Elif Dergisinin 9. Sayısı Çıktı
Edebiyat, kültür ve sanat dergisi Elif’in 9. sayısı çıktı
Mustafa Oral’ın haberi:
Edebiyat, kültür ve sanat dergisi Elif’in 9. sayısı çıktı. Elif Risale-i Nur’daki sanat, estetik ve belağatla ilgili duyarlılıkları dikkate alan bir izlekte yayın yapıyor. Risale’nin ‘metni’ne vurguda bulunarak, çağın değişen koşullarını, kent kültürünü ve modernizmi edebi bir dil ile dillendirmeye çalışıyor. Risale merkezli dil ve düşünce üretimini esas alan kişileri bir araya getirerek Risalenin hassasiyetleri doğrultusunda bir üslubu geliştirmeyi önemsiyor.
Dergi Suad Alkan’ın “Madde Güzelliğin Libasıdır” isimli denemesi ile açılıyor. Alkan yazısında elem ve sevincin insanın maddî değerlere, yani insana, toprağa ve toprak üstü yapı ve şekillere bağımlılık veya bağımsızık dereceleriyle orantılı olduğuna, maddî varlıklardaki cazibeyle, insanın güzellik (estetik) arayışı arasındaki bağıntının, bizzat insanın maddî mahiyetinin doyumuna değil, güzellik duygusunun kökünde olan ve güzelliği dışa vuran bir iç iktidarın tatmini ve büyümesine bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
“Tanrıyla Monologlar” Mustafa Akca’nın yakında yayımlanacak kitabı. Elif kitabı bölüm bölüm yayımlamaya devam ediyor. Bu sayıdaki yazının başlığı: “…İrade…” ve “…Hürriyet…” Caner Kutlu yazısında Akca’nın bu kitabının Müslümanların karşı taraftan da bakabileceğini gösteren, Doğuya karşı, Batı tarafından bir dalış! Yoksa bahsedilen tanrıyla bizim inancımızın pek bir ilişkisi yok! Zira buradaki tanrı, kurgulanmış bir tanrıdır; tabii ki İslam imanıyla bir ilgisi olamaz; akıl gözü bu kadar görür, ancak Allah’a inandığını söyleyip, böyle bir tanrı peşinde koşan kâhir bir ekseriyetin olduğu da muhakkaktır; hem doğu, hem batı yanlış üzerindedir!” diye bahseder.
Erdem Sadi “Hürriyetin Manevi Esasları” isimli yazısında Schopenhauer’un metafizik inşa ederkenki amacının, insanlığa saadetin anahtarını göstermek olduğunu belirtiyor.
Sadık Yalsızuçanlar Bediüzzaman ve sinema ilişkisine ilk dikkat çeken yazarlardan biriydi. “Rüya Sineması” isimli kitabında bunu derinlikli bir şekilde işlemişti. Prof. Dr. Himmet UÇ’un derginin bu sayısında yayımlanan “Bediüzzaman ve Sinema” isimli yazısı kubbenin üzerine bir taş daha koyma işlevi görüyor. Uç, yazısında Nursi’nin Ayetü’l Kübra isimli kitabını sinema mantığı ile inşa ettiğini belirttikten sonra Onun kâinat sahnesine teşhirgah, ziyafetgah, ordugâh, talimgâh, seyrengah, temaşagah ve mütalaagah olarak baktığını ve yorumladığını, bu kelimelerin Risale-i Nur’un temel argümanları olduğunu ifade ediyor.
Elif bu sayısında Nilüfer Göle ile Türkiye ve Fransa örneğinden hareketle tarihi ve sosyal dönüşüm üzerine bir röportaj gerçekleştirmiş. Derginin diğer söyleşi konuğu Kudsi Ergüner. Ergüner söyleşide din, toplum ve müzik bağlamında insanları birleştiren şeyin medeniyet ve kültür olduğunu ama Türkiye’de değerlerin deforme edildiğini, tasavvuf sanatçısı olarak tanıtılanların ilahi diye okudukları şeyin Brezilya tangosu olduğunu iddia ediyor. Elif’in söyleşi yaptığı son kişi kısa süre önce vefat eden karikatürist Vehip Sinan.
Derginin genel yayın yönetmeni Suad Alkan uzun yıllar Fransa’da yaşamış. Halen yılın büyük bir kısmını Fransa’da geçiriyor. Bundan olacak Elif’in hemen her sayısında yoğun bir Fransız havası hissediliyor. Fransız filozof ve sanatkârlardan yapılan çevirilere yer veriyor. Ayrıca çağdaş Fransız filozof ve sanatkârlardan ürünler yayımlıyor dergi. Marc Amiot bunlardan birisi. Amiot yazısında düşünce, duygu, tinsellik gibi parçalı bir hayata sahip olan insanı küreselleşmenin tek biçime soktuğunu belirterek, böyle bir durumda neler yapılması gerektiğini sorguluyor.
Francky Criquet “Sanat Derinden Siyasidir” isimli yazısında “sanatın özünün rahatsız edici olduğu sık sık söylenir; evet, zira sanat derinden siyasidir.” diyor. Dergi yazının Fransızca asıl metnini de yayımlamış.
Fransız yazar ve filozof Alain yazısında “Şiir Ve Geometri” ilişkisi üzerinde duruyor. Alain’e göre şiir, beşeri nizamın ve ruhun aynasıdır. Ama sırf çocuklar için kafiyeye sokulmuş âdî şiir değil, bilâkis en yüksek, en saygı değer şiirdir. Geometri tabiatın anahtarıdır. Geometriyi bilmeyen içinde yaşadığı, bağlı bulunduğu dünyayı iyi kavrayamaz; fakat daha ziyade, anlık heyecanlarına göre rüya görür, düşman kuvveti, yanlış ölçerek, yanlış hesap ederek aldanır, zararlı ve bedbaht olur.
“İslâm milletlerinin sanat yapışlarındaki usuller – Les methodes de realisation artistique des peuples de l’İslâm” etüdü, Fransız Louis Massignon tarafından 25 Şubat 1920’de Collège de Frence’da ders olarak verilmiş ve sonra 1921 de Syria mecmuasında basılmış. Aynı çalışma, daha başka ilavelerle 1937 yılında Burhan Toprak tarafından “Din ve Sanat” adı altında kitaplaştırılmış. Burhan Toprak Louis Massignon’u ömrünü ihtiras ve sevgi ile İslâm tefekkürüne vakfederek onun çok ince sırlarını anlayan âlim ve şair olarak tarif eder. “Elif”, Massignon’un bu harikulade çalışmasının bir kısmını “İslam Sanatlarının Felsefesi” başlığıyla yayımlıyor.
Bu sayının öyküleri Caner Kutlu, Mustafa Oral ve Cemil Karakullukçu’dan. Caner Kutlu İbrahim Peygamberin kıssasından hareketle İbrahim’in kuyusunu, Mustafa Oral İbrahim Peygamber bağlamında aşkı anlatıyor. Cemil Karakullukçu “Gelgitler” adlı öyküsünde ruhundaki met-cezir hallerini yansıtıyor.
Umut Bulut “Entelektüel Tecessüs” isimli yazısında İsmet Özel, İsmail Kara, Suad Alkan ve Ahmet Turan Alkan gibi Türkiye’nin kültürel dönüşümünde katkısı olan yazarlara değiniyor.
Dergiye bu sayıda, Tacettin Şimşek (Esma Rübaileri), Mahmut Kaplan (Ellerim), Rasim Demirtaş (Düğün, Elmas Beyazı Bursa), Özlem Girgiç (Mavera), Gülşen Uysal (Kırmızı ve Yeşil), Serpil Tuncer (Koza) şiirleri ile katkı sağlıyor.
Dergi Yusuf Tosun’un “Yalnızlığıma Sükût” isimli denemesi ile son buluyor.