Çocuklarda yalan önlenebilir!

Çocuklarda yalan önlenebilir!

Çocukların yalan söylemesine yol açan faktörler ve çözüm yolları

Sözlüklerde yalan kelimesinin karşılığı; 'doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz' olarak karşımıza çıkar. Yalan; insanın hakikati saklayıp bildiğinin ya da yaptığının tam aksini ifade etmesidir.

Yalan, toplumda en çok yadırganan ve ayıplanan ahlaki zaafların başında geliyor olmasına karşın ne yazık ki günlük hayat içerisinde en çok düşülen ahlaki zayıflıkların da başında gelmektedir. En küçüğünden en büyüğüne kadar tüm söz ve davranışlar yalan olarak değerlendirilmelidir.

Yalandan şaka olmaz!
Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem; şaka niyetiyle bile olsa yalan söylemenin asla kabul edilmeyeceğini bildirmiştir. Ahlaki bir zafiyet olması nedeniyle aileler, çocuklarının yalan söylemesi karşısında kaygılanıp, tedirgin olurlar. Çocukların yalan söylemesine neler sebep oluyor, işte bütün çerçevesiyle çocuklarımızı yalan söylemeye iten sebepler ve çözüm yolları...

5 yaş öncesi için endişeye gerek yok!
Çocuklar, beş yaş öncesinde gerçekle hayali olanı birbirinden ayıramazlar, bu ikisini birbiriyle karıştırırlar. Bu dönemde ebeveynlerin; "Çocuğum yalan söylüyor" diye kaygılanmasına gerek yoktur. Bu geçici bir durumdur. Ancak, çocuklar bu yaş sınırını geçtiği halde yalan söylemeye devam eder gibi görünürler. Asıl mesele bu dönemde, çocuğu yalan söylemekten vazgeçirmektir.

Çocuklar neden yalan söyler?
Rol kişiler yalan söylüyorsa...
Çocuk yalan söylemeyi çevresinden, özellikle anne babasından öğrenir. Hususen çocuğun model aldığı kişilerin (ebeveyn, yakın akrabalar, arkadaşları vs) yalan söylemesi çocuk üzerinde etki yapar. Telefona baktırılıp, babası evde olduğu halde çocuğa 'yok' dedirttiriliyorsa, çocuk bazı durumlarda yalan söylenebileceğini öğrenmiş olur. Telefonla konuşan annesinin, hasta olduğunu bahane etmesini duyan çocuk, bazen yalan söylenebileceğini de öğrenmiş olur. Ebeveyni gibi o da zor zamanlarında yalana başvurur.

Çocuk, özgüvenini geliştirememişse...
Yalan söylemek aslında güçsüzlüğün, kendine güvenmemenin bir sonucudur. Çocuğun -yanlış bile olsa- yaptığı davranışın sorumluluğunu üstlenemeyip yalan söylemesi, arkadaş grubu içinde kabul görmek için yalan söylemesi, ilgi çekmek için yalan söylemesi vs. tüm bunlar temelde yalan söylemekle özgüven eksikliği arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Kabahatini ya da kusurlarını örtmek için yalan söyler.

Baskıcı ve otoriter ebeveyn karşısında...
Aşırı otoriter ve baskıcı ailelerde çocuk yalan söylemeyi bir çıkış olarak görebilmektedir. Zira ebeveyn, çocuğun yaptığı hatalara tahammül edemez ve çocuğunun en küçük hatalarını dahi cezalandırabilmektedir. Bu durumda çocuk, cezadan kaçmak için yalan söyleyebilmektedir. Ceza görmektense, yalan söylemeyi daha fazla çıkarcı bulan çocuk, kesin olarak yalana kaçacaktır.

Ebeveynin aşırı beklentide olması...
Bazı ailelerin çocuklarından aşırı beklentileri olabiliyor. Çocuğunun sınavlarda zayıf almasını bir ölüm-kalım meselesi gibi gören ebeveyn düşünelim. Sınavda zayıf alan bir öğrenci bunu ailesine nasıl izah edecek? Elbette yalan söyleyerek.

Neler yapılabilir?
Çocuğun yalan söylemesiyle etkili bir mücadele için öncelikle yalanın ne tür bir şey olduğu bilinmelidir. Yalandan çok, buna neden olan psikolojik faktörler ele alınmalıdır. Küçük çocuğun (sözde) yalanları ahlakı bir hata gibi görülmemelidir. Böyle bir davranış karşısında değer yargılarını anlatmak ya da kızgınlıkla cezalandırmak yanlış olur. Önceden çocuğa doğru söylemenin övülmeye değer bir davranış olduğu anlatılmalıdır.

İyi örnekler olmalı!
Yetişkinler çocuğa iyi birer örnek olmalı ve davranışlarında, çocuklarında görmek istemedikleri hatalara yer vermemelidirler. Patolojik yalan karşısında hem psikolojik durum, hem de eğitsel etkenler üzerinde durulması gerekir.

Aşırı duygusal çocuğun kaygı ve çekingenlik yüzünden yalan söylemesi nedeniyle ona güven verilmeli, öfke ve kınama tepkilerinden kaçınılmalıdır. Oluşmuş bir yalan karşısında mücadele, kötünün iyisini yapmaktan başka bir şey değildir.

Aşırı kızgınlık, çocuğun yalanını engellemek açısından olumsuz bir davranıştır. Bu yolla yaratılan suçluluk duygusu, çocuğu yalandan uzaklaştıracak yerde, daha çok yaklaştırır. Genelde yalan bir hata gibi görülür ve suçluluk duygusu itirafla son bulur. Çocuğun itiraf etmesine yardımcı olmalıdır. Ancak çocuğu kendisi ve çevresiyle barıştırmazsa, itirafın değeri yoktur.

Eylem, sözden daha önemlidir!
Davranışınızın, konuşmaktan daha etkili olacağını unutmayın. Toplumdaki herkes, başta anne, baba ve öğretmenler yalan söylemekten kaçınmalıdırlar. Çocuğun çevresindeki kişiler ne kadar dürüst olursa ise çocukta o kadar dürüst olacaktır.

Çocukların yaptıkları hatalara karşı anlayışlı olmaya çalışın. Hatalarının karşılığını hemen cezalandırma yoluna gitmeyin. Onu dinleyin ve açıklama yapmasına imkân tanıyın.

Aşırı beklentiden uzak durmak gerekir
Çocuklarınızın arkadaşlarını tanımaya çalışın. Bazen arkadaş, anne ve babadan daha etkilidir. Çocuğunuzun arkadaşlarını evinize davet ederek, yanlış davranışlar edinmesinin önüne geçin.

Çocuklarınızdan asla yapamayacakları beklentilerden uzak olun. Onların yetenekleri doğrultusunda isteklerde bulunun. Bunun için de çocuğunuzu tanımaya çalışın.

Çocuğunuzun bedeni, zihni gücü, sosyal ve duygusal özelliklerini gerçekçi bir gözle tanımaya çalışın. Okul ödevlerini yapıp yapmadığını, arkadaşları ile ilişkilerini, televizyonda hangi programları izlediğini, boş zamanlarında neler yaptığını, nerelere gittiğini öğrenin.

Dikkat!
Kısaca, yalancılık olayı çevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Önce çocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenlerin bulunması gerekir. Sonra da aile çevresiyle işbirliği yapılır, çocuğa doğruluğun yararları, getireceği haz ve faydalar elle tutulur biçimde öğretilmelidir.

Milli Gazete