Dünyadaki dostluk ahirette de devam edecek

Dünyadaki dostluk ahirette de devam edecek

Dünyada kurduğumuz dostluk ve arkadaşlıkların âhirette de devam edeceğini biliyor muydunuz?

Ali İhsan Er'in yazısı

Dostlarımız, bizim dünya ve ahiret sermayemizdir. Onlar bize hem bu dünya hem de ahiret saadeti kazandıran önemli kıymetlerdir. Peygamber Efendimiz, bu hakikati bir hadislerinde şöyle dile getiriyorlar:

"Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehitlerdir. Üstelik kıyâmet günü Allah yanındaki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler." Orada bulunanlar sorar:

"Ey Allah'ın Rasûlü, onlar kimdir, bize haber verir misin?"

"Onlar, aralarında kan bağı ve dünya menfaati için birbirlerine bağlı olmadıkları halde, Allah'ın nûru (Kur'ân) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim ki onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken onlar korkmazlar; insanlar üzülürken onlar üzülmezler." Ardından da şu âyeti okudu: "İyi bilin ki, Allah'ın velîlerine/dostlarına korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." (Yûnus, 10/62- Ebû Dâvud, Büyû' 78)

"Ne güzel arkadaş, ne güzel dost!"

İnsanlığın İftihar Tablosu (sallallâhu aleyhi ve sellem) anlatıyor: İki dost müminden birisi vefat edip cennetle müjdelenir. Nice sonra hayatta olan kişi, vefat eden dostunu hatırlayarak, "Ey Allah'ım! Şüphesiz filanca benim dostumdur. Bana, Sana ve Resûlüne itaati, hayrı emreder, kötülükten men eder, benim hiç şüphesiz Sana kavuşacağımı haber verirdi. Ey Allah'ım! Benden sonra onu sapıklığa düşürme ki, bana gösterdiğin nimeti ona da gösteresin. Benden hoşnut olduğun gibi ondan da hoşnut olasın" der.

Sonra diğeri de ölür ve ruhları bir araya gelir de, "Her biriniz kardeşi hakkında söyleyeceğini söylesin" denir. Her ikisi de birbirinden razı olduğunu haber verince Cenab-ı Hak ikisi için: "Ne güzel kardeş, ne güzel arkadaş, ne güzel dost" buyurur.

Bu sefer de iki dost inkarcı insandan biri öldüğü zaman ve yerinin ateş olduğu haber verildiğinde ise dünyadaki dostunu hatırlayarak, "Ey Allah'ım! Benim dostum olan falanca bana, Sana ve Resûlüne isyanı, kötülüğü emreder, hayırdan men eder, Sana kavuşmayacağımı bana söylerdi. Ey Allah'ım! Benden sonra onu hidayete erdirme ki, bana gösterdiğin cezanın bir mislini de ona gösteresin" der.

Cenab-ı Hak da onlardan her biri için, "Ne kötü kardeş, ne kötü arkadaş, ne kötü dost" buyurur. Bunun üzerine onlar birbirine lânet etmeye başlarlar. (Kurtubi, el-Cami li-ahkâmi'l-Kur'ân, 16/109)

Bu hadisten dünyadaki dostluk ve arkadaşlığın âhirette de devam edeceği anlaşılıyor. Öyleyse unutmayalım burada kurduğumuz arkadaşlıklar ahirette de devam edecek. Dolayısıyla kurmuş olduğumuz dostluklara "uhrevi arkadaşlık" diyebiliriz.

Arkadaşını iyi seç!

Sahabeden Hz. Enes b. Malik (r.a.) rivayet ediyor:

Cennet ehli Cennet'e girip ayrılmış yerlerine (köşklerine) oturduklarında, (dünyadaki samimi) din kardeşlerini özlediklerinden dolayı birbirlerini görmek ister. Bu düşünce esnasında birinin serîri (koltuk) diğerinin serîrine, diğerinin serîri öbürünün yanına (anında) gider.

Onlar buluşunca her ikisi de köşklerine yaslanarak, sohbete ve dünyada aralarında olan şeyleri karşılıklı konuşmaya başlarlar. Birisi şöyle der: "Ey Kardeşim! Hatırlar mısın biz dünyada falan mecliste sohbet yerinde veya camide hâlisane Allah'a dua etmiştik (Kur'ân okumuştuk, sohbet dinlemiştik), işte Allah da bizi (orada) bağışladı." (Suyuti, El-Fethu'l-Kebir, 1/79)

Evet arkadaşımızı, dostumuzu seçerken çok dikkatli olmalıyız. Unutmayalım ki, seçtiğimiz dostumuz sadece bu dünyamızı değil ahiretimizi de ilgilendiriyor. Dostunu iyi seçemeyenlerin hem bu dünyası hem de âhireti harap olabilir. 

Bugün