Din Hizmetleri ve İhlas Sempozyumu düzenlenecek
Adıyaman Valiliği, Adıyaman Belediyesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı düzenliyor
Risale Haber-Haber Merkezi
Adıyaman Valiliği, Adıyaman Belediyesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı 13-15 Mart 2015 tarihleri arasında Din Hizmetleri ve İhlas Sempozyumu düzenliyor.
Sempozyumla ilgili açıklama şöyle:
İnsanın yaratıcı karşısındaki durumu sonsuz bir zaafı ve aczi ifade etmekle birlikte yaratıcı, insana özel bir değer atfetmiş, onu kendisine muhatap kabul etmiş, ona sorumluluk vermiş ve deyim yerindeyse, onu yaratılmışların en kutsalı biçiminde yaratmıştır. Allah’ın insana değer verdiğinin en büyük göstergesi onunla sözleşme akdetmiş olmasıdır.
Allah’ın insanla sözleşme akdetmesi ilk bakışta insana garip gelebilir. Ancak Allah’ın insandan misak alması ve insana misak vermesinin gerisinde çok önemli iki sebep vardır: Birincisi, insan fiillerinin insana sorumluluk yüklemesi ve hesabın verildiği günde Allah’ın aleyhinde bir delilin öne sürülmemesidir. Nisa Suresinde yer alan “müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberleri gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri kalmasın” ayeti, Allah tarafından insana yüklenilen sorumluluğun önemini ve insanın hesap gününde Allah’ın aleyhinde delil getirememesinin temel ilkesini ifade etmektedir.
İkincisi ise insan’ın, “ahde vefanın” gereği olarak fiillerinde gösteriş yapmaması, sadece Allah için çalışması, yani Allah’a karşı samimi davranmasıdır. Allah, insanla yapmış olduğu sözleşme gereği insanın samimiyet ve ihlâs içinde olmasını istiyor. Allah, insanın Şeytana değil kendisine yönelmesini istiyor. Çünkü Allah’a yönelmeyen bir insan, sadece şeytana yönelir. Allah şöyle der: “Ey Âdemoğulları! Ben, “şeytana tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır. Bana ibadet ediniz, doğru yol budur” diye size and vermedim mi?
Allah ile insan arasındaki sözleşmenin esası, Onun buyruklarına riayet edeceklerine dair insanların taahhütte bulunmaları ve ahitlerini tam olarak yerine getirme konusunda samimi olmalarıdır. Bunun ölçüsü de insanın “Birr”e ulaşmasıdır. Birr, insan ilişkilerini düzenleyen hukukun ruhu olduğu gibi daha önce dinî tebliğde bulunan bütün peygamberlerin de tekrar ettikleri en yüksek ahlaki ilkelerdir. İşte insanlar samimiyet ve ihlâsla bu ilkelere riayet ettikleri zaman Allah'a karşı olan sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar.
İnsanın iki türlü sorumluluğu vardır: Birincisi, insanın Allah ile olan sözleşmesinin gereği olan ahdine bireysel olarak vefa göstermesidir. Allah insanın kendisine karşı samimi davranmasını istiyor ve şöyle buyuruyor: "Bana verdiğiniz sözü tutun ki, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun." İnsanın Allah'a verdiği söz, iman ve ibadet şeklinde kendisini gösterir. Ayetin sonunda yer alan "sadece benden korkun" ifadesi, insanın Allah'a karşı sorumlu olduğu fiillerine karşılık sevap kazanabilmesi için tüm işlerinde samimi olmasını öngörüyor.
İnsanın ikinci sorumluluğu hemcinslerine karşı olan sorumluluğudur. Bu durum, insanın topluma karşı olan görevini ve işindeki samimiyet ve ihlâsı da içine almaktadır. Çünkü insan, fıtratı gereği medeni yaratılmıştır. Bu yüzden başkalarıyla bir arada yaşamak durumundadır. Ancak toplumun refah ve mutluluğu insan ilişkilerinin adalet düzeni içinde şekillenmesine bağlıdır. Aksi takdirde toplumda kargaşa doğar. Başka bir ifadeyle, sosyal hayat, ya belli ahlakî ilkeler doğrultusunda düzene girip adaletin toplumda tecelli etmesini mümkün kılar, ya da kaos kendi özel dinamikleriyle adaletin ortadan kalkmasına ve zulmün kurumsallaşmasına yol açar.
Kuşkusuz insan bu sorumlulukları ibadetle yerine getirebilir. Çünkü Allah'a iman ve O’na ibadet etmek yaratılışın en önemli sırrı ve gayesidir. Eğer insanlar Allah'ı tanıyıp Ona ibadet etmezlerse yaşamalarının hiçbir anlamı kalmayacaktır. Çünkü iman ve ibadet hayatın ve var olmanın ruhu hükmündedir. İbadetin ruhu da ihlâstır. İhlâs ise yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
Allah bu konuda da insandan ahit almış ve ahde vefa göstermesini talep etmiştir. Toplum bazında Allah'ın ahdinin yerine getirilmesi, insanlar arasındaki ilişkilerin adalet, iyilik, yardımlaşma, paylaşma, vb. ahlaki ilkelere göre düzenlenmesidir. Allah şöyle buyuruyor: "Yetimin malına yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Yakınlarınızın aleyhinde de olsa her olayda ve her durumda adil davranın.” “Ey iman edenler! Bir topluluğa duyduğunuz kin sizi adil davranmamaya sevk etmesin." "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız, ve akrabaniz aleyhinde bile olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. Hislerinize uyup adaletten sapmayın."
Kısacası ibadet insanın manevî hayatının temeli olduğu gibi, adalet de sosyal hayatımızın teminatıdır. Başka bir ifadeyle, ihlâs insanın Allah’a karşı samimiyetini ifade ettiği gibi, adalet de toplumun Allah’a karşı samimiyetini ifade eder. Yukarıdaki ayetler, adaletle ilgilenenlerin yalnız ve yalnız Allah'tan korkmaları ve Onun tesirinde kalmaları gerektiğini vurgular. Ayetlerde geçen "Allah'tan korkun", "Her durumda adil davranın" "Adalet titizlikle ayakta tutun" ve "Hislerinize uyup adaletten sapmayın" şeklindeki ifadeler, Allah'ın ahdine riayet etmenin sadakat, samimiyet ve ihlâsla iş yapmak anlamına geldiğini, bunların da adil davranmak ve Allah'tan korkmakla eşanlamlı olduğunu, İslamiyet’in asıl sırrının ihlâs ve rızâ-i ilâhî olduğunu göstermektedir.
İşte bu çerçevede hazırlıklarını sürdürdüğümüz İhlâs ve samimiyet Sempozyumuna katkıda bulunmak üzere teşriflerinizi bekliyoruz.
Bu sempozyumda sunulması muhtemel tebliğ, panel, konuşma ve posterlere konu olabilecek başlıklar, sempozyum konuları linkinde arz edilmiştir. Sizin bu sempozyuma, alanınızdaki birikiminiz ve tecrübenizle katılmanızdan onur duyacağımızı belirtmek istiyoruz. Sempozyuma yapacağınız değerli katkılar için şimdiden teşekkür ediyoruz.
SEMPOZYUMDA ELE ALINACAK KONULAR
-Kur’an’ın İhlâs ve Samimiyete Bakışı
-İhlâssızlığın Müminler Arasındaki Kardeşlik Bağlarına Olumsuz Etkisi
-Hz. Peygamber’in Sünnetinde İhlâslı Amelin fazileti
-Mümin Gruplar Arasındaki İhtilafların İhlâs Açısından Değerlendirilmesi
-Âlimlerin İhlâsla İmtihanları
-Dini Liderlerin İhlâsla İmtihanları
-Devleti Yöneten Liderlerde Samimiyetin Ölçüsü
-İbadet ve İhlâs İlişkisi, Adalet ve İhlâs İlişkisi, Adaletin Toplumdaki Alternatifi
-Samimiyetsizliğin İnsan Kişiliğinde Ortaya Koyduğu Olumsuzluklar
-Samimiyetsizliğin Toplumda Meydan Getirdiği Olumsuzluklar
-Gösteriş ve Riyanın Çeşitleri, İbadet Konusunda Allah’ın Alternatifi
-İslam Âlimlerinin Riya Hakkındaki Görüşleri
-Münafıklık ve İhlâs
-İslam Tarihinde Nifakın Ortaya Çıkışı
-Kur’an’ın İnsanları Samimiyete Davet Etmesi
-Münafıkların İslam’a Verdikleri Zararlar
-Nifak Hastalığının Tedavisi
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.