, büyük bir ihtimalle annesi, babası, kız kardeşi üzülebilirler diye fikirlerini onlardan gizlemiştir. Elbette bu da onu iyice yalnızlaştırmıştır.

BEDİÜZZAMAN'DAN SIK SIK SÖZ ETMEZDİ

Ziya Nur sık sık Bediüzzaman Said Nursi’den, Risale-i Nur’lardan söz etmezdi. Hatta yıllarca tanıyanlar bile, onun Risale-i Nur okuduğunu, her fırsatta Bediüzzaman’ı ziyaret ettiğini bilmezdi. Bu üslubu kesinlikle herhangi bir endişeden dolayı benimsemiş değildi. Bunlardan söz etse kendisinden bahsetmiş olacaktı; oysa kendisini konu etmeyi hiç sevmezdi. Fakat sırası gelince, Bediüzzaman’ı anlatır, onun nasıl bir fazilet sahibi, iman ve ilim ehli olduğunu eksiksiz bir tarzda zihinlere çakardı.

Ziya Nur, hukuk fakültesinde okurken, Said Nursi hakkında yazdığı bir makaleyi Belma Hanım kitabına almış. İlmi bir değerlendirme olan bu makalenin seviyesi hakkında sanırım şu paragraf bir fikir verebilir: “Bediüzzaman, ahlaki kıymetler ve milli hasletlerin pozitif ilimlerle muvazi olarak kat-ı mesafe edemediğini, bu mana ve şekil muvacehesinde yetişen çöl kadar kuru ve boş ruhlarla bulanmış gençliğin, istikbalde milletimizin rü’yet ufkunda bir kara bela olacağı hakikat-i katiyyesini gözlere sokan ve çare-i halası da gösteren kimsedir.”

RİSALE-İ NUR'LARLA ZÜBEYİR GÜNDÜZALP TANIŞTIRMIŞ

Ziya Nur kendisi hakkında öylesine ketumdu ki, onun daha çocukken dindarlığını Bediüzzaman ve Risale-i Nur’larla münasebetini ortaokul ve lise arkadaşı olan Ahmet Remzi Hatip’ten öğreniyoruz: “Ziya Nur ile birlikte Hacı Veyiszade’ye giderdik. Piri Paşa Camii imamıydı. Sabah namazından sonra arkasına düşer, Konya’daki mübarek kabirleri ziyaret ederdik.” Onları Risale-i Nur’larla Zübeyir Gündüzalp tanıştırmış. Bediüzzaman hapse girince, onu yalnız bırakmamak için Zübeyir Gündüzalp kendisini ihbar ettirmiş. Gündüzalp kitapta çağımızın muhtaç olduğu bir idealist olarak karşımıza çıkıyor. Zaten bir başka muhakemede yaptığı savunma ile de nasıl bir yüreğe, nasıl bir imana sahip olduğunu görüyoruz. Bir gün bu topraklarda tüm insanlığa hitap eden bir şafak sökerse, her idrak sahibi bu imanlı ve idealist insanlara neler borçlu olduğumuzu teslim edecektir.

İNSAN NE KADAR TAŞ YÜREKLİ OLURSA DA SAİD NURSİ VE TALEBELERİNİN MÜCADELELERİNİ GÖRÜR

Bediüzzaman gençliğinde Van’da hocalık yaparken Vali bey gazetede şöyle bir haber okur: “İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, eline Kur’an-ı Kerim’i alarak parlamentoda  şunları söyler: ‘Bu kitaptan ayırmadan Osmanlı milletiyle başa çıkamayız. Bu meseleyi halledeceğiz.’ İşte o zaman Bediüzzaman kendi kendine şu kararı verir; “Demek milletimizin elinden Kur’an-ı Kerim’i almaya azmettiler. Milletimizin onu kaybetmemesi için bir şeyler yapmalıyız.”  Sonradan İngilizlerin neler yaptıklarını biliyoruz. Milletimizin imansız, Kur’an’sız kalmaması için de Said Nursi’nin nasıl mücadele ettiğini çeşitli vesilelerle öğreniyoruz. İnsan ne kadar taş yürekli olursa olsun, Said Nursi Hazretleri ve öğrencilerinin destanlık mücadelelerini göz kapaklarının altında sıcaklık duymadan okuyamaz.

Belma Aksun’un iç okşayan, lirik bir üslubu var. Meselesi sadece çok sevdiği ağabeyini anlatmaktır; fakat öyle güzel anlatıyor ki, insan son dönem sosyal tarihimizin içinde yaşıyor; farkında olmadan ciltlerce kitap okumuşçasına çok şey öğreniyor. Nereden gelip nereye gittiğimizi anlamaları için sevgiyle dokunmuş “Bir Millet Mistiği: Ziya Nur Aksun” kitabını gençlerimiz başuçlarından ayırmamalıdırlar. Yıllarımızı dizi dibinde geçirdiğimiz Ziya Nur ağabeyimizi bizlere tanıttığı için de Belma Aksun Hanımefendi’ye ayrıca teşekkür ederiz.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.