Dünya saadeti İslam aleminde görünecek

Dünya saadeti İslam aleminde görünecek

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim


Avrupa’nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis edilmediğinden, belki heves ve hevâ, rekabet ve tahakküm üzerine bina edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin seyyiatı hasenatına galebe edip ihtilâlci komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle, Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir.

Acaba istikbale karşı ehl-i iman ve İslâm için böyle maddî ve mânevî terakkiyata vesile ve kuvvetli, sarsılmaz esbab varken ve demiryolu gibi istikbal saadetine yol açıldığı halde, nasıl meyus olup ye’se düşüyorsunuz ve âlem-i İslâmın kuvve-i mâneviyesini de kırıyorsunuz? Ve yeis ve ümitsizlikle zannediyorsunuz ki, “Dünya herkese ve ecnebilere terakki dünyasıdır. Fakat, yalnız bîçare ehl-i İslâm için tedennî dünyası oldu” diye pek yanlış bir hatâya düşüyorsunuz.

Mâdem meylü’l-istikmal (tekâmül meyli) kâinatta fıtrat-ı beşeriyede fıtraten derc edilmiş. Elbette, beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk bir kıyamet kopmazsa, istikbalde hak ve hakikat, âlem-i İslâmda nev-i beşerin eski hatîatına kefaret olacak bir saadet-i dünyeviyeyi de gösterecek inşaallah. (Hutbe-i Şâmiye)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
derc etme : yerleştirme
esbab : sebepler
fazilet : değer, meziyet, üstünlük
fıtrat-ı beşeriye : insanın yaratılışı, tabiatı
galebe etme : üstün gelme
hasenat : sevaplar, iyilikler
hatîat : yanlışlar, hatâlar
heves ve hevâ : dünyadaki lezzet ve zevkleri isteyen his ve arzular
hüda : hidayet, hakikat yolunu gösterme
kefaret : hatâ ve günahın bağışlanmasına vesile olan şey
kuvve-i mâneviye : mânevî güç, moral
medar : dayanak noktası
meylü’l-istikmal : mükemmelliğe doğru ilerleme ve gelişme eğilimi
meyus : ümitsiz
nev-i beşer : insanlık
saadet-i dünyeviye : dünya hayatına ait mutluluk
seyyiat : günahlar, kötülükler
tahakküm : baskı ve zorbalık
tedennî : alçalma, gerileme
terakki : ilerleme, yükselme
terakkiyat : ilerlemeler, gelişmeler, kalkınmalar
ye’s : ümitsizlik