Evren; bildiğimiz ve henüz bilemediğimiz bütün gökcisimleriyle içinde yaşadığımız dünyayı da içine alan, sonsuz olduğu kabul edilen uzaydaki her şeyin toplamına verilen bir isimdir. Bugün için 14 milyar ışık yılı içindeki evren, görünür evrendir. Yani evrenin yarıçapı 14 milyar ışık yılıdır. Ya görünmeyen, bilinmeyeni? Nedir bu evren, bize ne anlatıyor?

Evrenin yaklaşık 13 milyar yıl, Güneş sisteminin ise 4.5 milyar yıl yaşında olduğunu biliyoruz. Peki ya evrenin boyutları nedir? Bir ışık yılı 10 trilyon km veya 6 trilyon mil olduğuna göre sonsuz olan evreni hayalimizde nasıl tasavvur edebiliriz ki?

Bulutsuz, pırıl pırıl bir gecede gökyüzünde çıplak gözle baktığımızda görebileceğimiz yıldız sayısı en fazla 4 bin 500’dür. 1608'de teleskop icat edilmişti ancak teleskopun gökyüzüne çevrilişinin üzerinden 400 yıldan fazla zaman geçti. Gökyüzüne atılan uydulardaki çeşitli özellikteki teleskoplarla araştırmalar devam ediyor. En gelişmiş teleskoplarla bugün için görebileceğimiz yıldız sayısı ise 15 milyon seviyesindedir. Acaba gerçek sayı kaçtır?

NASA, Güneş Sistemi dışında Samanyolu Galaksisi içindeki Kova takımyıldızı içinde Trappist-1 ismi verilen bir yıldızın yörüngesinde yeni keşfedilen 7 gezegenin Dünya'ya benzerlik gösterdiğini bugünlerde açıkladı. Bu gezegenlerden üçünün, su varlığını ve canlı yaşamını destekleyebilecek yapıda olabileceğini söyledi. Trappist-1 yaklaşık Jüpiter büyüklüğünde sönük bir yıldız olup etrafında sıkı bir ağ oluşturan gezegenlerin karasal ve kayalık yapıda bir yıldızdır. Bu konuda yapılacak daha teferruatlı açıklamalar için 10 yıl daha araştırma yapmak gerekiyormuş.

NASA açıklamış olduğu bu bilgiyle Kur’an’ın bir ayetinde saklı 7 anlamdan birinin açıklamasının evrendeki kanıtını gözler önüne sermiştir. Bediüzzaman Said Nursi de, yıllar önce yazdığı Lem’alar kitabının 12. Lema’sında buna işaret etmişti. El-Hakim ve el-Taberi de hadis kitaplarına bu konu ile ilgili hadisi koymuşlardı. Böyle bir açıklamayı gönül isterdi ki İslam dünyasından bir bilim komitesi yapsın. Ama maalesef İslam dünyası bu konuda çok gerilerde kaldı. Batı ise bazen açık bazen gizli İslam dünyasını savaş alanına çevirirken bir taraftan da kendisi evreni keşfetmeye çalışıyor.

*“fesevvahunne sebğa semavat” ("Gökleri yedi kat olarak tanzim etti." Bakara, 29) âyetinde, kısa nazarlı ve dar fikirli bir tabaka-i insaniye, havâ-yı nesîmînin tabakatını fehmeder.

Ve kozmoğrafya ile sersemleşmiş diğer bir tabaka-i insaniye dahi, elsine-i enâmda "seb'a-i seyyare" ile meşhur yıldızları ve medarlarını fehmeder.

Daha bir kısım insanlar, küremize benzer zevilhayatın makarrı olmuş semâvî yedi küre-i âharı fehmeder. (*)

Diğer bir taife-i beşeriye, manzume-i şemsiyenin yedi tabakaya ayrılmasını, hem manzume-i şemsiyemizle beraber yedi manzumât-ı şümusiyeyi fehmeder.

Daha diğer bir taife-i beşeriye, madde-i esiriyenin teşekkülâtı yedi tabakaya ayrılmasını fehmeder.

Daha geniş fikirli bir tabaka-i beşeriye, yıldızlarla yaldızlanıp bütün görünen gökleri bir semâ sayıp, onu bu dünyanın semâsıdır diyerek, bundan başka altı tabaka-i semâvat var olduğunu fehmeder.

Ve nev-i beşerin yedinci tabakası ve en yüksek taifesi ise, semâvât-ı seb'ayı âlem-i şehadete münhasır görmüyor; belki avâlim-i uhreviye ve gaybiye ve dünyeviye ve misaliyenin birer muhit zarfı ve ihatalı birer sakfı olan yedi semâvâtın var olduğunu fehmeder.

Ve hâkezâ, bu âyetin külliyetinde, mezkûr yedi kat tabakanın yedi kat mânâları gibi daha çok cüz'î mânâları vardır. Herkes fehmine göre hissesini alır ve o mâide-i semâviyeden herkes rızkını bulur. (Lem’alar,12.Lema)

* el-Hâkim, el-Müstedrek: 2:535; et-Taberî, Câmiu'l-Beyân: 28:153-154.

“Çin’de de olsa ilmi arayınız” hadisiyle teselli bulup NASA’nın bilgilerine sevinsek de gönül, evreni imanlı bir gözle inceleyen bilim insanlarının sesini duymak ve Kur’an’ın hakikatlerini onlardan duymak istiyor.