Sevgiyi öğreten ve yaşatan Sensin Yâ Resûlallah !

Kâinatın zerreleri sayısınca, okyanuslarda ve çöllerdeki kumlar adedince Sana salât ve selâm olsun... 

 

Bu bayram günlerinde yüreğimin derinliklerinde daha çok hissettiğim muhabbet önderi…                                                                                                                               

Ey yüreğimde tomurcuklanan gonca gül!

Ey kâinatı gül kokusuyla şenlendiren Nebî!

 

Aramızdan cismen ayrıldıktan sonra, güller ne kokusunu saçabiliyor ve ne de rengini...

Semânın yıldızları senin sevginle göz kırpıyordu mübarek çehrende özlem gidermek için…

Tâ semâdan sarkıyorlardı mübarek başını okşamak için…

 

Tesbih taneleri gibi dizilişleri Senin mu’cizelerini tasdik edercesineydi.

Senin sevginle âlemler anlam kazanmıştı.

 

Sen, vefa sembolü gönlünü ümmetine verdin, kardeşliği, dostluğu sevdin ve öğrettin.

Bayramlarda sevmeyi, sevilmeyi, sevgiyi paylaşmayı, kin ve husumetleri aşmayı, kardeşlik ve ihlası konuşmayı, cihad ve hizmet aşkıyla coşmayı senden öğrendik.

 

Kini, nefreti, nifakı, şikakı, firâkı, husûmet ve düşmanlığı yerdin.Rabbin rızası ve senin sevgin için bir araya gelenleri, sevgiyi paylaşıp sînelere sindirerek ayrılanları,kendilerini bir âza gibi görenleri müjdeledin. Bu sevgiyle bize gayemizi hatırlattın da ruhlarımıza nurlar saçtın…

 

Senin sevgine lâyık olanlar, seni ölesiye sevdiler. Nefislerinden ve tüm sevdiklerinden öte sevdiler.

 

Hani Ebû Süfyan, Zeyd’e (r.a) yaklaşıp sinsice  sormuştu ya: “Şimdi senin yerinde Peygamberin olsaydı da, O’nu öldürüp seni salıverseydik razı olur muydun? “ Zeyd (r.a): “Asla !” demişti.
“Resûl-i Ekrem’in (a.s.m) hayatı yanında benim hayatım bir hiçtir. Kurtulacağımı bilsem dahi, Resûlullah’ın  değil sizin  elinizde öldürülmesine, Medine‘de ayağına bir dikenin bile batmasına razı olamam, katlanamam!..” diye bütün ümmete peygamber sevgisinin nasıl olması gerektiğini ders vermişti.

Ebu Süfyan,Zeyd (r.a)’ın bu zirve sevgisi karşısında hayretinden gözleri fal taşı gibi açılmış ve şu itirafta bulunmuştu: “Ben yeryüzünde O’nun kadar sevilen bir tek kişi görmedim.”

Ey sevgisiyle yeryüzünü Cennet eyleyen Sevgili! Kâbus gibi başımıza çöreklenen nefret ve kin sislerini sevginle dağıt. Can çekişen insanlığa sevgi elini bir kez daha uzat. Uzat ki, herşey birbirimizi sevmekle güzelleşsin. Muhabbet fedailerinin gönlünde muhabbet filizleri  tomurcuklansın ve dünyamız o sevgiyle güzelleşsin…

 

Gayede, maksatta, hedefte bir ve beraber olanların, nurlu hedeflere koşanların, kardeşliğin o güzel hazzını, imanın gerçek lezzetini dimağında hissedenlerin yegâne gülizârı olan gül Efendim !

Senin sevgine, mânevî mirasçılarına tevdi ettiğin cihanşumûl dâvana düşman  olanlar, bu İlâhî meş’âleyi asla söndüremeyeceklerdir.

 

Kur’ân’ın ezelî ve ebedî nuru parlamaya devam edecektir. İnsanlık , Nur-u Kur’ân’ın bayramını inşaallah yaşayacak ve aktar-ı âlemde, bayramlarda yankılanan tekbirler misâli dalga dalga yayılacaktır.

 

Salât ü selâm, tahiyyât u ikram, her türlü ihtiram Sana, âl ve ashâbına olsun.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum