Filistin'in başkenti Kudüs olacak

Filistin'in başkenti Kudüs olacak

İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği (İKÖPAB) Genişletilmiş 2. İcra Komitesi ''İstanbul Deklarasyonu''nu ittifakla kabul etti

Deklarasyona ilişkin bilgi veren TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, toplantının gündeminin, İsrail'in uluslararası hukuka aykırı olarak üç semavi dinin buluşma noktası Kudüs'te yeni yerleşim bölgeleri açarak kentin kutsal dokusunu bozması konusunda bir genel müzakere yaparak bu konuda bir deklarasyon yayınlamak olduğunu söyledi.

Toplantıya katılan heyetin ittifakla deklarasyonu kabul ettiğini bildiren Şahin, toplantıya İKÖ üyesi 30 ülke parlamentosu adına katılım olduğunu, 14 parlamento başkanının yanı sıra 4 parlamento başkan yardımcısı ile çeşitli heyetlerin da toplantıya katıldığını belirtti.

İstanbul Deklarasyonu'na ilişkin özet bilgi de veren Şahin, şunları kaydetti:

''BM kararlarına uygun olarak, başkenti Kudüs-ü Şerif olacak, egemen, kendi ayakları üzerinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Orta Doğu'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barış için tek çıkar yoldur. İsrail'in bunu engellemeye yönelik her türlü uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına bir an önce son verilmelidir. Özellikle Kudüs-ü Şerif'in İslami yapısı ve çok kültürlü kimliği, İslamın ve Hristiyanlığın mukaddes mekanlarının kutsallığı korunmalıdır. Yeni yerleşim yeri açma girişimlerinden İsrail derhal vazgeçmelidir.

Kudüs'te barış olmadan Orta Doğu'da, Orta Doğu'da barış olmadan dünyada barış olmaz. Artık tüm dünya bunu kabul etmelidir ve özellikle bu bildiride, Filistinli grupların bölünmüşlüğünün bir an önce sona ermesi konusunda da ciddi çağrıda bulunulmaktadır.

Ayrıca, başta BM Genel Kurulu, İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO olmak üzere İsrail'in uluslararası hukuka uygun davranmasının temin edilmesi konusunda girişimde bulunulması altı çizilerek vurgulanmaktadır. Uganda'da yapılan son konferansta Kudüs Takip Komitesi'nin kurulması kararlaştırılmıştı. Kudüs Takip Komitesi'nin de bir an önce oluşturularak İKÖPAB bünyesinde olup bittilere artık seyirci kalınamayacağı ve bu konuda İslam dünyasının ve üye ülkelerin üzerine düşen görevi yapacağı da açıkça vurgulanmıştır.''