Fatma Mebrure ŞENLER
Kazandıklarımız Uğruna Kaybettiklerimiz
Eskisini Getirene Yenisi Uzun Vadeyle Küçük Taksitlerle!!!
Oturma grubunuz 4-5 senelik mi? Ooo… Onun üzerinden ne yeni modeller geçti. Evinizdeki koltuklar artık demode. Renginin, deseninin modası geçmiş, bu senenin trendi değil. Siz her şeyin en iyisine layıksınız. Getirin eskisini size şahane oturma gurubunu çok uygun taksitlerle verelim.
- “İyi de benim koltuklarım henüz çok yeni.”
- Reklamlar: Siz buna yeni mi diyorsunuz, bunun üzerinden ne modeller geçti. Lütfen günün modasını yakalayın. Siz her zaman daha güzeline layıksınız. Getirin, getirin…
Halılarınız da eskimiş getirin onu yenisiyle değiştirelim. Renk ve desenleri yeni koltuk takımınıza hiç uymayacak. Perdelerinizin üzerinden ne modeller geçti. Duvarlarınızı yeni perdeler ile süsleyin.
Eski Çamaşır Makinenizi, Buzdolabınızı Getirin Yenisini Verelim!!!
Yeni üretilen beyaz eşyalar gerçekten müthiş özelliklerde.
-“Ama evimdeki tüm beyaz eşyalar yeni sayılır, ihtiyacımı karşılıyorlar. Henüz bir arıza bile yapmadılar.”
-Ooo… Siz nerelerdesiniz. Yeni ürettiğimiz beyaz eşyaların birçok yeni özelliği var. Yeni tasarımı, dizayn ve biçimi ile büyüleyici duruyor. Evinizdeki hiçbir beyaz eşya bu standartlara uymuyor. Getirin, değiştirelim, siz her şeyin en iyisine layıksınız.
Eski Otomobilinizi Getirin Yenisiyle Değiştirelim
- “Ama benim arabam 3-4 senelik, üstelik ona iyi baktım. Değiştirmeme gerek yok.”
- Reklamlar: “Yapmayın lütfen. Sizin gibi bir beyefendiye eski bir model arabayla gezmek hiç yakışmıyor. Ürettiğimiz arabanın konforu, rahatlığı ve tasarımı fevkalade. Gelin size layık olduğunuz arabayı verelim.”
Bu Yıl Herkes Cep Telefonunu Değiştirecek!!!
Bu ay piyasaya sunulan cep telefonlarının maharetleri saymakla bitmiyor. Gelin sizi en son üretilen cep telefonumuzla tanıştıralım. Onu görünce almadan edemeyeceksiniz.
- “Fakat elimdeki telefonu alalı bir yıl daha olmadı, yenisine ne gerek var.”
- Reklamlar: “Elinizdeki telefonunun özellikleri geride kaldı. Yeni telefonlar çok daha hızlı bellek, yüksek megapiksel kamera, daha yüksek GB’li hafızasıyla, temassız NFC özelliği ve daha çok hızlı işlemcisiyle baş döndürüyor. Gelin teknolojiye ayak uydurun.
Bu reklamlara bir göz atarsak; teknolojik ürünlerden, kıyafet ve aksesuarlarından, kişisel bakım ürünlerinden, işlenmiş gıdalardan ve sayamayacağımız ürün ve hizmet dalları ile insanoğlunun her tarafı tüketim tuzağı haline getirilmiş durumda. Çoğu zamanda “Her şeyin en iyisine layıksınız” sihirli sözüne kapılıp, değiştirme kampanyalarının devamlı müşterisi haline geliyoruz. Değiştirmek istediğimiz koltuk takımı, telefon, araba vb. gibi kullandığımız araçlar bizim ihtiyacımızı karşılamıyor mu? Karşılıyor. Ama üst modelleri çıkmış, yenileri çok daha üstün özellikli veya farklı üretilmiş. Reklamlar o kadar ustaca yapılıyor ki evdeki eşyalarımızın aslında yeni olduğunu, uzun seneler daha kullanabileceğimizi bizlere unutturuluyor. Çevremize karşı şık görünme isteği bizde ağır basıyor ve güzelim eşyaları artık kullanılmaz diye elden çıkarıyoruz.
Peki hiç düşündük mü; alacağımız mobilya için kaç ağaç kesildi, değiştirdiğimiz arabanın araba veya beyaz eşyanın demiri için kaç ton su kullanıldı. Fabrikalarda üretilen her ürün tabiatın canlılığını bozmakta, tabii güzellikler hiçe sayılarak yağmalanmaktadır. Üsteli üretici firmaların ürettikleri ürünleri kısa vadede bozulacak, yıpranacak şekilde üretmelerine ne diyelim. Kısa bir zamanda bozulunca yenilerini almak zorunda kalıyoruz.
İnsanların tüketim alışkanlıklarıyla küresel ısınma, savaşlar, türlerin yok olması ve sosyal adaletsizlikler arasında bağlantı var. Şu anda dünyamız hızla ekolojik çöküntüye doğru gidiyor. Kullandığımız her bir plastik eşya, satın aldığımız her bir araba, inşa etiğimiz her bir ev aslında dünya üzerindeki kaynakların kullanılması ile ortaya çıkar. Bunun anlamı; kullandığımız her bir şeyin bir başka insanın tüketimini azaltması veya bir canlı türünün yok olmasına yol açmaktadır.
Eskiden hayatını sürdürebilmesi için 10 ihtiyacı olan insanlığın şimdi 100, hatta 1000 tane sahte ihtiyaçları üretilmiş. Ve bunlarla mutlu olacağını zanneden bizler gereksiz ihtiyaçlar yüzünden günde 12-16 saat çalışır hale geldik. Eskiden bir ailede babanın çalışması yeterli iken şimdi tüm ev halkı çalışsa gelirleri geçinmeye yetmiyor.
Her şey son derece masum isteklerle başlıyor. Fakat başladığı yerde durmuyor. Önce, “Başımı sokacak bir evim olsun” temennisi. Ardından biraz daha geniş modern bir ev arayışı. Ardından araba, ardından villa ve ardı arkası kesilmeyen istekler, hedefler…. Kendimizin olduğu kadar eşimizin, çocuklarımızın da içinde kaybolduğu gösteriş merakı, lüks tüketim istekleri ve son trendi yakalama yarışları…
“Mutlu olmak için çok para lazım” sözlerini çok duyduk. Nice insanımız böyle diyerek para kazanma gayretine düştü, her şeyini feda etti. Ama aradığı mutluluğu bulamadı. Bazen elde etmek istediğimiz şeyler için feda ettiğimiz değerleri bir daha asla kazanamayacağımızı biliyor muyuz. Örneğin cömertlik, sözünde durmak, namus ve haya ölçülerimizi başkalarının iyiliğini düşünmek ve dürüstlük gibi…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.