GATA kansere değil başörtüsüne bakmış
21 takdirnamesi olan bir yüzbaşının kanser olan eşi sırf başörtülü diye kapı önüne konuldu...
28 Şubat döneminde Yüksek Askerî Şûrâ'da(YAŞ) "disiplinsizlik" gerekçesiyle ordudan atılan 21 takdirnameli Yüzbaşı Sadık Güray Balatekin, eşi başörtülü olduğu için baskılara maruz bırakıldığını söyledi.
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Yüzbaşı Balatekin, yaralı teröriste bile bakan ordunun, başörtülü diye kanser eşini GATA’da kapının önüne koyulduğunu ifade etti.
YAŞ kararlarında 'disiplinsizlik' gerekçesiyle haksız yere ordudan uzaklaştırılan subay ve astsubaylar, bekliyor. Yüzbaşı Sadık Güray Balatekin de 21 takdirname almasına rağmen eşi başörtülü diye ‘disiplinsizlik’ gerekçesiyle ordudan atılan yüzlerce subaydan birisi.
Sadık Güray Balatekin’nin yüzbaşılığa giden yoldaki hikâyesi, 1988 yılında Kara Harp Okulu'ndan 'topçu teğmen' olarak mezun olmasıyla başlar. Doğu ve Güneydoğu'da önemli görevlerde yer alan Balatekin için sorunları 90'lı yıllardan sonra başlar. 1993 yılına kadar dinini özgürce yaşayabilen Balatekin, bu yıllardan sonra eşinin başörtüsü sebebiyle baskılara maruz kalır.
Atamalarda dikkate alınmak üzere şahsının, eşinin ve 12 yaşından büyük çocuklarının fotoğrafları istenir. Fotoğraflarda başı kapalı olanların takibe alındığını söyleyen Yüzbaşı Balatekin, bununla birlikte fişlemelerin de alenen başladığını ifade etti.
Başörtüsünün atamalarda etkisini gösterdiğini aktaran Balatekin, “Topçu sınıfında olmama rağmen 1998 yılında piyade taburu bünyesindeki bir bölük komutanlığında görev yapmak üzere Ardahan'a tayin edildim. Ben PKK'ya karşı silahlı mücadele verirken, eşim başörtü baskısına maruz bırakılıyormuş. Eşim subay eşleri ile birlikte kantinin bahçesinde otururken, garnizon komutanının talimatıyla başörtülü olduğu için nöbetçi subay tarafından bahçeden kovulmuş.” dedi.
SENİN GİBİ BAŞARILI BİR SUBAYIN EŞİ BÖYLE OLAMAZ
Garnizon Komutanlığı'na tayin edildiğinde lojmanda yer bulamadığı için dışarıda ev tuttuğunu aktaran Balatekin, “Garnizon komutanı bana mutlaka akademiye gitmem gerektiğini ve kurmay olmam gerektiğini söylüyordu. Lojmanda yer bulmam ve eşimin garnizon içerisine girmesiyle garnizon komutanının benimle ilgili bu iyi niyeti bir anda tersine döndü. Bir gün ansızın garnizon komutanı odama geldi ve bana ‘Senin gibi çalışkan, başarılı bir subayın eşi böyle olamaz’ dedi. Odada bir anda soğuk rüzgarlar esmeye başladı.
Bu güne kadar hep duyduğum baskıcı zihniyetle ilk kez somut şekilde karşılaşmıştım. Komutana, eşimin üniversite mezunu bir öğretmen olduğunu, kendi iradesiyle dini vecibelerini yerine getirdiğini söyledim." dedi. Garnizon komutanına "Siz eşinize kapanacaksın diye baskı yapabilir misiniz?" şeklinde soru yöneltiğinde 'Tabiki hayır' karşılığını aldığını belirten Balatekin, "Aynı şekilde kendimin de eşime ‘açıl’ diye baskı yapamayacağımı söyledim. Karşılıklı atışmamız onun ‘28 Şubat bin yıl sürecek’ şeklindeki sözüyle son buldu. En son ‘Eşin başörtülü olduğu sürece bu orduda kalamazsın.’ ifadesini kullandı ve çıktı." diye konuştu.
TERÖRİSTE BAKAN ORDU, BAŞÖRTÜLÜ DİYE KANSER EŞİMİ VE BENİ KAPININ ÖNÜNE KOYDU
1999 yılının baharında eşinin rahatsızlandığını dile getiren Yüzbaşı Balatekin, İstanbul'da yapılan tetkikler sonucunda eşine mide kanseri teşhisi konduğunu aktardı. Hastalığın ilerlemesi üzerine tayininin Ankara'ya çıkarıldığını anlatan Balatekin, “Eşim GATA'da kemoterapi tedavisi görmeye başladı. Kasım 1999'a kadar 6 kürlük tedavinin 4'ünü tamamladı.
Her şeyin yolunda gittiğini düşünürken 29 Kasım 1999'da üzerimde yüzbaşı üniforması ile görev yaptığım birliğin kapısından girdiğimde ihraç edildiğimi öğrendim. TSK kimlik kartımı, beylik tabancamı ve sağlık karnemi aldılar. Tüm sosyal haklarımı kaybettiğim için GATA'da kanser tedavisi gören eşimin tedavisi yarım kaldı. Durumu eşimden sakladım ve tedaviye ara verdiklerini söyledim. Eşim daha fazla dayanamadı ve 15 Aralık'ta vefat etti.” şeklinde konuştu.
Eşinin durumunun bilindiği halde tedavisinin yarım bırakıldığını anlatan Balatekin, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Başından geçenlerin medyaya yansıması üzerine Genel Kurmay Başkanlığı tarafından açıklama yapıldığını aktaran Balatekin sözlerini şöyle tamamladı: “Genel Kurmay Başkanlığı ‘Teröristlere bile yardım eden silahlı kuvvetler, bir yüzbaşısının eşine ihraç edilse de bakar’ diye bir bülten yayınladı. Madem bakacaktınız neden bakmadınız? Ankara Garnizon Komutanlığı’na eşimin hastalığı nedeniyle tayin edildim. Neden bakmadınız? Her şeyden haberiniz vardı. Yaralı teröristlere baktılar ama bir yüzbaşının eşini kapının önüne koydular.”
Cihan