Süleyman KÖSMENE
Fâiz ve azap
Mustafa Bey: “Bir Müslüman faiz yerse ebediyen cehennemde mi kalır, yoksa cehennemde cezasını çektikten sonra tekrar cennete girer mi? Kur’ân-ı Kerim’de faiz yiyenler ebediyen cehennemliktir diye geçiyor. Fâizle ilgili âyetleri açıklar mısınız?”
Bahsettiğiniz fâiz âyetlerini buraya alalım:
* “Fâiz yiyen kimseler, kıyâmet gününde kabirlerinden şeytan çarpmış kimselerin kalkışı gibi kalkarlar. Bunun sebebi, onların, ‘Alış veriş de fâiz gibidir’ demeleridir. Hâlbuki Allah alış verişi helâl, fâizi ise haram kıldı. Her kime Rabb’inden bir öğüt gelir ve o da bu öğüde uyarak fâizi terk ederse, bu yasaktan evvel almış olduğu fâizler kendisine aittir. İâde etmesi gerekmez. Onun hakkındaki hüküm, Allah’a kalmıştır. Her kim de eskiye dönüp tekrar fâiz yemeye başlarsa, işte öyleleri Cehennem ateşinin ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” 1
* “Allah fâizin bereketini giderip onu mahveder. Sadakası verilen malı ise ziyâdeleştirir. Allah fâizi helâl sayan o kâfirlerden ve haram işleyen o günahkârlardan hiçbirini sevmez. Îman edip güzel işler yapan, namazlarını dosdoğru kılıp zekâtlarını hakkıyla veren kimselerin ise, muhakkak Rab’leri katında mükâfâtları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.” 2
* “Ey Îman edenler! Allah’tan korkun ve eğer gerçek mü’minlerseniz, fâiz olarak kalmış alacaklarınızı terk edin.” 3
* “Ey îman edenler! Fâizi kat kat yemeyin. Ve Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.” 4
* “Yahûdîlerin zulümleri, pek çok kimseyi Allah’ın yolundan alı koymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu halde fâiz almaları ve halkın malını haksız yere yemeleri sebebiyle, daha önce kendilerine helâl kılınan temiz ve iyi şeyleri Biz onlara haram kıldık. Onlardan kâfir olanlara da pek acı bir azap hazırladık.” 5
Bu âyetlerin bildirdikleri başlıca hükümleri maddeler halinde belirtmek gerekirse:
1- Bu âyetlerin hiçbirisi tövbe kapısını kapatmıyor. Bilâkis, tövbe edenin ve fâiz almaktan vazgeçenin, daha önce almış oldukları fâizlerin kendisine âit olduğunu, iâde etmesi gerekmediğini, onun hakkındaki hükmün de Allah’a kaldığını bildiriyor ve fâiz yemiş olanları tövbeye dâvet ediyor.
2- Fâiz malın ve kazancın bereketini gidermektedir. Bu açıdan fâiz yiyenler görünüşte çok para kazanıyor gibi olsalar da, aslında çok para kazanmıyorlar, bereketsiz bir yığın toplamış oluyorlar. Bu bereketsiz yığın daha dünyada bile hayır getirmeyecek, kişinin elinden şu veya bu sebeplerle, olmadık gerekçelerle çıkacaktır. Neticede fâiz yiyicisi dünyada bile bu işlemden “hayır görmeme” cezâsına ve “zarar görme” kısmî kefâretine mahkûmdur.
3- Üstad Bedîüzzaman’ın ifâdesiyle fâiz Müslüman’a mutlak zarardır. Atâlet verir, çalışmaya şevki kırar, tembelliğe atar. Böylece Müslüman, fâiz günahının dünyevî bedelini mutlaka öder. Fâizin kap ve kapıları olan bankaların faydası beşerin en fenâ kısmınadır.6 Onların hesapları da âhirette görülür.
4- Sadaka ve zekât ise, mala ve kazanca bereket getiren, başkasına veriliyor olsa da paranın mânevî değerini arttıran ve Allah’ın rızâsını kazandıran birer ibâdet şekilleridir. Fâiz alarak insanların mallarını gasp etmektense, sadaka ve zekât vererek insanlara yardımcı olunmalıdır. Kur’ân’ın şiddetle önerdiği ve önemsediği tavsiye budur.
5- Allah, haramı helâl sayanları sevmiyor.
6- Fâiz yasağını “Alış veriş de fâiz gibidir” gibi gerekçelerle hafife alan, fâizin haram olduğunu kabul etmeyen ve inkâr eden münkirlerin yerinin ise “Cehennem ateşi” olduğunu ve orada ebedî kalacaklarını âyet açıkça beyan ediyor. Binâenaleyh, “Ebedî Cehennem” inkârcı için söz konusudur.
7- Bu âyetlere göre fâiz günahkârını ayrı, fâiz münkirini (faizin haram olduğunu inkâr edeni) ayrı telâkki etmeliyiz.
8- Günahkâr olup münkir olmayanların, cezâsını çektikten sonra Cennete gidecekleri elbette rahmet-i İlâhiyeden umulur.
DUÂ
Allah’ım! Bizi münkirlerden kılma! Bizi kâfirlerden kılma! Bizi nankörlerden kılma! Bizi haram-helâl tanımayanlardan kılma! Bize helâlinden yeme aşkı ve arzûsu ver! Bize haram yeme isteği ve ameli verme! Kazancımızı fâizden, haramdan, kul hakkından, haksız ve bereketsiz kazançtan koru! Kazancımıza helâl yoldan bolluk ve bereket ver! Bizi zekât verme şuuruna erdir! Bize, verdiklerinin şükrünü eda zenginliği ver! Âmin.
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 275.
2- Bakara Sûresi: 276 277.
3- Bakara Sûresi: 278.
4- Nisâ Sûresi: 130.
5- Nisâ Sûresi: 160, 161.
6- Sözler, s. 671.
Yeni Asya
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.