Dücane ve İslamoğlu

Bir programda Dücane Cündioğlu’nu dinledim biraz. Ramazan hocalarını dinlemektense Dücane’yi dinlemek daha evladır diye düşünüyorum. Kendine ait bazı sehl-i mümtenileri sıraladı: Mecnun olmayana Leyla görünmez, gözlerini kapamazsan göremezsin, yola çıkmak yoldan çıkmaktır, şımardıysan başka bir düşmana ihtiyacın yok demektir… Bunlar Motto isimli son kitabında geçen yüzlerce mottodan birkaçı sadece. Ama motto veya aforizma demek yerine sehl-i mümteni dedi bunlara. Sehl-i mümteni’nin tarifini yine kendisi yaptı: sehl-i mümteni gerçekleştirilmesi olanaksız kolaylık demektir. Herkes bunu ben de yaparım, yapabilirim demeli ama başka hiç kimse bunu yapamamalı.

İlerleyen dakikalarda dikkate şayan bir şey daha söyledi: "Dostoyevski tanrı yoksa her şey mübah diyor, asıl tanrı varsa her şey mübahtır." Çok şaşırdım çünkü yaklaşık dört ay öce yaptığım bir paylaşımda şöyle demiştim: "Dostoyevski tanrı yoksa her şey mübah diyor, tanrı olduğu halde her şey mübah değil mi zaten?" Düşünen her zekanın vardığı bir netice belki ama bu durum Dücane’nin bizden ‘intihal’ etmediği anlamına gelir mi? Nitekim birkaç yıl önce kaleme aldığımız “Deizm Yanılgısı ve Deizme Eğilim Nedenleri” başlıklı yazımızda geçen bir paragrafı hafif birkaç değişiklik yaparak kendi sayfasında paylaşmıştı. Durumu ilettim kendisine ama cevap gelmedi. Cenap Şehabettin ne güzel söyler: intihal güzel şey amma suçunu itiraf etmek şartıyla.

Mustafa İslamoğlu Eleştirisi adlı kitabımız bayramdan sonra çıkıyor kısmetse. Öyle dediler, umarım öyle olur, bekleyelim ve görelim. Hazret felsefe derslerine de el atmış. İlahiyat ve din yeterli gelmedi anlaşılan. Son zamanlarda revaçta olan şey felsefe merakı. Öyle ya İslamoğlu her zaman revaçta olan şey neyse ona talip olmuş biri değil mi? Ama hakkını teslim etmek lazım. Güzel, tesirli, cazip, cerbezeli ve şehvetli bir hitabeti var. Dinleyiciyi hemen sarmalına almayı becerebiliyor. Bu hususta Dücane’den çok daha başarılı.

Dücane dinin içinden konuşmayı çoktan terk etti. İslamoğlu dinin içinden konuşmaya devam ediyor hala. Ama kendince tanımladığı ve çerçevesini itina ile çizdiği ‘indirilmiş din’in içinden. Çendan bu tabir onun değil ancak tabiri (hepsinde olduğu gibi) temellük etme maharetini takdirle karşılamak gerek. İslamoğlu’nun zihnen Dücane’nin geldiği yere doğru evrildiğini düşünüyorum ama Hakan Talha Alp gibi bunu ifşa etmek kolay değil. Çünkü derin düşünmeye devam ettikçe dinin içinden konuşma imkanı kalmıyor artık. ‘İndirilmiş din’ söylemi bu öğrenilmiş çaresizliğe giydirilmiş bir kılıf sadece.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum