Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: Denetleme çalışmaları o cemaatleri olumsuz etkilememeli
Erbaş, bir süredir devam eden “cemaatlerin denetlenmesi” ile ilgili tartışmalara açıklık getirdi
Risale Haber-Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bir süredir devam eden “cemaatlerin denetlenmesi” ile ilgili tartışmalara açıklık getirdi. Erbaş, “Bu alanda yapılacak çalışma ya da hukuki düzenleme doğru dini bilgi ve samimi gayretle faydalı çalışmalar yapan oluşumları olumsuz etkilememeli” dedi.
Tarikatlar ve cemaatler sosyolojik bir gerçeklik
Özellikle FETÖ’nün neden olduğu tahribatın ardından “cemaatler ve tarikatların denetlenmesi”ni gündeme getirenler oldu. Siz de bir kontrol ve rehberlik mekanizması kurulmasından bahsettiniz. Bu mekanizma nasıl olabilir?
Aslında yaptığımız açıklamanın tamamı okunduğunda ne demek istediğimiz açıkça görülecektir. Tarikatlar ve cemaatler olarak bilinen teşekküller her şeyden önce sosyolojik bir gerçeklik. Bunun görmezden gelinmesi ya da ötelenmesi bu gerçekliği değiştirmemekte, bilakis vakıayı perdeleyerek görünür olmasını engellemektedir. Bu durumu hukuken yok saymak gerçeği değiştirmemekte, bilakis dini istismar etmek isteyenler için fırsat oluşturmaktadır.
UZMANLAR MÜZAKERE ETMELİ
Bu olumsuz durumun en çarpıcı örneği FETÖ terör örgütüdür. Dolayısıyla biz diyoruz ki: öncelikle bir asırdır yaşanan tecrübe de dikkate alınarak bu konular, akl-ı selim bir yaklaşımla, derinlikli ve kapsamlı olarak ilim adamları ve alan uzmanları tarafından müzakere edilmelidir. Güncel, popülist, gelişigüzel tartışma ve mülahazaların ötesinde, tarikat ve cemaat denilen yapıların birer sosyal gerçeklik olarak toplumsal ve dini işlevleri, din istismarının sebepleri ve etkileri, bu alandaki hukuki boyutun ve ideal tutumun nasıl olması gerektiği gibi konular etraflıca ele alınarak bir yaklaşım belirlenmelidir.
DİNİN SİVİL YAPISINA GÖLGE DÜŞMEMELİ
Özellikle temel ilkeleri ifade ederek dedik ki: dinin sivil yapısına gölge düşürmeyecek, özgürlüklere halel getirmeyecek ve din güvenliğini sağlayacak bir kontrol ve rehberlik mekanizmasının teşekkülü ve hukuki zemini, böyle bir süreçte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü ve katkısı gibi hususlar kapsamlı şekilde müzakere edilmelidir.
Ayrıca yine bu alandaki yapılacak çalışma ya da hukuki düzenlemenin, doğru dini bilgi ve samimi gayretle faydalı çalışmalar yapan oluşumları olumsuz etkilemeyecek, bilakis onlara da rehberlik edecek şekilde olması önemlidir. Böyle bir mekanizma sivil toplum oluşumlarına veya çalışmalarına zarar vermez aksine iyi ile kötü, yararlı ile zararlı birbirinde ayırt edilmek suretiyle samimi ve faydalı iş yapmak isteyen sivil oluşumlarının önü açılmış olur.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, anayasal sorumluluk olarak, toplumu din konusunda aydınlatma görevi gereği, din işleri yüksek kurulu ve bünyesindeki alan uzmanları başta olmak üzere ülkemizdeki ve dünyadaki ilim adamları ile bu konularda gerekli araştırma ve çalışmalarını yapmakta, görüşlerini devletimiz ve milletimiz ile paylaşmaktadır. Bu manada yapılacak bütün çalışmalara da katkı sunmaya ve öncülük etmeye hazırdır.
ÖTEKİLEŞTİREN, CEMAAT KİMLİĞİNDEN UZAKLAŞMIŞTIR
Bu alanda başlayan bir çalışma var mı? Cemaatler, tarikatlar ya da kanaat önderlerinden bu konuda size fikir beyan eden oldu mu?
Elbette Diyanet İşleri Başkanlığımız ihtiyaç oldukça toplumun her kesimi ile bir araya geliyor, müzakereler yapıyor. Bu anlamda zaman zaman sivil toplum kuruluşu temsilcileri ya da kanaat önderi diye bilinen kimseler ile de görüşüyor. Zaten birçok vesileyle açıkça ifade ettiğim gibi, inancımızı, değerlerimizi istismar etmeyen, dinin ana kaynaklarına ve ilkelerine ters düşmeyen, toplumun huzuruna ve kardeşliğine zarar vermeyen kişi, grup ya da oluşum zararlı kabul edilmez ve sakıncalı bulunmaz.
Dolayısıyla herhangi bir kişi ya da grup; ümmet bilinci yerine sadece kendi dar grup aidiyetini doğru kabul edip bunun dışında düşünen ve yaşayanları “hakikatdışı” görüyorsa, kendisi gibi düşünmeyen ve yaşamayanı ötekileştiriyorsa, şahısları hakikatin yerine ikame ediyorsa, şiddete meyilliyse ve kendi bilgisini sahih dini bilginin önüne geçiriyorsa, bu yapı dini bir cemaat kimliğinden uzaklaşmış demektir.
ŞEFFAFLIK ÖNEMLİ
Onun için sahih dini bilgiyi ve şeffaf olmayı önemsiyoruz. Bu manada görüştüğümüz insanların da yaklaşımlarını olumlu bulduğumu söyleyebilirim. Zira din istismarcıları en büyük zararı dine ve milletimize hizmet edenlere vermiştir. Ve bu manada samimi ve doğru çalışmalar yapanlar bunun farkındadır. Ben samimi bir yaklaşım ve doğru bir yöntemle meseleyi ele aldığımızda sıkıntılarımızı çözebileceğimize inanıyorum. Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.