Dünya genç nüfusunun yüzde 29'u Müslüman
İslam dünyasında yaklaşık 500 milyon genç var. Bu sayı toplam dünya genç nüfusun yaklaşık yüzde 29'unu teşkil ediyor
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, dünya genç nüfusunun yaklaşık yüzde 29'unun Müslüman gençlerden oluştuğunu belirterek, "İİT üyesi ülkelerdeki gençlerin yüzde 98'i ailenin hayatlarında en önemli kurum olduğunu ifade ediyor." dedi.
Kulaklıkaya, İİT ülkelerinde gençlerin eğitim, çalışma hayatı, girişimcilik gibi alanlardaki durumunu AA muhabirine değerlendirdi.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 17-19 Nisan'da düzenlenen İİT Gençlik ve Spordan Sorumlu Bakanlar Toplantısında İslam ülkelerindeki gençliğin son durumunun ele alındığını aktaran Kulaklıkaya, toplantıda üye ülkelerdeki gençliğin profilini ortaya koyan "İİT Üyesi Ülkelerde Gençlerin Durumu" raporunun sunulduğunu söyledi.
Kulaklıkaya, toplantıda gençlikle ilgili atılması gereken adımlara ilişkin yol haritası niteliğindeki "Strateji Dökümanı"nın da kabul edildiğini vurguladı.
İİT Üyesi Ülkelerde Gençlerin Durumu Raporu
Bir önceki İİT Gençlik ve Spor Bakanları Toplantısında alınan kararlar doğrultusunda hazırlanan raporun gençlerin karşı karşıya olduğu temel sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini içerdiğini dile getiren Kulaklıkaya, bu kapsamda İİT üyesi ülkelerin gençlik politikaları ve stratejilerinin nasıl olması gerektiğini ortaya koymak için "İİT Gençlik Politika Gösterge Puanı" geliştirildiğini de söyledi.
Raporda dikkat çeken unsurların başında gençliğin okuryazarlık durumunun geldiğini ifade eden Kulaklıkaya, şunları kaydetti:
"İslam dünyasının genel durumuna baktığımızda genç nüfus içinde bile hala okuryazar olmayan bir kitlenin olduğunu gördük. İslam ülkelerindeki gençlerin yüzde 85'i okur yazar. Ama bu oran dünya ortalamasına baktığımızda yüzde 91, gelişmiş ülkelerde ise yüzde 93. İslam dünyası hem dünya ortalamasının hem de diğer gelişmiş ülkelerin gerisinde. Bu anlamda okur yazarlığın artırılmasıyla ilgili İslam ülkelerinde yönetim kademesindeki sorumlulara, yöneticilere büyük iş düşüyor."
Gençler arasında iş gücüne katılım oranındaki düşüşe dikkati çeken Kulaklıkaya, "2000 yılında gençlerin iş gücüne katılım oranı yüzde 46 idi. Dünyada son yıllarda yaşanan ekonomik kriz ile İslam dünyasındaki aşırı nüfus artışından ve daha fazla gencin istihdam arayışına girmesinden dolayı bu oran 2016'da yüzde 43'e geriledi. Eğitimli iş arayan gençlerin piyasanın ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde istihdama katılım oranlarında düşüş var." dedi.
Raporun, İslam dünyasında yüksek oranda genç işsizliği olduğunu ortaya koyduğuna vurgulayan Kulaklıkaya, "Bu konu İslam ülkelerinin baş etmek zorunda olduğu sorunların başında geliyor. 2016 yılında teşkilata üye ülkelerdeki genç işsizlik oranı yüzde 16, gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran yüzde 11." ifadelerini kullandı.
Gelişmiş ülkelere kıyasla İİT ülkelerinde genç girişimci olmanın daha zor olduğunu söyleyen Kulaklıkaya, "Yaptığımız tespitlere göre, 2017 yılı verilerine göre küresel girişimcilik endeksi açısından İİT üyesi ülkelerin ortalaması 25, gelişmiş ülkelerde ise bu oran 58." dedi.
Kulaklıkaya ayrıca, İİT üyesi ülkelerde gençlerin kayda değer bir bölümünün eğitim-öğretim ve istihdam fırsatlarından yeterince yararlanamadığını vurgulayarak, "2014 yılı verilerine göre, İİT'ye üye ülkelerin gençlerinin yüzde 22'si eğitim öğretim ve istihdam fırsatlarından yararlanmakta güçlük çekiyor. Dünya ortalamasına baktığımızda bu oran yüzde 12." değerlendirmesinde bulundu.
Rapor hazırlanırken gençlere yönelik bir anket yapıldığını ve "Sizce en önemli kurum nedir?" sorusunun de yöneltildiğini belirten Kulaklıkaya, "İİT üyesi ülkelerdeki gençlerin yüzde 98'i ailenin hayatlarında en önemli kurum olduğunu ifade ediyor. Bu da küresel olarak gençliğin karşı karşıya olduğu bireyselcilik ve kariyer baskısı gibi olumsuzluklara rağmen ailenin en sığınılacak güvenli liman olduğu gerçeğini değiştirmiyor." diye konuştu.
Strateji Dökümanı
Gençliğin aldığı eğitim ve bu eğitimin piyasanın ihtiyaçlarına uyumluluğu açısından İslam dünyasının çeşitli sorunlar yaşadığını söyleyen Kulaklıkaya, başta SESRIC'teki uzmanlar olmak üzere İslam Konferansı Diyalog ve İşbirliği için Gençlik Forumu uzmanlarının katkıları ile İİT ülkelerindeki kurum ve kuruluş temsilcileriyle hazırlanan "Strateji Dökümanı"nın İslam ülkelerine gençlikle ilgili bir yol haritası sunduğunu belirtti.
Kulaklıkaya, Türkiye'de 2016'da düzenlenen İİT 3. Gençlik ve Spor Bakanları Konferansında taslak olarak sunulan "Strateji Dökümanı"nda BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden yoksullukla mücadele, kaliteli eğitime ulaşma, cinsiyet eşitliği, ekonomik büyüme, eşitsizliklerin mümkün olduğu kadar minimize edilmesi, barış ve adalet gibi hususların öncelikli tutulduğunu vurguladı.
İİT'nin 2015-2025 yıllarını kapsayan eylem planı ile de uyumlu bir şekilde hazırlanan belgenin, terörle, aşırıcılıkla, radikalleşme, mezhepçilik ve İslamofobi ile mücadele hedeflerini de taşıdığını belirten Kulaklıkaya, bu alanlarda uygulanabilecek projelere ilişkin ülkeler ile İİT kurum ve kuruşlarına yönelik tavsiyeleri de içerdiğini kaydetti.
"Dünya genç nüfusunun yüzde 29'u Müslüman"
Özellikle gelişmiş ülkelerdeki nüfus artış oranlarında düşüş olduğuna dikkati çeken Kulaklıkaya, "Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeler ile dünya ortalamasına kıyasla, İslam ülkelerinin hemen hemen tamamına yakınında daha hızlı bir nüfus artışı gözlemliyoruz. İslam dünyasında yaklaşık 500 milyon genç var. Bu sayı toplam dünya genç nüfusun yaklaşık yüzde 29'unu teşkil ediyor. İİT'ye üye ülkeler kendi içinde değerlendirildiğinde 0-24 yaş aralığındaki genç nüfus oranı yaklaşık yüzde 53." dedi.
İslam ülkelerindeki sürdürülebilir kalkınma açısından da genç nüfusun büyük değer taşıdığını söyleyen Kulaklıkaya, "Gençliğin durumunu girişimcilik, teknoloji, sağlık, eğitim başta olmak üzere birçok alanda karşı karşıya kaldığı meydan okumalar açısından değerlendirdiğimizde İslam dünyasında baş etmemiz gereken ciddi sorunlar olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Kulaklıkaya, Batının bazen bilinçli şekilde gerçekleri karartarak ve saptırarak Müslümanları İslamofobik yaklaşımlara mahkum etmeye çalıştığını ve bu yaklaşımlara dayanak teşkil eden bir takım olumsuz gelişmelerin de yaşandığını vurguladı. AA
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.