Çocuğun dini eğitimi nasıl olmalı?
Psikolojik Danışman Esan Gül, çocuklara dini eğitim verilirken Peygamberimiz'in metodunu ve korkutarak değil sevdirerek öğretmeyi tavsiye ediyor
TimeTurk muhabiri Yaşar Yeşil'in, Esan Gül'ün "Çocuğun Dini Eğitimi Nasıl Olmalı?" kitabıyla ilgili söyleşisinden bazı bölümler:
* Sizce çocukların dini eğitimi nasıl olmalı ve nelere dikkat edilmelidir?
Anne-babanın en küçük bir ayrıntıyı bile dikkate alarak sabırla ve bilgiyle çocuklarını eğitmeleri gerekir. Eğitim bir süreç işidir. İstendik davranışlar bir günde ya da bir konuşmayla ortaya çıkmayabilir. Bazı davranışlar rahat kazandırılırken bazıları yıllar alabilir. Bunun için duayla ve sabırla gayret etmek gerekir.
* Çocukların dini eğitimi hangi yaşta başlamalı ve anne-babalar nelere dikkat etmelidir?
Çocukların dini eğitimi İslam’a göre duayla başlar. Doğum esnasında değil… Çünkü Zekeriya ve İbrahim Aleyhisselam örneklerinde olduğu gibi Allah’tan sağlıklı ve salih bir evlat vermesi için içten ve samimi bir duadır eğitimi başlatan… Aslında bu durum, dua edenin de kendisini eğitmesini içerir. Çift taraflı bir eğitimdir asıl olan…
Bir de anne-babaların çocuklara olumlu örnek olmaları, Peygamberimizin hadisi şeriflerinde belirttikleri gibi kolaylaştırmaları, zorlaştırmamaları; müjdelemeleri, nefret ettirmemeleri, en önemlisi de korkutarak değil sevdirerek öğretmeleri gerekir.
* Günümüzde her şey buharlaştırılıp anlamsızlığa itiliyor. Aile ve çocuk konusu ise bunların başında geliyor. Neler söylemek istersiniz?
Her şeyin anlamsızlığını yitirmesinin Modernizm ve Postmodernizmle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bu durum bizim aile ve çocuğa bakış açımızı da etkiledi. Bu düşünceye göre sadece çocukların fizyolojik gelişimleri bizler için önemli olarak değerlendiriliyor. Bir doktora gittiğiniz zaman bile boyu ve kilosu ölçülüyor. Eğer gelişim basamaklarına uygunsa bir problem yok deniyor. Oysa insan sadece fizyolojiden (beden) ibaret değildir. Ruh ve beden ilişkisini dengeli kurmanız gerekir. Biri üzerine yoğunlaşıp diğeri ihmal edilirse çok vahim problemler bizi bekliyor demektir.
Ayrıca Televizyonun ve internetin etkisini de unutmamak gerekir. Şunu ne yazık ki söylemek zorundayım artık çocuklarımızı televizyonlar eğitiyor. Ne yiyeceğimize, ne giyeceğimize, neleri düşüneceğimize, nerelere gideceğimize televizyondan izlediğimiz programlara göre karar veriyoruz. Çocuklar söz konusu olduğunda bu daha vahim bir sonucu ortaya çıkarır ki çizgi filmlerden izlediği karakterlere göre davranıyor, onun yaptıklarını yapmaya çalışıyorlar. Bununla ilgili uçmaya çalışan, kendini balkondan atan, çizgi film kahramanlarının yaptıklarını aynısıyla yapmaya çalışan çocuk haberleri daha fazla medyada gündem oluyor. Bu bir problemin de habercisi aslında. Tedbir alınmadığı zaman sorunların daha da büyüyeceğini kestirmek zor değil…
* Son olarak; söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Evet! Çocuğun dini eğitimi aile eğitiminden farklı bir şey değildir. Aileleri eğitmeden, anne-babaya bir bilinç kazandırmadan bunu gerçekleştiremezsiniz. Onun için çocuk eğitimi demek aynı zamanda aile eğitimi demektir.
Aileleri de sürecin içine dâhil ederek eğitim çalışmalarına devam etmek gerekir. Bu ise ömür boyu sürecek bir faaliyettir.