Oyun Akademisi’nden Uzman Psikolog Yaprak Köksal,  düzenli beslenmenin, çocuğun metabolizmasına erken yaşlardan itibaren müdehale eden, gelişim için en önemli basamaklardan biri olduğunun altını çizdi.

Bebeklik döneminde (0-3 yaş) çocuğun tuvalet, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek eğitimi alması oldukça önemlidir. 0-1,5 yaş aralığında bebeklerin emme, öğürme, yutkunma gibi refleksleri gelişime ve değişime açık olduğu için çocuklara yemek yedirirken dikkatli olmakta fayda var.

Çünkü çocuklar daha küçük yaşlardan itibaren yemek yiyerek ya da yemeyerek ebeveynlerini denetim altında tutabileceklerinin farkındadırlar. Fizyolojik olarak bakıldığında tüm koşulların çocuğu yemek yemeye itmesi gerekir. Mesela yemeğini yemek istemeyen bir çocuk aç olmayabilir, uykusuz ve yorgun da olabilir fakat tüm ihtimallerin yanı sıra psikolojik olarak bir doyumsuzluk da söz konusudur.

Yemek yemeyi reddeden çocuk, annesinin sınırlarını ne kadar zorlayabileceğini de görmek istiyor ve bundan hoşlanıyor olabilir.

Peki, ne yapmalıyız?

Çocuk yemeğin başında oturmadan önce yeterince acıkmış olmalı, yemek saati öncesinde abur cuburlarla beslenmemiş olmalıdır. Yemekten önce ne yazık ki tabletle, telefonla oynayan, tv izleyen çocuklar, zaman kavramları henüz gelişmediği için sürekli aynı şeyi yapmak isteyecek, yemek saatinin başladığını anlamayacak ve tekrar tv karşısına geçmeyi ya da tabletten çizgi film izlemeyi tercih edecektir.

Sohbet edin

Tv izleme, tabletten oyun oynama gibi başka bir aktivite yaparken yemek yiyen çocuklar dikkatlerini bir yere yoğunlaştırırken besinlerin tadını keşfedemez ve yemek yeme alışkanlığını severek kazanamaz.  Sizin mama sandalyesinde onunla göz göze şarkı söyleyerek yemek yedirme telaşınız, masa başında karşılıklı ve baş başa meraklı sohbetler yaparak yediğiniz yemek her zaman çocuğa daha iyi bir psikolojik doyum yaşatacak ve severek yemeye yönlendirecektir.

Kaygınız çocuğa da bulaşabilir

Olumsuz bir surat ifadesiyle ‘’yine yemeyecek’’ kaygısıyla çocuğunuza hızlı hızlı verdiğiniz kaşıklar ise çocuk tarafından ters tepkiler görebilir. Bu, çocuğa iyi geceler demeden önce pijamalarını hızlı bir şekilde giydirerek çocuğu farkında olmadan irite etmeye benzer.

Yemek yedirirken çocuğa sevgiyle konsantre olmalıyız

Eğer gerçekten acıktığından fakat yine de yemek yemeyi reddettiğinden eminseniz ağlasa dahi parmağınızla bir parça yemediği herhangi bir besini (yoğurdu, patates püresini) dudağına sürebilir, en azından tatmasını ve bu tada zamanla aşina olmasını sağlayabilirsiniz.

Tabaklar çocukların gözünü korkutmamalı

Çocuklar bütün-kompleks şekillere odaklandıkları için yemeğin görüntüsüne önem verirler ve görüntüsünü beğenmedikleri şeyleri yemeyi reddederler. Tabakları süsleyebilir, çorbaları kıymalı yapabilir, patates püresinin içine haşlanmış yumurta sarısı karıştırarak kamufle ederek tekrar deneyebilirsiniz.

Ayrıca yemeği koyduğumuz tabağın büyüklüğü, porsiyon miktarı da çocuğun yemeğe önyargısını tetikleyen noktalardan…

Büyük yemek kapları ve tabaklarındansa tatlı tabaklarını ve çorba kaselerini hatta başlangıç için çay tabaklarını bile tercih edebilirsiniz. Büyük tabağı reddeden çocuğa ufak tabağı göstererek oraya koyduğunuz kadarını bitirmesini önerin ve zamanla bu porsiyonu arttırın.

Önemli olan çocuk yemeği istemediği takdirde çok fazla ısrarcı olmayıp, tabağı kaldırmak ve çocuğun bu durumdan egemen çıkmasını önlemektir. Eğer çocuğunuz kreşe gidiyorsa kurumun psikologuyla, öğretmenleriyle iletişime geçip yardım isteyebilirsiniz.

Kreş eğitimi çocuğunuza profesyonel eğitime ek olarak birçok çocuğun bir arada ve belirli saatlerde öğretmenleri eşliğinde yemek yediği bir ortam sunar, çocuğun çoğunluk içerisinde önplana çıkmak için çabalamaya ve yemeğini yemesine fırsat tanır.

Bir diğer husus ise çocuğun kendisini ‘’yemek yemeyen çocuk’’ olarak kabul ettirdiği ve bunun topluluk içinde konuşularak etiketlendiği andır. Çocuk bir yandan yemek yemeyerek dikkat çektiğini garantileyecek, bir yandan da ailesini üzdüğünü fark ederek suçlanacaktır. Bu durum çocuğu yemek yeme alışkanlığına çekmemizi zorlaştıracak ve inatlaşmaya itecektir.

Kilit kelimeler sevgi, sabır, zaman ve alışkanlıktır. Çocuğa yeni bir alışkanlığı kazanması için zaman tanımalı, çocukla inatlaşmak, oflamak gibi tepkiler vermek yerine sevgi ve sabırla yaklaşılmalıdır.

Aile Haber