Denge içinde organ/ik bir ortamdan beslenerek öğrenen insan, hayatın anlamını daha hatırlatıcı bulur. Bu sayede kendisiyle kurduğu ahenk içinde ilerler. İç ve dış okuma dengesini "organik ürünler" olan fıtratının pusulası ile belirler.

Fıtri/Organik hayat, hayatın mekanik sertliğini yumuşatır, fıtri/organik öğrenme yaklaşımı kırılgan noktaların riskini azaltır.

Fıtri/Organik eğitim, organik bir hayatın organ/bağ/bağlantı ve üstünde sistem tasavvurunu inşa eden bir eğitim yapılanmasıdır.

Fıtri/organik inşa basamakları, ile inşanın organik gerçekliğiyle yüzleşebiliriz. Bunu planlayabiliriz.

Niyet ve teşebbüs bağlamında içimizdeki hakikat çekirdeklerini birer tohum gibi özgür zihin bahçemize ekip, sevgi denizimizde sulayabiliriz. İman/İslam güneşinden ışıklanacak bir sentezin fotoğrafını yakalayabiliriz ve bunu yakalamak için bütün donanımları en sıkıştırılmış dosyalar halinde fıtratına derc edilmiş bebek için kurabiliriz.

Evet, hayat bebek tadında bir masumiyet, çocuk kıvamında bir coşku ve sorumlulukla gençleşir ve fıtri/organik bir hal alır. O zaman dikkatli ve odaklı bir genç doğumunu kendi çocukluğundan alacaktır.

Fıtri/organik eğitimi, kısaca "..doğal öğrenme yollarını keşifle açmak" şeklinde tanımlamak mümkün.

İnsanın öğrenme kanallarını/mecralarını/yollarını nasıl açacağımız konusunda bir farklılık ortaya koyuyor Fıtri/Organik Eğitim.

Öğrenmenin davetkar merakları olur. Öğrenme talep edilebileceği gibi sürecin içinde gözlem dünyasına gelen ve etrafla şekillenen öğrenme serbestliği de söz konusudur.

Eğer fıtri/organik bir süreçte ilerleme söz konusu ise öğrenme informel ve kendi zemininde geliştirici karakterlerini ve özel inşa biçimini ayrıcalıklı bir şekilde yürütmektedir. Çünkü her insanın değişen, aynı zamanda değişken, değişimle farklılaşan, gittikçe üçüncü kişiye göre sübjektif bir hal alan iç yolculuklarının dış dünya ile bağlandığı ve idealleri ile gerçekleri arasında bir düzenleme yaşadığı öğrenme iklimi şekillenmektedir.

Fıtri/Organik eğitimde her birey farklı bir dünya olarak ele alınıyor ve keşfederek kendini bulması öncelikle hedefleniyor ve sonra dış dünya ile gerekli bağları kurması sağlanıyor. Batı, yeni organik bir eğitim modeli arayışıyla kendini bulma ve kendine dönme çabası içinde.

İnsanın kendini inşa değerleri ve algılama araçları ile iletişim ve gözlem dinamikleri oldukça değişkendir. Ailesi, onların taşıdığı geçmiş, genel kültür, doku ve doğumla başlayan şartlar ve çevrelenmiş yapı içinde bebeklikten itibaren fıtri/organik inşayı nasıl başaracağız?

Ne kadar fıtri/organik zeminde ilerleyebiliriz?
Çocuk terbiyesi ve gelişiminde fıtri/organik varlıkların dilini ve yaratılış gerçeğini bilmeden ve kavramadan fıtri/organik felsefe oluşturmadan, fıtri/organik eğitimlere geçebilir miyiz?
Elbette geçemeyiz.

Kainatı, içindekileri ve onların birbiriyle olan ilişkilerini ve birbirini tamamlama/ikmal etme özelliklerini, adına bilim dediğimiz, aynı zamanda Sünnetullah/Adetullah olan fıtri/organik halden modellemek, bizi bebek gibi masumlaştırıcı ve ona göre yönlendirici fıtri öğrenmelere ve organik bağlara götürür.

Eğitim metodolojisi de bu olmalıdır aslında. İlk orijine dayandırmak, bebek masumiyetinde öğrenmeyi devam ettirebilmek. Kısaca fıtri/organik olanın üzerine temellendirmek. Biz bu güne kadar hep yeni ve başka bir şeyi inşaya kalkıştık ve bunu da dayatmacı bir eğitimle gerçekleştirdik. Fıtrattan ve fıtri/organik inşadan uzaklaştırdık eğitimi. Böylece inorganik oldu eğitimimiz ve yetiştirdiğimiz insansa gayr-i fıtri.

Bu bağlamda,davranışçı ve yapılandırmacı eğitim yaklaşımları yerine fıtri ve fıtrat kanunları paralelinde ilerleyen keşfedici  metotlara duyulan ihtiyaç artmaktadır. Yeniden düşünmenin ve alternatif eğitim modelleri geliştirmenin vaktidir. Risale-i Nur’un eğitim felsefesi, metodolojisi, müfredatı ve uygulamasına dair yoğun bir gündemle ortaya yeni çalışmalar çıkmalıdır.

Bu mevzuya devam edelim inşallah.