Diyabet kanser riskini arttırıyor
Diyabet Mellitus yani şeker hastalığı, günümüzde giderek artan sıklıkta karşımıza çıkan kronik bir hastalıktır.
Dünyada 250 milyon kişide diyabet hastalığı olduğu bilinmektedir. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu sayının 380 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Amerikan Hastanesi Endokrinoloji Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Dr. Sinan Tanyolaç, “Diyabet ile kanser birlikteliği uzun zamandan beri ilgi çeken bir konudur. Yapılan çalışmalar sonucunda diyabetik hastalarda kanser oranının diyabetik olmayanlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır” dedi. Diyabetin tek bir formu olmadığı ve birçok metabolik parametrelerdeki anormalliklerle seyreden heterojen bir hastalık olmasının, kanser ile olan ilişkisinin sebepleri konusunda değişik yorumlar yapılmasına sebep olduğunu belirten Dr. Tanyolaç, “Bunun yanında, diyabetik hastaların kullandıkları ilâçlar, diyet ve metabolizma kontrol düzeyleri de kanser ile olan ilişkisinde belirleyici etkenler olarak rol oynayabilir” Şeklinde konuştu.
DİYABET HASTALARINDA KANSER NEDEN FAZLA?
Diyabet hastalarında neden kanser daha fazla görülmekte ve risk faktörü oluşturmakta? sorusunun birkaç cevabı olduğunu belirten Dr. Tanyolaç, şöyle devam etti: “1. Genel şeker metabolizmasındaki değişiklikler (kan şekerinin kronik olarak yüksek seyretmesi ve kan insülin düzeyindeki yükseklik) tüm dokularda kanser oluşumunu başlatabilmekte ve ilerlemesine katkıda bulunmaktadır. 2. Belli bir doku veya organa özgü olarak şeker metabolizmasındaki değişiklikler kansere yatkınlığa neden olmaktadır.”
Diyabet hastalarında en yüksek kanser riski karaciğer kanseri olduğunu belirten Dr. Tanyolaç, şunları kaydetti: “Hastalarda karaciğer yağlanması sık olarak görüldüğünden karaciğer kanserine eğilim artmıştır. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması hastalığın bir sürecidir ve ilerlemesi durumunda önce hepatit denilen karaciğerin kronik iltahabı sonrasında da siroz ile sonuçlanmaktadır. Siroz zemininde karaciğer kanseri görülme ihtimali yüksektir.
Diğer sık rastlanılan kanser ise pankreas kanseridir. Bu hastalarda aynı karaciğer kanseri gibi yaklaşık 2 kat kadar risk artışı tesbit edilmiştir. Prostat kanserinde ise durum tam tersi yönündedir. Diyabetik olan hastalarda prostat kanseri görülme riski normale göre daha az belirlenmiştir. Bunun birkaç açıklaması olabilmektedir. Prostat kanseri gelişimi genelde erkeklik hormonu denilen testosteron hormonuna bağımlıdır. Diyabet hastalarında göreceli olarak erkeklik hormonunda düşüklük olması bu kansere yakalnma riskini azaltmaktadır. Keza diyabetik hastaların kullandıkları ilâçlar da buna katkıda bulunmaktadır. Sonuç olarak, şeker hastalarında kanser sıklığı normale göre artmıştır. Özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan yeni diyabet durumunda, ilk 5 yıl içerisinde rutin kanser taramalarının daha özenle yapılması gerekmektedir.
Yeni Asya