Dağlar da aşılır, kapılar da açılır

Şiir: Abdullah Öztürk

Selâmunaleykum!
Merhaba muhterem efendim.

Size tarzınızla cevap veremem elbet.
Ancak, tâ içeriden gelene de karşı duramam.
Nasıl geldiyse sadırdan,
Nakşoldu sadırdan satıra...

Af dilerim, türlü meayib-u kusurdan,
Zat-ı Âlîniz mi, elbet masseder bu meayib-u kusuru.

Siz ki adıyla maruf Sefer'diniz,
Zinhar, yaraşır mı ahd-u peymandan dönmek,
Sabr-u sebatla dağlar da aşılır, kapılar da açılır...

Yeniden bir uyanışa da'vetti nidamız,
Belki bir visale ulaşırdı sevdamız,
Gâhi muhataba ulaştı, gâhi ulaşamadı ne çare...
Sabr-u sebata devam ey nida-yı sevdamız

Geçmişte bir ikindi sonrası iklimi tenefüstü arzumuz,
Biliyorum eski hal muhaldi,
Zoom'u kıldık yeni hale tercüman,
Yol aldık, hamdolsun olmadık izmihlâl...

Hatm-i şerife gelince mesel,
Ancak ikişer cüzle tekmil oldu mesel,
Hele çıksın meydana yeni onbeş kişi,
Hep birlikte çözeriz biz o çözümsüz işi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum