Geçen hafta sonu Kutlu Doğum Etkinlikleri çerçevesinde Denizli’deydik.
Etkinlik temsilcisi ve organizatörü Orhan Cura bizi Kutlu Doğum Etkinliği’nde ısrarla görmek istediğini belirtince, ne tür program yapacağımı sordum. Kendisi, “Gelince görürsün” dedi ve gerçekten oradaki potansiyele baktığımızda belli bir program çerçevesinde hareket ettik. Ne mi yaptık? Çocuklara masal anlattık, çizerken eğlendirdik.
Hatta, Peygamberimizin (a.s.v.) hayatından kesitler sunmaya çalıştık. Can kulağıyla dinlediler. İmzalı, karikatürlü kitaplarını alırken çok mutlu oldular. Çocukları sevindirmek, onların gözlerindeki parıltıyı görmek bütün yorgunluğa değer.
*
Denizli’de Gönüllü Kültür Teşekkülleri bir araya gelmiş, Kutlu Doğum programı çerçevesinde çeşitli etkinlikler düzenlemiş… Kimler yok ki, bu kuruluşta:
Anadolu Gençlik Derneği, Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kimse Yok Mu Derneği, Denizli İlmi Araştırma ve Hizmet Vakfı, Denizli İlahiyat Vakfı, Ensar Vakfı, Fakir ve Muhtaçlara Yardım Derneği, Gökkuşağı Aile Derneği, Gülistan Çevre Vakfı, Hacı Osman Kepenekoğlu Vakfı, Işık Eğitim ve Sağlık Hizmet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İHL Mezunları Derneği, MÜSİAD ve Yeşilay Derneği Denizli Şubeleri ve Yeni Asya Derneği… bunlar not alabildiğim kuruluşlar.
*
Denizli’ye gelir gelmez, misafirperverliği ile ün salmış Emin Çapan ağbimiz bizi karşıladı. Onun mihmandarlığı ile Çocuk Kreşi’ni ziyaret ettik. Çocuklar gerçekten “kardelen” misali, onlarla hasbihal ederken, gözlerinin içindeki parıltıyı görebiliyorsunuz. Kardelen biliyorsunuz, nergisgillerden olup baharda çok erken çiçek açan beyaz çiçekli bir bitkidir. Yani baharın müjdecisidir… Kardelen’deki çocuklar da yeni bir baharı müjdeler gibiydi...
*
Denizli Belediyesi ise birikmiş problemlerini bir anda bitirme gayretine girmiş olmalı ki, yollar labirent gibi… Bir yere gitmek istediğinizde bir saat önce açık olan yol, bir bakmışsınız kapalı… İstanbul yollarındaki stresi aratmadı doğrusu. Denizli halkı bundan şikayetçi değil, bitmesi için sabrediyor. Doğrusu yollarla ilgili hafif sitemi de olsa, başkanlarına olan güveni tam.
*
Gönüllü Kültür Teşekküllerine bağlı kuruluşlar İncirlipınar Pazarı yerinde stantlarını hizmete açtı... Gelen konuklara kitap, dergi, eşantiyon hediye ettiler. Bazı kuruluşların kermesleri ziyaretçilerin ilgilerine sunuldu.
Özellikle gelen davetlilere yiyecek ve çay ikram edildi. Panayırı andıran etkinlikte en çok çocuklar zevk aldı diyebilirim. Onlar bu “Kutlu Doğum” etkinliğini hiç unutmayacak.
*
Pamukkale’yi gezecek vaktimiz yoktu. Ama Denizli Kebabı ve alabalık yememek olmazdı doğrusu… Emin ağbimiz konukseverliği ile bizleri mahcup etti. Ardından Yeni Asya Derneği’ndeki sohbet doyumsuzdu.
*
Devlet, Kutlu Doğum Etkinliğini Haliç Kongre Merkezi’nde başlatarak düğmeye bastı. Devamını gönüllü kuruluşlar, hiçbir ücret talep etmeden fedakar bir hizmet anlayışı ile devam ettiriyor. Peygamberimizin (a.s.v.) nurani tasarrufu halen devam ediyor. Bize düşen onun sünnetine sımsıkı sarılıp, her iki hayatımızı nurlandırmak. O’nun doğumunun sene-i devriyesinde salavatlarla anmak... Çünkü Resulullah’ın ümmetine nail olmak gibi bir paye verilmiş bize, öyleyse üzerimize düşen vazife, onun gösterdiği parlak yolda kalp dairesinde imanımızı kurtarmak.
*
Etkinliğin son gününde değerli ağbimiz Süleyman Delikanlı ayağının tozuyla bize eşlik etti. Etkinlikte bizi yalnız bırakmayan Yeni Asya temsilcisi Mehmet bey ve dostlarımızı buradan selamlıyorum.
Denizli’nin sakin halkını unutmayacağız, güzel ve hoş duyguları hafızamıza kazıyarak oradan ayrıldık.
Doğrusu İstanbul’a dönerken şu mısralar dilimizden dökülüverdi:
“Yolcudur insanlar bâki kalmayan
Yollar yokuştur çıkışa varmayan,
İstanbul’dur bu dönüşü olmayan…”