Zonguldaklı, 3 çocuk babası Recep Tekin, bu sabah saatlerinde geldiği Alaplı İlçesi'ne bağlı Aydınyayla Köyü'nde eşi 48 yaşındaki Hakibar Tekin, çocukları ve yakınları tarafından karşılandı. Yakınları ve komşularının 'Geçmiş olsun' dileklerini kabul eden Tekin, 2009 yılında Ereğli İlçesi'nde çalıştığı gemi tersanesinin kapanmasıyla işsiz kalması sonucu ilk olarak Azerbaycan, oradan Rusya ve son olarak 8 ay önce Irak'a gittiğini söyledi. Stadyum inşaatının şantiyesinde gece silahlı ve yüzleri maskeli kişiler tarafından kaçırıldıklarını anlatan Tekin, şöyle konuştu:

"El ve gözlerimizi bağladılar. Araçlara koydular. İlk aklıma gelen kefendi. 'IŞİD geldi' dedik. Elin bağlı, yüzün bağlı. İlk aklımızdan geçen bizi öldürmeye götürdükleriydi. 1.5 saat yol gittik. Biz 'kefeni giydik' dedik. Kelime-i Şahadet getirmeye başladık. Sonra köy evi gibi bir yere götürdüler bizi. Kaldığımız yerde davranışları güzeldi. Bize insanca davrandılar. Yemek, çay, sigaramızı verdiler. 3 kez yer değiştirdik." 

Sabaha karşı 05.00 sıralarında Kerbela yolunda serbest bırakıldıklarını belirten Tekin, "Bağdat'ın dışında bir yer. Bir taksiciyi durdurduk. Ona konsolosluğu arattık. Sonra bizi aldılar. Orada 4 saat bekledik. Bizim haber vermemizle konsolosluğun haberi oldu. Esir kaldığımız süre boyunca stres ve korkudan başka bir şey yaşamadık" diye konuştu.

'Torunum sürekli gözümün önüne geldi'

Irak'ta 28 gün alıkonulduktan sonra serbest bırakılan bir başka Türk işçisi Tahsin Cömert, "En çok 1,5 yaşındaki torunum Eylül'ü özledim. Torunum sürekli gözümün önüne geldi" dedi.

Irak'ta 28 gün alıkonulduktan sonra serbest bırakılan Türk işçilerinden Tahsin Cömert (42), Kocaeli'nin İzmit ilçesindeki ailesine kavuştu.

"Serbest bırakıldığımızda bizi almaya gelen Türk askerilerinin kalplerinin üzerinde ay yıldızlı bayrağımızı gördüğümüzde, o an ağlamak geldi içimizden. Öyle çok mutlu oldum ki anlatamam. Ailemiz ve bizler de buruk bir bayram geçirdik. Ailelerimiz hakkında bize hiç bilgi verilmedi. En büyük sıkıntıyı bu yüzden yaşadık. Hem ailemiz hem de bizler orada sıkıntı yaşadık. Psikolojik olarak epey bir baskı gördük. Eşim, iki çocuğum ve torunumla yaşıyoruz. Eve geldiğimde eşim açtı kapıyı. Hasretle sarıldık birbirimize. Harika bir duyguydu. Çocuklarımla birlikte olmaktan mutluyum."

Eşinin sabah kahvaltıda kurban etinden kavurma yaptığını, ağız tadıyla kutlayamadıkları bayramı bugün yaşadıklarını belirten Cömert, "En çok 1,5 yaşındaki torunum Eylül'ü özledim. Torunum sürekli gözümün önüne geldi. Onu çok özledim. Onu düşünmek psikolojik olarak bana çok destek verdi" diye konuştu.

AA-DHA