Abdurrahman İRAZ

Abdurrahman İRAZ

Çok asil bir adam

Herbiri gerçek bir yıldız olan Bediüzzaman'ın talebelerinin bir kısmını çok şükür ki biz de tanıdık. Gelecek nesilller bu şansa sahip değiller fakat bu aziz insanları gelecek nesillere taşımak ve tanıttırmak için gecesini gündüzüne katan ve bu hizmetinden dolayı torunlarımızın minnetle anacağı çok değerli ağabeyim araştırmacı yazar İhsan Atasoy beni arayıp, “Hüsnü Bayramoğlu ağabeyin hayatına başladım. Senin onunla hatıraların olduğunu biliyor ve onları yazıp bana vermeni bekliyorum” deyince bir çok hatırama rağmen ilk hatırladığım hatırayı söyledim. Zaten kendisi de bu hatıranın bir parçasıydı ona hatırlatınca, “Evet çok güzel olur onu yaz” dedi.

Şimdi size inanılması güç bir hadise anlatacağım. İnanılması güç, çünkü yaşayan ben olduğum halde hatırladıkça öyle bir tevafukla binde bir karşılaşılmaz diye içimden geçiriyorum.

2009 yılının Ekim ayı idi, Şanlıurfa mevlidinden dönerken havaalanına girişte bir beyefendi gördüm. Hayatımda ilk defa görüyordum buna eminim. Fakat nedendir bilemedim birden ona karşı bir hayranlık hissi uyandı içimde. Ona bir muhabbet, bir hürmet duygusu oluştu bende. Şimdi gibi hatırlıyorum; “Ne asil bir adam Allahım” dedim içimden. O geçti gitti, ben de uçuş kartımı aldıktan sonra  salona geçtim.

Sağa sola bakınca Abdullah Yeğin Ağabeyi tek başına oturuyor görünce yanına gittim. -Ben nurları 1975'te tanıdım. Önce nurları sonra Bediüzzaman'ı sonra da gazeteyi tanıdım. Benim geldiğim gelenekte Üstadın talebelerini görmek yasak olduğu için maalesef Abdullah Yeğin ağabeyle tanışmak 34 sene sonra ben istiklaliyetimi ilan ettikten sonra o gün Şanlıurfa Havaalanı'nda nasip oldu.- Selam verdim, yanına oturdum, kendimi tanıttım o da bütün zerafeti ve nezaketi ile “ben de Abdullah Yeğin” dedi.

"Ağabey ben sizi tanıyorum" dedim ve sohbete başladık. 5-10 dakikalık sohbet esnasında yanımıza değerli araştırmacı yazar ağabeyim ihsan Atasoy geldi, selam verdi ve sohbete dahil oldu. İlk defa beni Abdullah Yeğin ağabey ile tanıtan o olmuştur. Sonra uçağa bindik uçakta İhsan ağabeyle yanyana oturduk. Ona şöyle dediğimi hatırlıyorum: “Ağabey bir zat gördüm öyle asaletli bir duruşu vardı ki ona hayran kaldım ben hayatımda öyle bir şey yaşamadım bu nasıl bir adam, ona aşık oldum.” İhsan ağabey; ''Nerde? Kim?'' gibi sorular sordu ama artık kaybetmiştik o zatı. Uçakta İhsan Ağabeyle iyi bir sohbet ettik.

Uçağımız Yeşilköy Havalimanı'na inmişti ve biz uçak merdivenlerinden iniyorduk birden o zatı bizi bekleyen Havaş otobüsünde gördüm. Hemen İhsan Atasoy'a gösterdim, “işte o zat” dedim. İhsan ağabey tebessümle bana, “sen onu tanımıyor musun?” diye sorunca, gerçekten hayatımda ilk defa gördüğümü söyledim. Bu arada biz otobüse binmiş o zatın yanına varmıştık. İhsan Ağabey benim ona anlattıklarımı o zata anlattıktan sonra “seni tanıştırayım” diyerek bana döndü ve “Hüsnü ağabey, Hüsnü Bayramoğlu” dedi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ellerine sarıldım.

Üstadımızın talebeleri söz konusu olunca her zaman bu hadiseyi hatırlamışımdır. Aslında Hüsnü ağabey de diğer ağabeyler gibi hiç bir zaman kendinden bahsedilmesinden hoşlanmaz ve nazarları hep Risale-i Nur'lara çevirmiştir. Onunla olan bütün hatıralarımız dikkatlerin Risalelere çevrilmesi üzerinedir.

Saadet ve muhabbetle kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum