Ahirzamanda Sekîne Duasının Önemi

Bilhassa bu zamanda kalplerin sekîne ve itmi’nân hâli, kişinin zorluklar karşısında dimdik durabilmesi, kararlılıkla mücadele edebilmesi ve istikameti koruyabilmesi için son derece önemlidir. Zira vesvese, şek, şüphe, sıkıntı gibi haller itmi’nân ile beraber neredeyse yok olup kalp dinginleşirken; adeta sekîne ile sükûnete kavuşan kalpten, tüm a’zâlara huzur yayılmaktadır. İşte bu huzuru okuyanlara kazandıracak evradlardan birisi de sekîne duasıdır. Nitekim ahirzaman müceddidi Hazret-i Bediüzzaman’ın daimi virdi olan sekîne duasının muhtevasına baktığımızda Allah’ı tenzih ve takdis, teslim ve tevekkül mesajını içeren ayetler olduğu görülecektir. Buna binaen bu yazımızda Hazret-i Bediüzzaman’ın hiç vazgeçmediği bu dua hakkındaki mülahazamızı soru cevap tekniği ile sunmaya çalışacağız.

Sekîne ne demektir?

Sözlükte “sakin olmak, durmak; susmak” mânasındaki sükûn kökünden türeyen sekîne “ağır başlılık, vakar, rahmet, güven, kişiyi teskin eden şey” demektir (Lisânü’l-ʿArab, “skn” md.). Râgıb el-İsfahânî kelimeye “müminin kalbini teskin eden ve ona güven veren melek, şehvete meyletmekten alıkoyan akıl, korkunun yok olması durumu” anlamlarını vermiştir. Bununla birlikte sekîneyi, Allah’ın lütfuyla mümin kullara gönül huzuru, itminan veren ve kalplerini sükûna eriştiren her şey olarak ifade etmek daha muhtemel ve kuşatıcı bir anlam olacaktır.

Sekîne Kur’an’da nasıl geçmektedir?

Kur’an’daki “s-k-n” türevlerinin ekseriyeti sükûn kök anlamına matuf olarak içsel bir itminanı, kalbi bir dinginlik ve sakinliği, ruhsal bir güveni ifade eder. Sekîne, Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’e, müminlere ve İsrâiloğulları’na atıfla altı âyette geçmektedir. Bunların beşinde Allah’ın Resûl-i Ekrem ile müminlerin üzerine ya da kalplerine huzur indirdiği ve onları -meleklerden oluşan- ordularla ve zaferle desteklediği belirtilmekte (Tevbe; 26, 40; Fetih; 4, 18, 26), birinde ise İsrâiloğulları’na ait sandığın içinde kendileri için rablerinden bir sekînenin, ayrıca Mûsâ ve Hârûn hânedanlarından bir kalıntının bulunduğuna işaret edilmektedir (Bakara, 248).

Sekîne kavramı tefsirlerde nasıl açıklanmıştır?

Tefsirlerde yer alan yorumlarda kelimenin “teskin etme ve güven oluşturma” mânasına vurgu yapılmış; kalbe inen sükûnet, gönül rahatlığı, güven duygusu, sabır, vakar, müminlerin sükûn bulmalarını ve iman etmelerini sağlamak ya da imanlarını arttırmak için Allah’tan gelen yardım ve rahmet biçiminde açıklanmıştır.

İslami kaynaklarda sekine, kullanıldığı bağlam itibariyle sürekli kalple ilişkilendirilerek, kulun çeşitli sebeplerden dolayı yaşadığı şiddetli korku, endişe, tedirginlik gibi ruhi durumlar karşısında Allah’ın müminlere bahşettiği ve onların ızdırap ve sıkıntılarını gideren bir gönül rahatlığı ve kalp huzuru anlamında ele alınmaktadır.

Sekîne kavramını daha iyi anlayabilmek için Kur’ân’da “sekîne” kavramı ile yakın anlamı olan kelimelerin farkını örneklerle açıklar mısınız?

Sekîne ile yakın ilişkisi olan itmi’nân, vakar, îmân, yakîn gibi aralarında ince kullanım farkları olan, aynı alanın yakın anlamlı kelimelerini örnek olarak verebiliriz.

Sekîne zaman zaman kızgınlık, korku, vb. hallerde kalbi teskin edip sükûnete erdirirken, itmi’nân kalbin tam bir güven duygusuyla sükûnet ve ünsiyet halidir.

Sekîne ızdırabın ister heybet (sakınmak, temkinli hareket etmek) ile ister heybet olmaksızın ortadan kalkmasıyken, vakar sadece heybet ile gerçekleşmektedir.

Etki alanı, insanın hem içi, hem de dışı olan îmân, sekîneyi kuşatan bir haldir. Çünkü kişinin îmânla ulaştığı güven duygusu, hayatı boyunca elde etmek istediği güvenin-sükûnetin (sekîne) hayatında kalıcı olmasına bir vesiledir.

Kişinin kalpteki şek ve şüpheleri sekîne ile uzaklaşırken, bu anlayış yakîn ile kesinlik kazanarak zihnen sükûna kavuşmaktadır. Çünkü imanın yerleştiği kalp, sekîne ile dingin ve istikrarlı bir hale gelirken birçok âyette müminin vasfı olarak zikredilen yakîn ile kalbe yerleşen bu halin neticesinde zihin dingin ve kararlı olarak mutlak teslimiyet göstermektedir.

Kur’ân’da “sekîne” kavramı ile zıt anlamı olan kelimelerden örnek verir misiniz?

Örnek olarak Kunût ve Harac kelimelerini verebiliriz.

1. Kunût (Aşırı Karamsarlık)

Kunût ‘kalpte hâsıl olan aşırı ümitsizliğin yüzde müşahede edilmesi veya akıbeti hususunda aşırı karamsarlık izlerinin belirginleşmesi’ neticesinde kişinin yaptığı eylemlerde haddi aşarak karalar bağlamasıdır.

2. Harac (Gönül Darlığı)

Haracın temelinde, şüphelerle dolu olumsuz duygular ile yaşam işlevlerinin önemli ölçüde bozulması sonucu psikolojik rahatsızlığa varan aşırı kalp daralması, ruhu sarsan yoğun sıkıntı ve içsel durumlarda karmakarışık olma hali öne çıkmaktadır.

Sekîne duasının kaynağı nedir?

Hz. Ali’ye (r.a.) göre ism-i azam altı esma-i ilahiyedir. Sekine, Allah’ın altı ismi olan “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile yapılan bir münacattır. Bu dua Mecmuatü'l-Ahzab'ta “Kaside-i Ercûze”nin içinde geçmektedir. (bkz Ahmet Gümüşhanevi Hazretleri, Mecmuatul Ahzab, Sayfa 582-597)

Ayrıca, İmam-ı Âzam'a göre ism-i â'zam; Hakem, Adl, Gavs-ı Âzam Abdulkadir Geylani’ye göre ism-i â'zam; Hayy, İmam-ı Rabbânîye göre ism-i â'zam; Kayyûm ismidir. (bkz. Lem'alar, s. 339)

Sekîne duasında geçen altı ismin Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs şeklindeki sıralanışının hikmeti nedir?

Bu altı isim Allah’ın, ulûhiyetinde ve rububiyetinde eşi, benzeri olmadığı, sanatında ve icraatlarında emsali bulunmadığına işaret eder. Şöyle ki;

Ferd ismi ile; ilahın tek oluşu, Hayy ismi ile; ezeli ve ebedi hayat sahibi olması, Kayyûm ismi ile; her şeyin onun varlığı ile ayakta olduğunu, Hakem ismi ile; her işinde sonsuz hikmetler ve faydalar olduğunu, Adl ismi ile; her şeyin mükemmel ve eşsiz bir ölçü ve adaletle var edildiğini, Kuddûs ismi ile; Allah’ın her türlü eksiklik ve kusurdan münezzeh olduğunu ortaya koymaktadır.

Bediüzzaman Otuzuncu Lem’ayı özel olarak bu altı ismin izah ve tefsîrine ayırmıştır. Fakat neden bu altı ismin tefsir ve izahını duadaki sıraya göre yapmamıştır?

Sekine’de geçen altı ismin sıralanışı “Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddüs” şeklindedir. 30. Lema’da ise Kuddüs, Adl, Hakem, Ferd, Hayy, Kayyum diye sıralanmıştır. Bu sıralamada dikkat çeken unsur isimlerin kâinatta nazara çarpan tefekkür sıralamasına göre yapılmış olduğunu otuzuncu lema’dan görmekteyiz.

Sekîne duasında tevafuk ve sırlar olduğu söylenmektedir. Buna dair açıklama yapar mısınız?

Sekine duasının sırları hakkında çok kıymetli hocam Prof Dr. Niyazi Beki’nin çalışmasında şu notları görmekteyiz:

1-Sekine altı isimden (Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs) meydana gelmektedir. Kur'an'da “sekine” kelimesi de altı defa (Bakara 248, Tevbe 26, 40; Fetih 4,18,26) geçmektedir.

2-Kur'anda geçen sekine kelimesi birçok yönden ondokuz sayısını göstermektedir:

a-Bakara suresinde geçen sekine kelimesi, Talutun hükümdarlığının bir alameti olarak söz konusu edilmiş ve Tabut denilen bir sandığın içinde ilahi yardımın bir simgesi olup, Allah tarafından inananlar için büyük bir moral olup, sükunet, güven ve huzur anlamında kullanılmıştır. Bu ayetten önce surede 247 (13x19) ayet geçmiştir.

b-Sekine kelimesinin diğer tekrarları, Hz. Peygamber (sas) ve müslümanlar için söz konusudur. Bu beş tekrardan ilk üçü Fetih Suresinde söz konusudur. Son ikisi ise Tevbe Suresinde geçmektedir. Bu iki surenin tertip numaralarının (9+48) toplamı: 57 (3x19)'dir. Bu iki sure arasına tam 38 (2x19) sure yerleştirilmiştir.

c- Söz konusu beş ayet numarasının ( Tevbe 26, 40; Fetih 4,18,26) toplamı: 114’tür.Bu sayı, Kur’an’ın 114 sure sayısına uygun olup (19x6) ondokuzun altı katıdır. Nitekim Kur'an'da 19 harfli “sekine” kelimesi altı defa geçmektedir.

d- Nüzul sırası itibariyle “sekine” kelimesi ilk defa Fetih Suresinde inmiştir. Bu sure, bi'setin ondokuzuncu yılında (Hudeybiye seferi dönüşünde) inmiştir. İçinde yer aldığı şifresiz (Başında kesik harfler bulunmayan) sureler sistemine göre, ilk ayeti, 102x19(=17x114) katı bir sıradadır.

e-Sekinenin ilk defa indiği (Fetih 4,18) ayetlerdeki şekli olan “el- sekinet”in ebced değeri 571'dir.

Bu tevafuk, Efendimizin (asm) dünyaya teşrifleri insanlık için bir huzur ve güven kaynağı olduğuna işaret sayılmalıdır. Okunmayan vasıl elifi hariç tutulursa, ebced değeri 570(30x19)dir.

3-Daha öncede belirtildiği üzere sekine olarak isimlendirilen (Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs) altı ismin harf sayısı da ondokuzdur.

4-Sekinenin temel unsurlarından biride besmeledir. Besmelenin harf sayısı da ondokuzdur.

5-Ondokuz harfli besmelenin geçtiği ayet numarası (Neml 30) ile ondokuz cehennem zebanilerini sayısı için söz konusu edilen ayet numarası (Müddessir 30) aynıdır. Bu tevafuk besmele ile zebaniler arasında bir ilişkinin varlığını göstermekte ve büyük sahabi Abdullah b. Mes'udun “besmelenin harfleri cehennem zebanilerinin sayısı kadar olup ondokuzdur. O halde, ondokuz zebaniden kurtulmak isteyen, ondokuz harfli besmeleyi okusun. Bunu okuyan kimse için Allah, bu harflerden her birisini bir zebaniye karşı bir zırh yapar. Cehennem melekleri olan zebanilerde bütün işlerini besmele çekerek yapar ve bütün güçlerini besmeleden alırlar.” (Kurtubi I/12; Beki Niyazi, Namazın Sayısal Mucizesi, s.15) şeklindeki görüşlerinin doğruluğunu teyit etmektedir. İlginçtir ondokuz harfli besmele ile ondokuzdan söz eden ayetin numarası olan 30 sayısı 19 sayısı ile çarpıldığı zaman, yukarıda geçtiği üzere, “el-sekinet” in ebced değeri olan 570 rakamını buluruz.

6-”Sekinet” kelimesini tehecci usulü ebced değeri : (sin=120, kaf=101, ya = 12, nun=106, ta=402) 741(39x19)'dir. İlginçtir, ondokuzdan bahseden Müddessir Suresinin ilk ayeti, sondan itibaren Kur'an'ın 741. ayetidir.

7-Sekine farklı maksatlar için, altı ism-i azama farklı ayetler eklenerek okunur. Ancak bu ayetlerin ondokuz sayısına uygun olması gerekmektedir. Nitekim Bediüzzaman Said Nursi, bir zamanlar bu altı isme 171 (9x19) ayet ilave ederek okuduğunu ilave etmektedir.

Bkz. “…yirmi dört saate yüz etmiş bir defa Sekine ve İsm-i Âzam denilen Esma-i Sitte-i Meşhureyi bin üç yüz mükerrer âyetle okuyan…” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Yirmi Sekizinci Lem'a, Birinci Mesele.)

8-Bediüzzaman tarafından düzenlenen elimizdeki şekliyle “sekine“ duası değişik yönlerden ondokuz sayısını göstermektedir:

a-On defa Allahu Ekber diye tekbir getirildikten sonra ondokuz harfli besmele ile Allah'ın ondokuz harfli altı ismine yer verilmektedir.

b-Sekine duasında ondokuz harfli ondokuz ayet vardır.

Eğer denilse yirminci surede geçen ikinci ayet neden yirmi harften oluşmaktadır?

Evet, ikinci ayet olan “ve anetil vucuhü lil hayyil kayyum “yirmi adet harften oluşmaktadır. Ancak bu ayetin başındaki “vav” atıf vavıdır. Yani bir önceki ayetle bu ayeti bağlayan bir bağlaçtır. Türkçe’deki “ve” ile aynı işlevi görmektedir. Bağlacı saymadığımızda ayetin ifadesi olan “anetil vucuhü lil hayyil kayyum” kalır ki bu da ondokuz harftir. Nitekim İhlâs Nur Neşriyatın baskısını yaptığı Hizbul Hakaikte “vav” yoktur. Ayet, “anetil vucuhü lil hayyil kayyum” şeklinde yazılmıştır.

c-”Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur” mealindeki ayet ondokuzuncu sırada yer almıştır. Bu ayet, bu şekliyle (vav'lı olarak “velhamdülillahi Rabbilalemin şeklinde) Saffat Suresinin 182. ayeti olarak geçmektedir.

—Bu ayetin harf sayısı ondokuzdur.

—Bu ayet kendi sisteminde (başında şifreli harf bulunmayan sureler sistemine göre) Kur'an'ın 1824. (96x19=5x19x19+19) ayetidir.

—Bu ayet, Kur'an'daki “elhamdülillah” cümlesinin ondokuzuncu tekrarıdır.

—Bu ayetin ebced değeri: 589 (31x19)'dur.

Velhasıl; ahirzaman müceddidi diyor ki: “Bu asırda hayatı insaniye, hususan hayat-ı içtimaiyesi öyle dehşetli, fakat cazibeli ve elim, meraklı bir vaziyet almış ki, insanın ulvî lâtifelerini ve kalp ve aklını, nefsi emaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşürttürüyor.” Madem hakikat budur, işte böyle bir zamanda sekîne duası tefekkür ve tezekkür edildikçe sükûnete kavuşan kalpten, tüm a’zâlara yayılan huzur, takva ve istikameti netice verecektir.

Kaynaklar:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sekine
Serhan Osmançelebioğlu; Kur’ân'da sekîne kavramı üzerine bir inceleme (Yüksek Lisans Tezi)
Cevşenü'l Kebir ve Meali İcmali, Tercüme Prof. Dr. Niyazi Beki, Tenvir Neşriyat
Risale-i Nur Külliyatı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum