“Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetaretli zamandır!”
Mehmed Akif

İnsan çok sevindiği zaman gönlü bayram eder. Yine insanı çok mutlu eden, veya çok hoşuna giden bir olay olduğunda, “bugün benim bayramım” der. Yani bayram, sevinç ve mutluluğun zirveye çıktığı zamanlardır. Yılda iki defa yaşadığımız büyük bayramlarımız da, en mutlu ve sevinçli günlerimizdir. Gerçi bir Müslüman, Ramazan ve Kurban bayramları dışında da bayramlar yaşar. Mesela her Cuma, mü’min için bir bayramdır. Cuma namazını huzur ve huşu içinde eda eden bir insan da bir bayram sevinci yaşayabilir. Ama diğer iki bayram yılda birer defa yaşandığından ve daha umumi olduğundan, onların ayrı bir yeri vardır.

Bayramlar çok müstesna günler olduğu için, gelişleri heyecanla beklenir. İnsanlar onları karşılamak için günler öncesinden hazırlıklar yaparlar. Evlerini ve elbiselerini temizleyip en güzel ve en temiz kıyafetlerini giydikleri gibi, kalp ve gönül hanelerini de temizleyip, ruhlarına en güzel kıyafetleri giydirirler. Bayramı karşılamaya hazırlanan insanın içi dışı tertemiz olur. Gönlünde kırgınlık ve dargınlık, kalbinde haset ve husumet bulunmaz. Zira Bayram gibi şerefli bir misafir, böyle çirkin duygularla kirlenmiş sefih hanelere uğramaz.

İnsan dünyada yaşadığı bayramların hazzını ne kadar derinden hissetse de, dünya fani, ömür de kısa olduğundan bu sevinçten tam istifade edemez. Yaşanan her gün bayram sevinci ve coşkusu içinde geçse bile, hayat bir gün sona ereceğinden, alınan lezzet de geçici olacaktır. Halbu ki insan ruhu ebedî bir sevinç, sürur ve huzur ister. Öyleyse, bu bayramların devamı ve daimi olanı öbür dünyada var olmalıdır. Asıl bayram, insanın Rabbine kavuşup ebedî mutluluğa eriştiği zaman olacaktır. Bu dünyada yaşanan bayramlar, o bayramların bir mukaddimesidir.

Allah dostları bu hakikati bildikleri için, ölümlerini bir düğün ve bayram olarak kabul etmişlerdir. Mevlâna onun için ölüm gününe “ Şeb-i Aruz” demiştir. “Bayram o bayram ola” diyen Hak âşıkları, şiirlerinde bu hakikati dile getirmişlerdir.

“Can bula cananını
Bayram o bayram ola
Kul bula sultanını
Bayram o bayram ola!"

İnsan son nefesini kelime-i şehadet getirerek teslim ederse, onun için bir bayramdır. Kabirde Münker Nekir meleklerinin suallerine kolaylıkla cevap verip, berzah hayatındaki ilk imtihanı kazanırsa, işte o da bir bayramdır. Mahşerde Allah Resulü’nün (s.a.v.) sancağı altında, mü’minlerle bir araya gelir, mahşerin dehşetinden emin olursa, işte bayram o bayramdır. Mizanda hasenatı seyyiatından ağır gelir de, amel defteri sağ tarafından verilirse, Sırat Köprüsünden emin adımlarla geçer, cennet menzillerine doğru yol alırsa, işte bayram o bayramdır. Cennete girmeyi hak eder, o sonsuz güzelliklere ve nimetlere kavuşursa, bayram o bayramdır. Ve, Cenab-ı Hak’kın cemalini görmek gibi bir nimete ererse, işte en büyük bayram o bayramdır.

Cenab- Hak bu dünyadaki bayramları özüne ve ruhuna uygun olarak ihya etmeyi, ebedî âlemde de cennet ve cemaline nail olarak en büyük bayrama kavuşmayı nasip etsin diyor, gönül dostlarının Ramazan bayramlarını bu düşünce ve temennilerle tebrik ediyorum.

Abdil Yıldırım