En pahalı fiyata satılan köle, peygamber oldu
Bir kıssa ki Kur'an'da bir sureye konu oldu. Azîz’in Yûsuf’u satın aldığı ifâdesi, O’nun kıymetsiz bir fiyata satıldıktan sonra yüksek bir pahâya da satıldığına işâret etmektedir. Nitekim Yûsuf’u ilk satın alan adam, O’nu süsleyip satılığa çıkardığında...
İnsanın bedeni köle olunca, nasıl düşük fiyatlarla satılıyor! Ya rûh ve kalbini, şehevî ve nefsânî arzularının kölesi hâline getirenler, acaba nasıl bir âkıbete dûçâr olacaklardır? Dolayısıyla mü’min, kıymet ve izzetini bilmeli, hiçbir zaman nefsine köle olmamalıdır. Nitekim Cenâb-ı Hak buyurur:
“Hevâ ve hevesini (nefsânî arzularını) ilâh edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona Sen mi vekil olacaksın? (Yâni vekil olup da onu kurtaramazsın!)” (el-Furkân, 43)
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Mısır’da Yûsuf’u satın alan vezir, hanımına: «Ona güzel bak! Belki bize faydası dokunur, yahut onu evlâd ediniriz!» dedi. Böylece Yûsuf’un o ülkede yerini sağlamlaştırdık, ona imkân verdik ve bu cümleden olarak, ona rüyâların tâbirini öğrettik. Allâh Teâlâ irâdesini yerine getirmekte her zaman mutlak gâliptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”(Yûsuf, 21)
Tefsîrlerde beyân edildiğine göre, Yûsuf -aleyhisselâm-’ı satın alan esîr tâciri, daha sonra O’nu Mısır’ın mâliye bakanına sattı. Çünkü mâliye bakanı, Hazret-i Yûsuf’un zekâ ve kâbiliyetini sezmiş, bu yüzden ileride kendisinden devlet işlerinde istifâde edebileceğini düşünmüştü. Ayrıca kendi çocukları olmadığı için O’nu evlâd edinmeyi de arzu etmişti.
MISIR AZİZİ EN PAHALI FİYATA SATIN ALDI
Azîz’in Yûsuf’u satın aldığı ifâdesi, O’nun kıymetsiz bir fiyata satıldıktan sonra yüksek bir pahâya da satıldığına işâret etmektedir. Nitekim Yûsuf’u ilk satın alan adam, O’nu süsleyip satılığa çıkardığında müzâyede (açık artırma) üç gün sürmüştü. Sonunda Yûsuf’u, ağırlığınca misk, ağırlığınca inci, ağırlığınca altın, ağırlığınca gümüş ve ağırlığınca ipek karşılığında Mısır azîzi satın almıştı.
Bazı rivâyetlerde Allâh Teâlâ’nın şöyle buyurduğu bildirilir:
“Ey Âdemoğlu! Sen bir şey murâd edersin, Ben de murâd ederim. Ve ancak Ben’im murâd ettiğim tahakkuk eder. Eğer sen, Ben’im murâdıma teslîm olursan, senin murâdını sana veririm. Eğer murâdım husûsunda Ben’imle münâzaa edersen, senin murâdını alt-üst ederim. Sonra yine Ben’im murâdım tahakkuk etmiş olur…”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.