Gazi Üniversitesinden Afrika kültürünü araştırma atağı
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ağıldere, "Üniversitedeki 'Çeviri ve Kültürel Çalışmalar' programı, Türkiye'de hem çeviri hem de kültürel çalışmaları birlikte barından tek lisansüstü programı." dedi.
Gazi Üniversitesi Akdeniz Havzası ve Afrika Medeniyetleri Araştırma Merkezi (GAKAF) Müdürü Prof. Dr. Suna Timur Ağıldere, Gazi Üniversitesinde başlatılan "Çeviri ve Kültürel Çalışmalar" lisansüstü programının, Türkiye'de hem çeviri hem de kültürel çalışmaları barındıran tek lisansüstü program olduğunu vurgulayarak "Türkiye'nin Afrika kıtası ile kadim tarihi ve kültürel ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda daha fazla çaba sarf edilmesi, daha çok üniversitede Afrika kültürüyle ilgili yüksek lisans ve doktora tezlerinin hazırlanması gerekiyor." dedi.
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlık Kurucu Bölüm Başkanı ve GAKAF Müdürü Ağıldere, Türkiye ve Afrika arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilere ilişkin araştırmaların yanı sıra dil, edebiyat ve kültür alanlarındaki araştırmaların önemini AA muhabirine değerlendirdi.
Ağıldere, Türkiye'nin 10 araştırma üniversitesinden biri olan Gazi Üniversitesinin Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde ve Mütercim Tercümanlık Bölümünün koordinasyonunda Türkçe ve İngilizce yürütülen "Çeviri ve Kültürel Çalışmalar" yüksek lisans ve doktora çalışmalarının, disiplinler arası lisansüstü programlar olduğunu ve derslerin mütercim tercümanlık, uluslararası ilişkiler, tarih, edebiyat ve sosyoloji bölümlerinden öğretim üyeleri tarafından verildiğini kaydetti.
Çeviri ve kültürel çalışmaları barındıran tek lisansüstü program Gazi Üniversitesinde
"Çeviri ve Kültürel Çalışmalar" programının birçok disiplini barındırdığı için öğrenciler tarafından çok tercih edilen bir lisansüstü programı olduğuna dikkati çeken Ağıldere, "Yüksek lisans ve doktora programlarımıza her sene yaklaşık 300 öğrenci başvuru yapıyor. Yıllara ve ihtiyaca göre bu başvurular arasından 20 veya 10 öğrenci programa kabul ediliyor." dedi.
Ağıldere, genellikle Türkiye'nin çok çeşitli üniversitelerinin mütercim tercümanlık, Batı ve Doğu dil ve edebiyatları, Türk dili ve edebiyatı ile dil bilimi bölümleri mezunlarından başvuru geldiğini söyleyerek uluslararası ilişkiler, gazetecilik, halkla ilişkiler, tarih ve mühendislik bölümü mezunlarının da programa ilgi gösterdiğini belirtti.
Toplamda 198 öğrencisi bulunan yüksek lisans ve doktora programında Afrika, Arap, Amerikan, Çin, Fransız ve İngiliz dil, tarih, kültür ve çeviri çalışmalarına ilişkin derslerin olduğunu vurgulayan Ağıldere, şöyle devam etti:
"Çeviri bilim alanına ilişkin derslerimiz var. Burada daha çok çeviri uygulamaları ve kuramlarına odaklanıyoruz. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri çeviri tarihi derslerimiz var. 'Çeviri ve Kültürel Çalışmalar', Türkiye'de hem çeviri hem de kültürel çalışmaları birlikte barından tek lisansüstü program. Ayrıca Arapça, Çince, Fransızca ve İngilizce anabilim dallarından oluşan Mütercim Tercümanlık Bölümü öğretim üyeleri, üniversitemiz bünyesinde olduğu gibi Ankara'da bulunan birçok farklı üniversitenin tarih, uluslararası ilişkiler, halk bilimi ve yabancı diller eğitimi bölümlerinde dil ve kültürel çalışmalar alanlarında lisansüstü dersler vermektedirler. Örneğin, üniversitemiz Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde yürütülen YÖK 100/2000 'Afrika Çalışmaları' doktora programının 'Afrika Kültürü' derslerini bölümümüz öğretim üyeleri vermektedir."
Afrika ile ilişkiler kültürel açıdan inceleniyor
Ağıldere, Türkiye'nin Afrika'ya ilgisinin ve açılım politikasının 2005'in "Afrika Yılı" ilan edilmesi ve 2010'da kabul edilen "Afrika Strateji Belgesi"nin uygulanmaya başlamasıyla derinlik kazandığını belirterek "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali'yi ziyaret etti ve bu ülke halkları tarafından çok sıcak karşılandı. Bu dört ülke de Frankofon yani Fransızca konuşan Müslüman ülkeler." diye konuştu.
Fransa'nın sömürge geçmişinden dolayı Kuzey Afrika ve Batı Sahraaltı Afrika ülkelerinde, 60'a yakın Fransız Kültür Merkezi aracılığıyla çok güçlü bir kültürel diplomasi ağı olduğuna dikkati çeken Ağıldere, şunları kaydetti:
"Örneğin sadece Cezayir’in farklı şehirlerinde son derece etkin 7 Fransız Kültür Merkezi ve Fransa Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çok sayıda öğrencisi bulunan iki ilköğretim ve ortaöğretim okulu mevcuttur. Öyle ki 1977-1988 yılları arasında Oran'da Fransız Pasteur Lisesinde ilköğretim ve ortaöğretim hayatının yaklaşık on senesini geçirmiş birisi olarak, Cezayir eğitim ve kültürel yaşamındaki bu yoğun Fransız etkisine bizzat tanıklık etme fırsatımız oldu. Fransız üniversitelerinin lisansüstü programlarında üretilen tezler yakından incelendiğinde ise, 1991 ile 2017 seneleri arasında Fransa'da eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında, gelişmekte olan ülkelerle ilgili 438 doktora tezinin hazırlandığını görüyoruz. Bunların yüzde 57'si Sahraaltı Afrika ülkeleriyle ilgili ve büyük çoğunluğu da bölgenin eğitim, tarih, dil ve kültür ilişkisini irdeleyen tezler. Türkiye'nin Afrika kıtası ile kadim tarihi ve kültürel ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin daha fazla çaba sarf etmesi, daha çok üniversitede Afrika kültürüyle ilgili tezlerin hazırlanması gerekiyor. Türkiye'deki lisansüstü tezlere genel olarak baktığımızda, Türkiye-Afrika ilişkileri genellikle uluslararası ilişkiler, siyasi ya da ekonomik iş birliği açısından yüksek lisans ve doktora düzeyinde inceleniyor. Ancak siyasi ve ticari ilişkileri irdelemek yetmez. Bir ülkeyi iyi tanıyabilmek için mutlaka kültürünü de tanımanız ve çeviri yoluyla ülkenizde bu kültürü tanıtmanız, o ülkeye insan bilimi yani antropolojik açıdan bakmanız, dil ve edebiyatını, gündelik yaşam kültürünü çok iyi incelemeniz gerekir. 'Çeviri ve Kültürel Çalışmalar' lisansüstü programımız, Türkiye Afrika ilişkilerini kültürel açıdan inceliyor. Ayrıca Afrika kültürüne ilişkin derslerimizin birçoğu, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Hamamönü'nde açılan ve bizim de akademik danışmanlığını yaptığımız 'Afrika Kültür Evi'nde verilmektedir."
Afrika'yı tanıma ve tanıtma faaliyetleri
Afrika kültürünün Türk lisansüstü öğrencileri tarafından hazırlanan tezlerle tanıtılmasının yanı sıra en iyi tanıtımın o ülkelerden gelen Afrika uyruklu öğrenciler tarafından yapılabileceğini söyleyen Ağıldere, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) ile Cibuti hükümeti arasındaki yükseköğretim anlaşması çerçevesinde, Cibuti'den Gazi Üniversitesine çeşitli alanlarda öğrenim görmek için 17 yüksek lisans ve doktora öğrencisinin geldiğini, öğrenimlerini tamamlamalarının ardından bu mezunların ülkelerinde akademik kariyerlerine devam edeceğini vurguladı.
Afrika kıtasından şimdiye kadar 15 Nobel Ödülü kazanıldığını, bunların dokuzunun sosyal bilimler alanında barış ve edebiyat ödülü olduğunu hatırlatan Ağıldere, "Afrika kıtasının kazandığı 4 Nobel Edebiyat ödülü var. Biz de bu sene Afrika edebiyatı ve kültürü üzerine biraz daha yoğunlaşmak istedik. Afrika kültür tarihi açısından önem teşkil eden ve daha önce dilimize çevrilmemiş eserleri, Fransızca, Arapça ve İngilizce Mütercim-Tercümanlık Anabilim Dallarımızın öğretim elemanları Türkçeye kazandırmak için çalışmalara başladılar." dedi.
Ağıldere ayrıca Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi bölümü öğretim üyeleri, Ankara'da bulunan 33 Afrika ülkesi Sefireleri Derneği (ASHOM), Dışişleri Bakanlığı, Afrika Kültür Evi iş birliğiyle hazırlanan ve Türk Tarih Kurumu (TTK) yayınlarından 25 Mayıs Dünya Afrika Günü'nde piyasaya çıkacak olan "Afrika Tarihinde Yemek Kültürü" kitabının da sonuna geldiklerini belirtti.
Gazi Üniversitesi, TRT, TTK, Halk Bankası iş birliği ve Dışişleri Bakanlığı desteğiyle hazırlanıp TRT Haber'de yayınlanan Afrika kültür hayatına ilişkin Fas ve Tunus belgesellerinin büyük beğeni aldığını söyleyen Ağıldere, gelecek ay Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim elemanları ile Kasbah Mahallesi ve Keçiova Camisi belgeselinin çekimleri için Cezayir'e gideceklerini açıkladı.
Eğitim alanın Afrika'da çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Ağıldere, Tunus doğumlu bir Müslüman ilim kadını olan Fatma el-Fihri'nin, UNESCO tarafından dünyadaki ilk üniversite kabul edilen Karaviyyin Üniversitesini 859 yılında Fas Krallığı'nın Fes şehrinde kurduğunu hatırlattı. Ağıldere, bu hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle TTK Başkanlığında Tunuslu akademisyenler ve Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi iş birliğiyle "Fatma el- Fihri" paneli düzenleneceğini belirtti.
Afrika kıtasının çok zengin kültürel çeşitliliğine dikkati çeken Ağıldere, "Çeviri ve Kültürel Çalışmalar" lisansüstü programı ve GAKAF olarak bu bakir kültürel alanın genç araştırmacılar tarafından hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezleri ile ayrıntılı olarak incelenmesini ve Türk kamuoyuyla paylaşılmasını çok arzu ediyor ve teşvik ediyoruz." dedi.
"Batı Sahraaltını, özellikle de Senegal kültürünü incelemek istedim"
Gazi Üniversitesi Çeviri ve Kültürel Çalışmalar Bölümünde yüksek lisans tezini Türkçe olarak hazırlayan Özge Güldere, Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden 2015 yılında mezun olduktan sonra bu programa başvurduğunu belirtti.
Güldere, Fransız dili ve edebiyatı öğrenimi gördüğü için tezini Batı Sahraaltı Afrika üzerine yazmak istediğini belirterek "Batı Sahraaltı’na baktığımız zaman kültürel açıdan çokça incelenmemiş, üzerinde Türkçe çok çalışma olmayan bir bölge. Uzun bir dönem Fransız sömürgesi olmasından dolayı, Fransız dilini iyi bilmenin de verdiği güvenle bu el değmemiş bölgenin kültürünü incelemek istedim. Tezime, Batı Sahraaltı bölgesi edebi kültürü, özellikle de Senegal üzerinde çalışacak araştırmacıların ilgi duyabileceğini düşünüyorum." dedi.
Afrika kadın edebiyatı alanında ayrıcalıklı bir yer tutan Senegalli yazar Mariama Ba'nın "Uzun Bir Mektup" kitabının Türkçe çevirisinin kültür odaklı incelenmesi üzerinde çalıştığını belirten Güldere, "Kültürel çalışmalar zaten ilgi duyduğum bir alandı. Bir dil ve edebiyat öğrencisi olarak her zaman çeviri alanının da içindeydim. İlgi duyduğum her iki alanın bir arada olduğunu gördüğüm için bu bölümü seçtim. Türkiye'de ilk olan bir programda, hem de Afrika ile ilgili çalışma yaparak ilk öğrencilerden biri olmak benim için çok önemli ve özel." diye konuştu.
"Afrika Boynuzu kültürü hakkında özgün bir yüksek lisans tezi yapacağım"
Bölümün Cibutili öğrencisi Ebubekir Muhammed Abdi, 2016'da Cibuti Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra YÖK ile Cibuti Yükseköğretim Bakanlığı arasındaki anlaşma çerçevesinde ve Cibuti hükümetinin Cibuti Üniversitesinin en başarılı 5 öğrencisine verdiği hükümet bursuyla Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Abdi, Cibuti Büyükelçiliği vasıtasıyla haberdar olduğu Gazi Üniversitesindeki "Çeviri ve Kültürel Çalışmalar" lisansüstü programında okumaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye ve Cibuti ilişkilerinin tarihi kökleri olduğunu vurgulayan Abdi, Osmalı'nın Portekizlilere karşı Cibuti halkına destek olduğunu ve bugün de Cibuti'de çok sayıda Osmanlı eseri bulunduğunu, bunların TİKA tarafından restore edildiğini söyledi.
Cibuti dilleri ve kültürü üzerine yaptığı çalışmalarla ülkesini ve kültürünü Türkiye'ye ve dünyaya tanıtmak istediğini belirten Abdi, "Afrika Boynuzu kültürü hakkında özgün bir yüksek lisans tezi yapacağım için çok mutluyum." dedi.
AA
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.