Çok mübarek ve sevaplı ibadet ayları
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Bütün ruh u canımızla Receb-i Şerifinizi ve Şuhur-u Selâsenizi tebrik edip Cenab-ı Erhamürrahimînden niyaz ediyoruz ki, hakkınızda ve hakkımızda seksen sene bir mânevî ömr-ü bâki kazandırmaya bu üç mübarek ayı vesile eylesin. Âmin. (Emirdağ L. 2 60. Mektup)
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse gelecekler.
Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise,
Receb-i Şerifte yüzden geçer,
Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve
Cuma gecelerinde binlere ve
Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar.
Bu pekçok uhrevî faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir kârdır.
Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.
İbadet cihetinde böyle olduğu gibi, Nur hizmeti dahi nisbeten—kemiyet değilse de keyfiyet itibarıyla—bire beştir. Çünkü bu misafirhanede mütemadiyen giren ve çıkanlar, Nurun derslerinin intişarına bir vasıtadır.
Bazan bir adamın ihlâsı, yirmi adam kadar faide verir.
Hem Nurun sırr-ı ihlâsı, siyasetkârâne kahramanlık damarını taşıyan, Nurun tesellilerine pekçok muhtaç bulunan mahpus biçareler içinde intişarı için bir parça zahmet ve sıkıntı olsa da, ehemmiyeti yok.
Derd-i maişet ciheti ise: Zaten bu üç ay âhiret pazarı olmasından, herbiriniz çok şakirtlerin bedeline, hattâ bazınız bin adamın yerinde buraya girdiğinden, elbette sizin haricî işlerinize yardımları olur diye tamamıyla ferahlandım ve bayrama kadar burada bulunmak büyük bir nimettir bildim.(Tarihçe-i Hayat sh. 733)
Bediüzzaman Said Nursî
SÖZLÜK:
Âhiret : Öteki Dünya, Öldükten Sonraki Sonsuz Hayat
Ayn-I Rahmet : Rahmetin Tâ Kendisi
Aziz : İzzetli, Şerefli, Çok Değerli
Bîçare : Çaresiz, Zavallı
Cihet : Şekil, Yön
Derd-İ Maişet : Geçim Derdi
Ehl-İ Hakikat : Doğru Ve Hak Yolda Olan Kimseler
Ehl-İ İman : Allah’a Ve Allah’tan Gelen Herşeye İnanan Kimseler, Mü’minler
Ferahlanma : Sevinme, Huzur Duyma
Hakikat : Doğru Gerçek, Esas
Hakikaten : Gerçekten
Haricî : Dışa Ait
Hasene : Sevap, İyilik
İhlâs : Samimiyet, İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme
İhtar : Hatırlatma, İkaz
İntişar : Yayılma
Kemiyet : Çokluk, Nicelik
Keyfiyet : Nitelik, Kalite
Kudsî : Kutsal, Mukaddes
Leyle-İ Kadir : Kadir Gecesi
Mahpus : Hapsedilmiş, Tutuklu
Mahzun : Hüzünlü
Medrese-İ Yusufiye : Hz. Yusuf’un (A.S.) Hapiste Kalmasına Benzetilerek, İman Ve Kur’ân Hizmetinden Dolayı Tutuklananların Hapsedildiği Yer Mânâsında Hapishane
Meşher : Sergi Yeri
Muhtaç : İhtiyaç Duyan
Mümtaz : Seçkin, Üstün
Müteellim : Acı Çeken
Mütemadiyen : Sürekli Olarak
Nisbeten : Bir Dereceye Kadar
Ramazan-I Mübarek : Mübarek Ramazan Ayı; Hicrî Ayların Dokuzuncusu
Receb-İ Şerif : Şerefli Olan Ve Mübarek Aylardan Birincisi Olan Recep Ayı; Hicrî Ayların Yedincisi
Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı
Sırr-I İhlâs : İhlâs Sırrı
Siyasetkârâne : Siyaset Yaparak
Şâban-I Muazzam : Mübarek Aylardan İkincisi Olan Şaban Ayı; Hicrî Ayların Sekizincisi
Şakirt : Öğrenci, Talebe
Şuhûr-U Selâse : Üç Aylar; Receb, Şaban Ve Ramazan Ayları
Ticaret-İ Uhreviye : Âhiret İle İlgili Ticaret
Uhrevî : Âhirete Ait
Ziyade : Çok, Fazla