Eyüp OTMAN
Dersimiz: Dersim!
Ne kadar Dersim saklı, Tarih derelerinde,
Ne kadar hicran vardır, mâzî karelerinde.
Ders alınması gereken, ibret-âmîz bir ders,
Halkına kurşun sıkmak, bilseniz ne kadar ters.
Ne kadar masum öldü, öldüren Meçhûl gibi(!)
Öyle bir dipsiz kuyu, sanırsın yoktur dibi.
Atmışız tâ dibine, hep örtmüşüz üstünü,
Dikmişiz her bir yana, Meçhûllerin büstünü.
Kanayan bu yarayı, deşmeli mi? Bilinmez!
Bu böyle gider ise; bu acılar silinmez.
Bir tarziye vererek, özürler dileyelim,
Hepimiz can kardeşiz; sevelim-sevilelim.
Kimseler korunmasın, her şey tam şeffaf olsun,
Eğer bir suçlu varsa; o da cezasın bulsun.
Açılsın tüm arşivler, mezarlar belli olsun,
Mezarların başında, duaları okunsun.
“Hususi ıslahatlar,” “Sel seferleri” dendi,
Masum insancıklarda, ne bombalar denendi.
Muvafık ve Muhalif aynı Mecliste olsa,
Bir şey gizli kalmadan, burada konuşulsa.
Meclisten böyle karar, isteseniz çıkar mı?
İnsan vatandaşına, bir tek kurşun sıkar mı?
Diktatörlük bu imiş, tarihte örneği çok,
Hitler’den başlayarak, tâdat edin billâh çok.
Saddam saldırıp durdu, hep sağına soluna,
İp bağlayıp çektiler, heykelinin koluna.
Yaptıkları kaldı mı; hiçbirisi yanına,
Sonunda gark oldu; o da kendi kanına.
Kaddafi kalın kafa, anlamadı bir türlü,
Kalbi desen kaskatı, tâ ezelden mühürlü.
Çevresinde dalkavuk, kandırdı; sen büyüksün,
Halkın seni çok sever(!) gitme; gözyaşı döksün.
Sade gözyaşı değil, nice kanlar döküldü,
Niceler yetim kaldı, boyunları büküldü.
O da buldu belasını, linç edilip de gitti,
Bir diktatörün sonu; böylece rezil bitti.
Şimdi de Hafız Esad, elinde var bir masat,
Biler durur bıçağını, katillik; belli maksat.
Halkına sık kurşunu, insafı elden bırak,
Olur mu akıbetin; diğerlerinden ırak.
Zulüm devam eder mi? Var mı tarihte yeri,
Zalimin halk yanında, olur mu bir değeri.
Hak yerini bulacak; er veya geç de olsa,
Bir gün doğacak güneş, tüm umutlar kaybolsa.
Hey gidi koca dünya, sen ne zulümler gördün!
Bu kadar zalimleri, üzerinde döndürdün.
Sıkmıyor mudur kabir, o meşhur zındıkları,
Yanına kâr mı kalır, buncadır yaptıkları.
Zalimleri gayz ile, cehennem gözlemekte,
Mazlumları da cennet, hasretle özlemekte.
Birer Mazlum Şehîdsiniz, makamınız cennettir,
Dünyada bu mahvolmak, Âhirette servettir.
24.11.2011
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.